A milli takımın Estonya'yı Emre, Umut, Selçuğ'un golleriyle 3-0 malup ettiği maçtır. Şükrü Sraçoğlu Stadın'da oynanan maç Türkiye ile Estonya'nın karşılaştığı yedinci maçtır, bu maçların 3 tanesi berabere 4 taneside Türkiye'nin galibiyetiyle sonuçlanmıştır.
rakip on kişi kaldıktan sonraki ilk 11 değeri geçen hafta sonu boluspor'un sahaya çıktığı ilk 11 değeri ile eş değer olan estonya'yı 3-0 yenebildiğimiz maç. buradaki amaç boluspor'u değil estonya'yı küçümseyip milli takımın potansiyelinin çok çok altında performans sergilemesi ve yanlış seçimler.
bir futbolcunun g.tünün medya tarafından nasıl kaldırıldığını gösteren maçtır.
sen bugün tek bir adam oynamadı diye ortalığı ayağa kaldırırsan, yarın o takımdan başarı isteme hakkın yoktur.
selçuk inan için abdullah avcı'ya kapı gösteren basiretsizler, türk futbolunun bugün bu halde olmasının esas sebebidir.
anasını satayım yok adam iyi oynuyormuş, performansı iyiymiş falan filan, bunu diyenler galatasaraylılar, abdullah avcıya destek çıkanlar fenerbahçeliler, milli takımı bile kendi renklerine büründürdüler.
ulan o iş performansa dayalı olsaydı, bursaspor şampiyon olduğunda kadroda ligin 7.si olmuş galatasaray'dan 7 bursaspor'dan 2 oyuncu olmazdı. iki yüzlü pislikler.
edit: abdullah avcı'nın milli takımına gelince ise daha çok çalışmaları gerek ama ışık var çünkü bu adam bir takıma bir sistemi monte etmeye çalışıyor, modern avrupa futbolu. hollanda karşısında gördük, takım geriye düşmesine rağmen oyundan hiç kopmadı, dağılmadı, kendi oyununu oynamaya devam etti, iyi kötü. hiddink gibi mallara milyonlar vereceğine, gelecek vaat eden adamına 10 milyonlar ver, arka çık, destek ol. kıytırık selçuk için harcama adamı 2 dakikada.
yeni kurulan kulüp takımı görüntüsündeki kırmızı renkli takımın gariban ve mütevazi takım karşısındaki ikinci gole kadar yırtınmasıyla geçen gecenin konusu.
böyle dandik gundik bir takıma karşı gol attım diye bütün kulübeyi "haydee oturmaya mı geldik beyler" diye yerinden oynatmaya ne hacettir orası da ayrı bi konu. harbiden ülke futbolu dipte. asil, özgün, geleneksel bir futbol kültürümüz bile yok.
10 kişilik estonya karşısında 2 ayağa pas yaptığı için takımımız iyi oynamış güya,arda,mehmet topal ve umut hariç ( selçuk girene kadar ) top oynayan yoktu ki sahada bir şey eksikti taa ki selçuk girene kadar,aslan aslan.
milli takımın seviyesini görmek açısından fazla da bir işe yaramayan maç. estonyayı küçümsemiyorum, ama daha maçın başından itibaren türkiyenin üstünlüğünü bütünüyle kabul etmiş bir takım gördüm ben. sanki gol yemeyelim de es kaza bir gol atabilirsek o şekilde belki puan çıkarırız düşüncesinde gibiydiler. rakip erkenden 10 kişi kalınca zaten iş bitmişti. kendi evinizde, hem de saraçoğlu gibi bir statta, 10 kişilik estonyayı 8-0 bile yensek havaya girmemek lazım.
yine maçın en fazla konuşulacak ismi selçuk oldu bugün. abdullah hocanın ne düşündüğünü bilmiyorum, ama bana öyle geliyor ki abdullah hoca bugün sırf haklı çıkmak ve kamuoyunun baskısına yenik düşmemiş olmak için ilk 11de başlatmadı selçuğu. işte biz buna kısaca ego diyoruz. önceki yorumlarımı görenler bilir, abdullah avcıyı çok destekliyordum hollanda maçına kadar. ama ben artık hocanın egosuna yenik düştüğüne inanıyorum. belki bunu söylemek için henüz erken ama başka bir sebep ne kadar ararsam arayım bulamıyorum. istikrar dersen 1 numaralı isim şu anda selçuk. teknik dersen şu an için nuriden daha iyi, ya da daha doğrusu tekniğini nuriden daha iyi yansıtıyor oyuna. tek yönlü oyuncu değil ki taktiğe uymuyor diyesin. öte yandan maça bakıyorum, uzun toplarla atağın yönünü değiştirme çabaları, uzun paslarla forvet oyuncularını pozisyona sokma çabaları... ve bunların hepsi sonuçsuz kalıyor neden? çünkü selçuk yok. keza selçuk girince uzun paslarda daha fazla isabet sağladık. kısacası selçuğun oynamamasına makul bir sebep ben göremedim gören varsa beri gelsin.
şimdi diyorlar ki tek bir isim üzerinden hoca eleştirilmez. kim demiş onu? nedenmiş? bunu açıklayan yok, öyle de ondan. iyi de koskoca ispanya milli takımında hocanın birisi gelse xavi veya iniestayı kesse hiç mi konuşulmayacak? herkes hocanın tercihidir, saygı duymak lazım mı diyecek? kaldı ki sen selçuğu kesiyorsan ve buna rağmen bana selçuk lazım diye bas bas bağıran bir sistemle oynamaya uğraşıyorsan eleştirilirsin doğal olarak.
topu ayağımızda fazla tuttuğumuz için çok iyi oynuyor göründük ama bu milli takımın pozisyona girmede de sıkıntıları var. ve bu sorun selçukla falan da çözülecek bir şey değil. baktığınız zaman goller haricinde öyle çok da fazla "bu da kaçar mı be abi" pozisyonumuz yok aslında. ve rakip 10 kişi kalmış estonya. bu konuda ciddi bir çözüm arayışına gitmek gerekiyor. duran toplar her zamankinden daha önemli. işte bu yüzden de tam bu noktada selçuk ve hamit mevzusu tekrar gündeme geliyor. hamit çok formsuz, ciddi hatalar yapıyor kabul. ama sürekli oynama ve frikik kullanma alışkanlığı olan selçuğun oynamaması ilerleyen maçlarda ciddi dezavantaj olur. gruptaki diğer takımlarla oynayacağımız deplasmanlarda bu kafayla çok puan bırakırız, bunu görmek için ne müneccim ne de rıdvan dilmen olmaya gerek yok.
ama öte yandan avcı bu inadı bırakırsa, sanki 40-50 tane çok iyi oyuncumuz varmış gibi olanları da küstürmezse, takım da bu istekli oyununu istikrarlı şekilde sürdürürse, işte o zaman bu grupta liderliğe bile oynayabilirz. hepsi için de henüz erken. ama önce şu egolarımızdan bir kurtulalım allah aşkına.
Rakibin zayıflağından dolayı güle oynaya * kazandığımız maç. Sevinmeye gerek yok. Bence Milli takımda daha büyük sorunlar var. Rakip 10 kişi kalana kadar stoperlerimizin oyun kurma çabasına giriştiği maç olmuştur. Mehmet Topal'ın olumlu top kullanmadığı karşılaşmadır. Emre Belözoğlu'nun ilk 20 dakikada oyun kurma adına çok da fazla bir şey yapmadığı karşılaşmadır. Stoperlerin arasına girip topu servis yapacak futbolcumuz olmadan sahaya çıktığımızdır maçtır. Zihniyetin aynı olduğu maçtır. Umutsuzum ben gelecek için.
rakip 10 kişi kaldıktan sonra oyun bizim açımızdan bir festivale dönüştü. Harika bir geceydi. selçuk'un oynaması ve üstüne gol atması süperdi. Şimdi sonucu bir kenara bırakıp ilk 20 dk'ya bakalım. Defans ve forvet arasında çok büyük bir boşluk vardı hatta bu boşluk rakip 10 kişi kaldığında da bir süre devam etti ve ancak emre'nin mükemmel oyunuyla kapandı. orta sahada sıkıntı var hacı. Pas organizasyonu yapılamıyordu. Defanstan forvete giden toplar hemen bize geri dönüyordu. Bence emre orta sahada defansa yakın oynayıp servis yapmalı. ilerde de selçuk oynamalı. Gökhan gönül tercihi doğruydu. Hoca'nın selçuk'la ne alıp veremediği var anlamış değilim neyse ki fenerliler gerekeni yaptılar. Sercan dikine çok iyi gidebildiğini gösterdi. Bu oyuncuya sevdiği pozisyonlar daha çok hazırlanmalı. Hızını aldığı zaman durdurana aşk olsun. Neyse kasasız belasız bitti çok şükür.
arda turan avrupaya giderek en iyisini yapan nadir futbolcularımızdan birisidir. en azından galatasaray kalitesinden daha düşük bir takıma gitmedi. tuncay tümer ve bir kaçı daha. allahtan arda onlara uymadı ille de avrupa demedi. helal olsundur kendisine. başarıların devamını dilerim. kendisini tuttuğum takımda görmek isterdim aslında.
- abdullah avcı oyuncu dizilişinde bu sefer mantıklı davrandı. tebrikler.
- estonya on kişi kalmasaydı yine yenerdik. on kişiye karşı galibiyet almak doğal olarak sevincimize gölge düşürdü. ama hak etmediğimizi kimse söyleyemez. haklı bir galibiyetti. sadece estonya on bir kişi olsaydı gol sayımızda azalma olurdu, ama yenerdik.
- selçuk inan gol atsa dahi üzgündü. belli ki abdullah avcı' ya bozuk atıyor. umarım bu üzgünlüğü üstünden atar.
- emre belözoğlu attığı çalımlarla ve oyunun yönünü değiştirmesiyle gerçekten iyi bir performans sergiledi.
- mehmet topal gerçekten top kapmada bir usta. takıma çok top kazandırdı.
- arda turan atletico madrid kültürünü ve kalitesini her maçta sahaya yansıtıyor zaten. eleştirmeye bile gerek yok.
-hasan ali de güzel bir performans sergiledi.
sonuç olarak milli takım hollanda maçına göre çok daha iyi bir şekilde karşımıza çıktı. umarım çok daha gelişebiliriz.
hani böyle pes ya da fifa'nın antrenman modunda amaçsızca sağlı sollu ataklar yaparsınız ya 11'e 1. işte tam da öyle bir maç oldu. gelen her topu ısrarla havalandırma isteği. uzaktan şut yok, varyasyon nerdeyse hiç yok olunca da kale sahasında verkaç yapılıyor. tuhaf bir maçtı. atmamız gereken 3 golü attık eninde sonunda... yine ümit vermiyor bana bu milli takım. hayırlısı.
10 kişi kalmış, ortalama altı bir deplasman takımına karşı harika oynadığımızı düşünenlerin olduğu maç. eğer bu kupada bi gururlanacak başarı isteniyorsa bir de diğer rakiplere bakmalı. bu kupada grupları geçecek ortalama bir takım bu estonya'ya en az 5 döşerdi.
Kırmızı Kartı Rakip Takım Görmesine Rağmen, Burak Yılmaz Rakip Defans Oyuncusu Gibi Oynadığı için 10 Kişi Oynayan Tarafın Biz Olduğu Maçtır. Neyse ki 3-0 Kazandık.
