başbakan recep tayyip erdoğan'ın da katıldığı 2008-2009 öğretim yılı açılış töreninde izinsiz gösteri yaptıkları gerekçesiyle 15 ay hapis cezasına çarptırılan 18 öğrencileri için imza kampanyası başlatan istanbul teknik , yıldız teknik ve boğaziçi üniversitelerinden 114 cesur yürek...
aralarında prof. dr. celal şengör, prof. dr. ayşe erzan, prof. dr. iştar gözaydın'ın da bulunduğu öğretimelemanlarının yer aldığı kampanyayı destekleyen akademisyenler öğrencilerine kalkan olmaya hazır olduklarını vurgularken düşünce üretimi ve ifadesi demokratik bir hak ve yükümlülüktür. bu hak, bağımsız ve özgür düşünce üretiminin yattığı üniversitede de olmazsa olmaz bir koşuldur dedi.
konu ile ilgili ulu önder mustafa kemal atatürk'ün bursa nutku'ndan alıntı yapmadan olmaz sanırım :
" türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır demeyecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır."
4 aralık 2010 tarihinde yaşanan o içler acısı olaylar karşısında şimdi de gelin şu gün bizi yöneten yada yönettiğini iddaa eden başbakanın olaya bakışını inceleyelim :
"son birkaç gündür bazı gazeteler ve televizyonlar, öğrencilerin provokatif eylemlerine ağırlıklı yer veriyor. buna da değinmeden geçemeyeceğim. protesto elbette bir demokratik haktır. bundan önce de söyledim, emniyet bu tür bir operasyonun güvenliğini tesis etmekle sorumludur. fakat oraya gelen öğrenciler bir siyasi partinin çatısı altında toplanıp belli ideolojinin mensubu olarak toplanmak suretiyle buraya gelip protesto değil, 'biz de bu toplantıya girmek istedik' diyorlar. davetli olan toplantılar vardır, halka açık toplantılar vardır. sizi davet mi ettik de geliyorsunuz?
gençlerle de toplantımız olacak. ama elinde taşla, molotof kokteyliyle, yumurtalarla gelenlerle toplantı yapmayız biz. bunu da çok açık söylüyorum. biz düşüncesiyle, fikriyle, entelektüel katkı sağlamak isteyen gençlerle bu ülkenin sorunlarını konuşuruz. diğerleriyle konuşamazsınız ki! karşıt düşünceye, görüşe sabır göstermeyen gençlerle nasıl konuşacaksınız? orada ön yargılar, ön fikirler var. demokrasi bu değildir, katkıdır. özgürlükler bu değildir, özgürce düşüncenizi ifade etmektir. taşla, sopayla, bıçakla, kasaturayla değil! işte bizim bunu aşmamız gerekir. şimdi önümüzde inşallah yine dolmabahçe toplantılarımızın bir periyodunda da gençlerle toplanacağız."
merak ediyorum o toplantıda hangi badem bıyıklıların rektörü olduğu vakıf üniversitelerinin öğrencileri katılacak...
kendi demokrasi anlayışında karşıt görüş olmayan birinin kalkıp da üniversitelerin atatürkçü düşünce kulüplerinin başkanlarını davet etmesini beklemek yanlış olur herhalde...kendini cemaat evlerinde yetiştirmiş şakirtleri toplar sonra da demokratik olduk bakın der geçer...
3-5 kişinin emirlerine itaat eden "cesur" kişilerdir. kendileri ancak böyle mevzularda cesur olabilirler , zira o emir geldimi ertesi gün ordu göreve pankartı açmakta tereddüte dahi düşmezler. satılık düşünce böyle oluyor efendim.
sormayın gitsin , ne büyük cesaret ne büyük azim... içimiz dağlandı duygulandık ağlamaya başladık.
düşünsenize bu gün bir başbakan a yumurtalı , ayakkabılı , fiziksel saldırılı , yada izinsiz şekilde protesto edemiyoruz.
halbuki avrupa da abd de öylemi?
geçen gittim bir güzel giriştim obamaya ağzı yüzü dağıldı adamın, ama korumalar orda omuz omuza vermiş güle güle beni izliyordu. neyse efendim vuruyorum bizim obiş e döve döve yoruldum tabi bana sevecen sevecen ayakkabısını uzatmaz mı? "al bunla vur suratıma daha az yorulursun" demez mi? içim duygulandı demokrasi işte azizim...
sonra gittim şu fransadaki sarkozy yi buldum elimde ayakkabı tam suratına çakıcam durdurdu korumalar... dedim nooluyor? "levye uzattılar al bunla döv daha az yorulursun." dediler. insan görünce şaşırıyor azizim demokrasi işte böyle birşey.
neyse levye ile girişirken ben buna bunun güzel manken sevgilisi geldi aklıma. dedim "çağırın gelsin" hemen çağırdılar tabi. oracıkta taciz ettim. böyle birşey işte medeniyet görüyor insan.