kadıköy ün zor deplasman olduğunu gösteren direniş.
zannımca tayyip ülkenin çeşitli illerinden polisleri kadıköy e getirip direnişi sonlandıracaktır, ancak kadıköylüler efsanevi bir direniş yapacaklardır.
Kendilerini öldürtmekten başka bir işe yaramayan direniş.
Ülkeyi kaos ortamına sürüklemek için direnişçi diye hitap edilen bir kaç kişiyi, yine direnişçi diye hitap edilen şahsiyetler balkondan, damdan, çatıdan aşşağıya atıyor, kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.
Ülke ayaklandıracaklarını zannediyorlar kendi kendilerine gaz vermekten başka bir boka yaramıyorlar. Gaza gelecek şahsiyetler zaten gaza gelmiş, dışarı çıkmış bir bok yiyemiyorlar bu açık ve net daha kime gaz vermeye çalışıyorsunuz anlmıyorum. Benim için uğraşıyorsanız hükümet düşürmek için ölemem kusura bakmayım hem uykum var birazdan uyuyacağım. *
alevi sünni kavgası çıkarmaya çalışan örgütçü yavşakların sözde antifaşist, gerçekte ise neo-faşist direnişimsilerinden biridir.
amaç karşıt görüşlüleri tahrik etmek ve polisi, devleti aciz durumda göstermek. ipçi, halk cepheli satılmış yobazların özgürlük anlayışı kendi sözde devrimlerine karşı çıkanların esareti, ölümüdür. bu anlayışı sloganlarındaki kin ve nefret haykırışlarından rahatlıkla anlayabilirsiniz.
bazılarının bu sefer gerçekten cami duvarına işemiş olduğunun kanıtı olan direniştir.
orası Kadıköy oğlum, direnmekten öte, girince çıkamazsın, pis sikertirler adamı.
işin içine asıl fikirtepe girerse sen o zaman seyret işte karnavalı.
resmen kendilerini tatmin etme peşinde üç beş çoluk çocuğun yönetiminde olan direniştir. takmışlar gaz maskelerini almışlar ellerine sprey boya amerikan sokak hareketlerinin taklitleri.
başında çok benimsemiş olsam da gezi direnişinin bu şekilde yozlaşmış şekilde devam etmesi çok üzücü.
direnişçilerin yanlışlıkları hatta tabiiri caizse aptallıkları ile doludur.
başından sonuna kadar ön saflarda korkmadan mücadele etmeye çalıştım dün gece fakat zaman zaman yanımızda, aynı saflarda yer aldığımız insanlar yaptığımız direnişin ne kadar yanında, diye düşünmeden edemedim.
biz o direnişe faşist, komprador, katil bir sistemim diktatörlüğün varlığından rahatsız olduğumuz için gidiyoruz.
ve bu diktatörlüğe destek olan bir kaç kurum, kuruluş var.
hatırlarsınız ki taksim direnişimizde, burger king, mc donalds, mado'nun başını çektiği abd uşağı, kapitalizmin ana yuvası olan yer direnişçilere sığınmak için kapılarını açmadı, bununla kalmayıp saldırdı.
dün gecede polis aşağıdan saldırırken barikatlar kurulurken bir arkadaşta burger king'in camlarını indirdi.
ardından 3,4 kişi üstüne çullandı "bizim malımız yapmayın" diyen dahi oldu.
eğer senin malın komprador akp'nin abdyamağıysa yanlış saflarda duruyorsun, çünkü orası senin, benim, bizim, bizim saflarımızda yer alan insanların malı değil, israilin, abd'nin diğer faşist ülkelerin malı.
bu durumda senin akp'nin kuçularının yanında yer alman gerekiyor.
ikincisi ise kadıköy'ün sahibi olduklarını düşünen tkp.
bu kurumun zaten ne kadar başıbozuk olduğunu biliyoruz, hatırlatalım vali bile tebrik etmişti bir ara.
ne direnişten, çatışmadan ne de diğer mücadelelerden bir haberlerdir.
biz 1 mayısa taksim için direnirken gelmemişlerdi, taksim şartı mı canım, kadıköye gelin siz demişlerdi.
yasağa karşı koyup, boyun eğdiler. ama üzerlerinden de "boyun eğme" tisortünü hiç çıkarmazlar.
üstelik kötü olan bir mayısta çatışırken yaralanan vs bir sürü devrimci varken yorumlarından "oh canımıza değsin, biz söylemiştik" nidaları seziliyordu
e ardından gezi için taksime geldiler, normal olarak ne işiniz var dedik çünkü bır mayısta da yoktunuz, newrozda da, bir eylül barış mitinginde de.
neyse... konumuza geri dönelim.
akşam üç beş arkadaşımla nazım'ın lavabosunu kullanmak istedik. çünkü gaz yemiştik, gözlerimiz açılmıyordu, yanımızda midesi bulanan birileri vardı, zor yürüyorduk, yüzümüz kızarmıştı. ama onlar bizi bir an önce içeri almak yerine sorular sordular, bir tek kimlik istemedikleri kaldı.
sonra da yüzümüzün,üst başımızın haline rağmen polis olabileceğimizden korktuklarını söyleyip garip bir savunma yaptırlar.
bununla da bitmedi ön saflarda barikatlar için bas bas yardım çığlıkları atıyorken biz onlar nazımın oldugu cadde üzerinde bayrak taşıyıp, dedikodu yapıp, kikirdemekten başka bir şey ne yazık ki yapmadılar.
merak etmeyin bunları aynen onların yüzünede söyledim dün gece ama hiçbiri bir şey söylemedi, cevap dahi vermedi.
üçüncüsü ise direnişin anlamını ve ciddiyetini bilmeyen insanlardı.
birileri kalkıp kaldırım taşlarına dokunmayın der, diğeri polis alt sokaktayken barikatı ateşe vermeyin der, bir başkası gelir barikat yapan, direnen insanların yüzünü net bir şekilde çeker.