- efendim maalesef koronavirüs vakalarında hedeflediğimiz oranlara çıkamadık.
- en evine kapananları bile panik içinde aynı anda sokağa dökecek bir dümen çevirin.
- sokağa çıkma yasağı planlayıp altı saat kala duyuralım mı?
- fikir güzel. ama altı saat çok. o sürede insanların durup düşünüp akıllarıyla davranma imkanı vermiş oluruz. panik avantajımızı kaybederiz.
- yarım saat kala baskın duyuru yapsak?
- yarım saat de şu bakımdan az: hazırlanıp, sokağa dökülüp, alışveriş yapıp, eve dönmek için yeterli zaman değil. bu işlerin tamamlanması nerden baksan iki saati bulur.
- duyurunun kendisini ne zaman yapalım efendim? geceyarısı uygun mudur?
- sen beni anlamadın herhalde. o saatte millet uyumuş olur. zaten her yer kapanmış olacak. sokağa kaç kişi dökebileceksin ki o saatte?
- öğle saatinde duyuralım mı?
- süpermarketler, bakkallar her yer açık olur. hedeflediğimiz yığılma oranlarını yakalayamayız. zaten gündüz olmasın. gündüzün şerri gecenin hayrından iyidir.
- nasıl yapalım efendim?
- akşam haberlerinde flaş son dakika haberi diye geçirin. o saatte herkes televizyon başında olur. süpermarketlerin kapanmış olduğu ama göt içi kadar mahalle bakkalları ve fırınların açık olduğu saat olsun. ha bir de yasağı çok gizli tutun, önceden belediye başkanlarının bile haberi olmasın. hatta sen hemen "bu iddiaları ortaya atanlar has fetöcüdür" diye açıklamalara başla. herkes hazırlıksız yakalanmalı. ilk duyuruda hiçbir detay vermeyin, detayları ve istisnaları duyurmak için bir saat beklersiniz. hedefimiz panik ve belirsizliği en üst seviyede tutmak. nasıl bir karmaşa yaşanacak, şimdi bile gözümün önüne geliyor.
- hahaha.
- hahaha.
istanbul'da oturuyorum. caddemin önünden vızır vızır araba da geçiyor, yürüyenler de var. işin tuhaf yanı otobüsler çalışıyor lan, nasıl bir sokağa çıkma yasağı bu? kelime oyunu falan mı yapıldı, "caddeye çıkma yasağı demedik, sadece sokağa çıkmak yasak" falan gibi bir saçmalama mı yaptı iktidar?