fenerbahçe'nin kötü değil doğru oyunla yarı finale çıktığı maçtır.. zira 2-0'ın rövanşında kimse fenerbahçe'den atak futbolu beklemiyordu.. daha maçın başında baroni'nin pas hatasıyla gelişen pozisyon gol olsaydı maçın seyri tamamen değişebilirdi..
sonuçta fenerbahçe istediği futbolu oynadı ve çok iyi savunma yaptı.. kimse bahsetmemiş ama bu sezon ilk kez volkan demirel kalede güven verdi..
salih uçan oyuna girerken arkadaşlarına bana oynayın işareti yaptığında gol geliyor dedim.. ve birkaç dakika sonra gelişen atakta pozisyonun içindeydi.. golden sonra çok fazla pas hatası yapmış olsa da bu çocukta iş var..
yediğimiz gol öncesi caner'in yaptığı hareketin faul olup olmadığı konusunda fazla durulmadı, bence faul değildi.. zaten gerek de yok, sonuçta yarı finaldeyiz..
canerin o kadar iğrenç oynaması sonucu bütün kahvenin ana avrad küfür edip gol attıktan sonra adamım benim sesleri ve fenerbahçe taraftarının bir türlü marş söyleyememesi
lazio nun gerçekten kötü bir takım oluşu.
fenerbahçenin oyun kalitesinin görülmesi.
yani resmen iğrenç bir maç izledik. 90 dakika boşa gitti sanki. fenerbahçe bu oyunla acaba basel chelsea gibi takımlara karşı ne yapacak. bir galatasaraylı olarak merak ediyorum. nasıl geçecek yarı finali hadi gene şansa geçtin kupayı da aldın hak etmedi bence fenerbahçe. böyle iğrenç bir oyunla hiç bir şekilde hak etmedi.
şimdi kupayı alması türkiye için süper olur. ama fenerbahçelilerin tripleri hayatta çekilmez. bizde aldık falan. size sadece şunu diyorum galatasarayın oyunu ile fenerin oyunu arasında dağlar var. zorluk desen zaten bir şey demiyorum. bir yerde real, arsenal, leeds diğer yanda fenerin oynadığı gazoz klupler. burada tutuculuk yapmıyorum sadece herkes haddini bilsin istiyorum.
saygılar.
not: lütfen salak salak özelden küfür etmeyin. yoruma saygınız olsun. istediğiniz kadar eksi atın umrumda değil.
sonlara doğru aklıma shutter island filminde geçen "sence hangisi daha kötü olurdu? canavar olarak yaşamak mı yoksa iyi bir insan olarak ölmek mi?" repliğini getiren maç.
iyi futbol oynayıp başarısız olmak mı yoksa futbola benzer bir şey oynamaya çalışıp onu da kötü oynayarak başarılı olmak mı ? ilk maçı yorumlarken kötü oynamamızın önemi yok yeter ki kazanalım demiştim ama dün akşam oynanan oyunun futbol ile uzaktan yakından alakası yoktu. pas yapabildiğimiz 5 dk hariç kalan 85 dakika rakibe mahkum, 3 pas üst üste yapamayan, topu ileri taşıyamayan ve sadece ikili mücadelelerde ayakta kalmayı deneyen bir takım vardı. formsuzluk veya kötü futbol harici bir şey vardı takımın üstünde, ayaklarında ve elinde top tutamadılar, 3 metre yanlarına düzgün pas atamadılar. kesinlikle eksik bir şeyler vardı. tabi ki her yıl 2-3 tane yarı final gören bir ispanyol taraftarı olmadığım için bu futbolla gelen başarıyı istemiyorum demiyorum, ne olursa olsun yarı final güzel.
oynanan oyun tabi ki elde edilen başarıyı gölgeleyemez, şampiyonlar ligi çeyrek finali ile birlikte kulüp tarihinin en büyük başarısı elde edildi. türk futbolunun da son dönemlerde böyle bir "son 4 maçı" oynamaya, gerçekçi final hayali kurmaya ihtiyacı vardı. gelecek sezonlara ışık tutması adına sevinçliyim, tebrikler.