dini inancı gereği başını örttü diye milletin seçtiği bir vekile, meclis kürsüsünden; "burası devlete meydan okunacak yer değildir" diye bas bas bağırılmamıştır. çünkü herkes herkesin dini inancına saygılıdır.
28 şubatlar, postmodern darbeler, terör olayları hiç yaşanmamıştır. sağ-sol çatışmaları, darbeler, ekonomik krizler, develüasyonlar falan hiç olmamıştır.
11 yıl öncesine kadar herkes mutlu mesut yaşarken, her şey bir anda değişmiştir.
yav arkadaş, burası mezopotamya. burası dünyanın merkezi. burada savaş, kan ve gözyaşı tarihin hiç bir döneminde eksik olmadı, olmayacak. bunun dönemin hükümetlerleriyle, liderlerleriyle, görüşleriyle bi ilgisi yok.
10 yıl önce de bu ülkede etnik ayrımcılık, ötekileştirme, çatışma, karışıklık vardı, 20 yıl önce de, 50 yıl önce de. ülkenin başında kim olursa olsun, bundan 50 sene sonra da böyle olacak.
son olarak, bu konularda atıp tutmak için belli bi yaşın üzerinde olmak lazım. ama bakıyoruz, hayatında akp dışında iktidar görmemiş bebeler, akp'den önce şöleydi, akp'den önce böleydi diye atıp tutuyor.
lan tamam, akp iktidarı başarılıdır, tayyip büyük liderdir demiyorum ama ben bu ülkede mesut yılmaz ve tansu çiller gibi adamların devlet yönettiklerini de gördüm. bunlardan sonra tayyip erdoğan, gerçekten dünya çapında bi adammış gibi geliyo insana. her ne kadar öyle olmasa da.
ya bi yürü git denilesi mantıktır pardon mantıksızlıktır. ulan 15 sene önce kürdüm desen dövecekler gibi bakarlardı. aleviyim desen keza öyle. allah aşkına akıl var nizam var.
türkiye'de her zaman ayrımcılık vardı. bir dönem dinci-dinsiz, bir dönem sağ-sol, şimdi de türk-kürt. belki etnik kökenden değildi ama biz her zaman iki parçaydık.*
batı'daki karma toplum bir şekilde birbirine entegre olmuştu, kimileri asimilasyon dese de bu aslında alt kültürün üst kültüre teslimiydi ve bu durum devam etmektedir asla asimilasyon değildir.
doğu'da ise salt yoğunluk kürtlerin elindeydi ( ki hala böyle) ve pek dillendiremedikleri bilinçaltı ayrılık fikirleri ilk defa dillenmeye başlamıştır.
siyasiler de oy hırsıyla abanıp toplumu iki katmana ayırdı. kürt milliyetçileri de en az türk milliyetçileri kadar sivrildi.
sonuç: içinde bulunduğumuz, tüm türkiye halklarının tek bir ortak fikrinin bile olamaması.