11 eylül 2011 ibb spor galatasaray maçı

entry225 galeri2
    224.
  1. tarihin en kötü sezonunu geçirdikten sonra, oynadığımız ilk lig maçıydı. kaybettikten sonra girilen entryleri okumak nereden nereye geldiğimizi net biçimde ortaya koyuyor. özellikle fatih terim hakkında gelecek tahmini yapan arkadaşlar epic fail olmuşlar. bir de ilahi fenerliler var ki... hele oturun bir soluklanın demiştik onlara. aziz espriler, komiklikler, şakalar. mesela;

    galatasaray'ın bu sene de kümede kalma mücadelesi sergileyeceğinin sinyallerini veren karşılaşma.

    (bkz: adam haklı beyler)
    2 ...
  2. 223.
  3. hakkında haklı bir tahmin yürüttüğüm maçtır. neden eksilediklerini anlamıyorum. ibb oturmuş bir takım iken galatasaray henüz yeni, uyum ve ritmini yakalayamamış bir takımdır. nostradamus olmaya gerek yoktu. ayrıca fanatizminizi anlamıyorum ergenler.
    1 ...
  4. 222.
  5. 9-10 yaşlarındaki her erkek velet, eğer kızlarla sek sek oynamıyorsa futbolcu olma hayaliyle yanar tutuşur ve bunu tamamlayıcı olarak en yakın futbol okuluna yazılır. ben de tek ayak üstünde zıplamayı pek beceremeyen bir velet olarak bucaspor'a yazılmıştım. ilk antremanlarımdan birinde çift kale maç sırasında hoca, yaşıtlarıma göre daha uzun olan boyumu değerlendirmek için beni stopere dikmişti. taa ki o ana kadar... dımdım dımdım(heyecan efekti). ben tabii ki defansta sıçıp sıvayınca hoca ''ıyyy hadi geç sen forvete'' demişti. hah işte, bucaspor'daki hocamı anımsatan maçtır bu.

    tomas ujfalusi'yle değişmeli sağ bek/stoper oynarlar diye kadromuzda olmasına sevindiğimiz emmanuel eboue dün sol açık/forvet oynadı, daha sonra sol beke çekildi. futbola sağ açık olarak başlayan, daha sonra sağ beke çekilen, bi ara ön libero olarak denenen sabri sarıoğlu, dün forvet arkası pozisyonda oynadı. ujfalusi, sağ bek başlayıp stoper bitirdi. sercan yıldırım sol forvet olarak oyuna girip tek santrafor olarak maça bitirdi.

    bireysel performanslara hiç girmiyorum, ancak türklerin meşhur bir atasözü vardır;

    ''kurcalama amk bozulur.''

    her yerinden öpüyorum fatih terim, sırf çocukluğumu hatırlattığın için.

    tanım; ibb'nin sonuna kadar takım olarak kazanmayı hakettiği maç. zira karşısında takım yoktu.
    2 ...
  6. 221.
  7. galatasaray'ın bu yenilgisinin, sonraki haftalar için çok iyi olacağının ortaya çıkacağı maç.

    şöyle ki;

    iki sene önce. elano'lu, keita'lı, kewell'lı zamanımız. ilk haftalar gelene gidene 3-4 attı o takım, acımadı. sonra baros sakatlandı, takım düşüşe geçti. koskoca galatasaray, tamamen bütün olmuş, her şeyi makine gibi işleyen galatasaray bir adama mı bağlıydı? hayır. kısaca hatırlatayım size o sezonun başlarını. ilk 6 haftayı kayıpsız kapatmakla kalmamış, 20 gol atıp, sadece 5 gol yemiştir, ezeli rakiplerinden beşiktaş'ı da 3-0'la geçmeyi bilmiştir. hemen akabinde 7. haftaya bakalım. bir eskişehir beraberliği. hemen peşine 3-0'lık bir ankaragücü mağlubiyeti ve hemen ardından 3-1'lik fenerbahçe mağlubiyeti daha. ve onun ardından sürekli inişli çıkışlı bir ivme.

    ben şimdi ne diye anlattım bunları. demek istediğim şu. takım bir anda dağılmayı başladı. eskişehir beraberliği belki, ama ankaragücü mağlubiyetini kim beklerdi. hiç kimse. moralman bir çöküşe geçildi, peşine önemli silahlarımızdan biri sakatlandı, rijkaard çareler aradı, bu sırada galatasaray'ı körüklemeye yer arayan medya (evet, benim gözümde spor medyası budur) sahne aldı, başladılar yazmaya, çizmeye. galatasaray o kadar iddialı girdiği bir sezondan koca bir hiç elde ederek ayrıldı.

    geçen seneden de kısaca bahsedeyim. bu daha kısa sürecek, çünkü bahsedecek pek bir şey yok, yönetim hatalarıyla dolu geçen sene benim gözümde. her şeyden önce en büyük hata frank rijkaard ve johan neeskens gibi iki futbol adamına sabredemeyip onları göndermektir. bu iki adamı sezon ortasında gönderiyorsan sen zaten o sezondan bütün umudunu kesmişsindir. özellikle de yerine daha önce teknik direktörlük yapmış ve yine hiçbir şey katamamış bir gheorghe hagi'yi getiriyorsan. geçen sene zaten güme gitti.

    bu sezona bakalım. yönetim değişti. teknik heyet değişti. takım toptan değişti ve sezon başladı. transferlerimiz hakkında bir kuşkum yok, hepsine güvenim sonsuz. her ne kadar güvenmek istemesem de, real madrid maçında izlediğim gökhan zan'ın performansı beni memnun etmişti. dün akşam da fena değildi, ama oynamaması gerekiyordu. neden?

    bu adam oynayacaksa, ujfalusi oynamayacak, bu iş bu kadar açık. sen gökhan zan için ujfalusi gibi stoper mevkisinin kaşarı olmuş bir adamı sağ beke çekeceksen, işimiz var her şeyden önce fatih hocam. neyse futbolcu seçimlerine fazla girmeyeyim, ama gökhan zan yine yanlış yanlış. tamam, bitti.

    bu maçı kaybetmemiz şu yönden iyi oldu. biz bunu kazansaydık, haftaya samsunspor maçını da aynı özgüvenle alırdık ve daha kötüsü fatih terim yine bu 11'e benzer bir 11 sürerdi sahaya. belki onun peşine karabükspor ve eskişehirspor'u da yenerdik, ama biri bize öyle bir tokat sallardı ki feleğimizi şaşırır, tepe taklak olurduk mazallah. şimdi ise fatih terim'in samsunspor maçında daha farklı şeyler düşüneceğini sanıyorum. belki farklı bir 11, farklı bir sistem, orasını bilemem. ama moral ve hırs olarak da çok farklı çıkacağımız aşikar. ilk haftalardan kaybettiğimiz bu puanın pek önemli olduğunu düşünmüyorum, ne de olsa fenerasyon, fenevbahçe'nin kıçını yalamak adına bir şekilde onları yukarıda tutmak için yapacağını yaptı. neyse. öyle işte.
    1 ...
  8. 220.
  9. tek maçla konuşan skor yorumcuları -hele içlerinde galatasaraylılar varsa- buyursunlar geçen senenin galatasaray' ını izlesinler.

    maça gelirsek; ilk 25 dakika çok iyiydi galatasaray. birbirini tanımayan oyuncular olmasına rağmen yetenekli ayaklarla etkili oldu takım. özellikle melo geçen seneki orta sahayı hatırlayan galatasaray taraftarını fazlasıyla mutlu etti. nitekim daha 18. dakikdada ekrana yansıyan 100 küsüre(galatasray)-30(ibb) küsürlük isabetli pas oranı mekandaki galatasaray taraftarlarını da şaşırttı ve sevindirdi. paslar 3. bölgede yapılmıyordu belki ama geçen sene gibi birinci bölgede de yapılmaya çalışılmıyordu. orta alanda topu iyi gezdiriyordu galatasray ve özellikle melo topla çıkışlarda 2' ye 1' lerle baya heyecanlandırdı bizi. gel gelelim -yeteneğine lafım olmasa da- savruk kazım, mecalsiz baros ve maç boyu 'ne nerdeyim' modundaki eboue ile ileride yaratıcı olamadı galatasaray. sağ kanatta urfa' nın tecrübesi, doğru bindirmeleriyle bir iki etkili akın olsa da soldan atak girişimi bile olmadı neredeyse. gol gelmeyince galatasaray oyundan düştü. bunda en önemli etken topun bir türlü ileride tutulamamasıydı ki bunda da en büyük sorumluluk baros ve eboue' nindi kanımca. ikisi de çok etkisiz ve yararsızdı. bunlar bardağın dolu tarafı sayılabilecek şeyler, bir de boş tarafına bakalım;
    koşmuyor galatasaray. yahu 1' e 3 geliyordu belediye ve bir anda 4' 3 oldular. stadda olmaya gerek yok ekrandan bile rahatça görüldü belediyeli oyuncuların o pozisyonda orta sahadan hücuma nasıl koştukları ve galatasaraylıların nasıl yürüdükleri. evet ikinci yarıdaydı bu pozisyon, evet oyun disiplininden kopmuştu galatasaray ama benim eleştirdiğim şey az adamla yakalanmak değil, az adamla yakalanmayı önleyecek çabayı göstermemek. galatasaray ileride top tutmak zorunda. oyunu 3. bölgeye yıkmak için topu oraya götürmek yetmez, top orada kalmak zorunda. kimse top oraya gitmiyor demesin. geçen seneki gibi değil galatasaray. top oraya gidiyor ne yazık ki orada hiç kalmıyor. oyunculara bakalım tek tek;

    muslera: yediği golün savunalacak tarafı yok lakin yerinde zapata olsa maç 4-0' dı. muslera genç bir kaleci, daha da hata yapacaktır elbette ama muazzam bir yetenek. biraz daha gelişip bu hataları en aza indirdiğinde avrupa' nın en iyi kalecilerinden birisi olacak muslera ki şu haliyle bile zaten çok iyi. geçen sene hangi kaleci için ''şu topu da çıkardı ya helal'' dediniz? bu adam her maç bir kez dedirtti bunu.

    urfa: geldiğinde çok sevmemiştim ben urfa' yı. 33 yaşında tatile geldi diye düşünmüştüm ama hem sağ bekte hem de stoperde o mevkide oynayanların en iyis (eboue' yi görmedik daha bekte)

    servet: mücadelesine, gücüne, hırsına eyvallah. iyi bir servet' i de herkes sever ama düşündüğüm bir şey var; yahu kaç senedir tandem hep sorunlu ve kim gelirse gelsin çözülmüyor sorun. yalnız servet hep orada. ya sorun servetse?

    gökhan zan: sezonu açtı zaten bekliyorduk bunu. asla galatasaray' ın birinci stoperi olmamalı gökhan. iyi bir yedektir.

    çağlar: iyiydi denemez ama hakan balta' nın performansı düşünülünce en azından hücumda göründü, orta filan denedi çağlar.

    melo: galatasaray' ın en iyisiydi. hücumda atakları başlattığı gibi savunmada da en önce geriye gelen hep o oldu.

    selçuk: daha iyi bir selçuk bekliyordum ben. bunun sebebi belki de defansif orta saha yerine ofansif orta saha gibi kullanılması. bence geriye melo' nun yanına çekmeli terim onu.

    sabri: sabri işte.

    kazım: çok savruk ama bu haliyle bile hücumdaki en etkili silah. çalışmıyor silah o ayrı * ben terim' in yerinde olsam baros' un yerinde kazım' ı kullanırım. topu saklar, adam geçer, asist de yapar. baros iç saha maçlarında oyun rakip sahada oynandığında yararlı bir oyuncu sadece.

    baros: kazım' dan bahsederken dediğim gibi baros eski gücünde değil. kavgacı, mücadeleci ama artık eski yeteneklerinde olmadığını fark etmeli. aldığı her topla dönüp dikine kaleye gitmeyi deniyor. onlar 5 sene önceydi baros. 5 sene önce rakip stoperi sırtına alır giderdin şimdi ise sürekli top eziyorsun, duvar olamıyorsun, ileride top tutamıyorsun. dediğim gibi iç saha maçlarında kullanılmalı baros ve şu şartlarda santrafor kazım olmalı.

    eboue: ne yaptığını sorsanız o da söyleyemez. bir oyuncuyu sahadaki herhangi bir yere koymanız onun orada oynayacağı anlamına gelmez. bu adam sağ bek arkadaş. koy sağ beke oynasın.

    yekta: top ayağındayken iyi, top rakipteyken koşuyor ama top kazanamıyor. kendisini geliştirir mücadele gücünü arttırırsa yeri banko bence. yoksa yedeklikten kurtulamaz.

    terim: adam golcü golcü derken sonuna kadar haklıymış ama muntari ve kalström' ü istemeyeip bizi neden sabri' ye mahkum ettiğini de asla açıklayamaz bana.

    adettendir bir de sistem yapalım * ben deplasmanlarda şu kadroyu uygun buluyorum;

    --------------muslera---------------

    eboue---urfa--------servet----çağlar

    -------------melo-------------------

    sabri---yekta------selçuk-----reira

    ------------kazım------------------
    0 ...
  10. 219.
  11. 2000 ruhu diye gezinen fatih terim'e en iyi cevabın bir gazete manşeti olduğu maçtır.

    (bkz: tuz ruhu)
    2 ...
  12. 218.
  13. 217.
  14. ibb nin futbolunu gördükten sonra keşke geçen sene türkiye kupasını ibb alsaydı da bjk yerine o gitseydi uefa ya şeklinde düşündürmüş maçtır.
    3 ...
  15. 216.
  16. 215.
  17. bir kez daha sadece transfer yapılarak şampiyon olunamayacağını, takım olunamayacağını herkesin gördüğü maçtır.

    benim anlamadığım galatasaray taraftarı o kadar adam alınca birden 96-2000 arası futbolunu oynayacağını mı sandı? yapmayın etmeyin, fatih terim her ne kadar türk futbol tarihindeki en büyük başarılarda pay sahibi olsa da gelip enkazı birden bire ayağa kaldırmasını beklemek adama haksızlık olur her şeyden önce.

    oturmuş sistemi, oturmuş bir oyun stili olan, büyük takımlara her daim ters gelen, boş alan bulduğunda karşı takımı kevgire çevirebilecek kapasitede adamlara sahip olan ibb karşısına 6 tane savunma orijinli oyuncuyu farklı yerlerde oynatarak başladı galatasaray.**
    bu maç bir nebze fenerbahçe'nin 2003-2004 sezonunun açılış maçında istanbulspor'a 3-0 kaybettiği maçı hatırlattı bana. transfer şampiyonu olup, takım olamamış fenerbahçe, mütevazı ama oturmuş kadrolu istanbulspor'a rezil olmuştu. dün de galatasaray bu rezilliği çekti.

    sonra anlayamadığım diğer bir nokta, fernando muslera'ya demediğini bırakmamış insanlar. sanki mondragon gittiğinden beri adam gibi kaleci gördü galatasaray takımı da muslera'yı beğenmiyor insanlar. akıl var mantık var, göz var nizam var. bu adam galatasaray'ın alabileceği en iyi kaleciydi, evet belki fazla para verildi ama uzun yıllar kalede güven verecek bir adam. kimse bir günde kral olmaz. aaa pardon burası türkiye ligi, tabii ki olur!

    neticede galatasaray bıraktığı yerden devam etmektedir. ama kadro kalitesi geçen seneye oranla daha iyi, mutlaka bu takım iyi işler yapacaktır ileride. zaten fatih terim'i sesli bir şekilde eleştirecek göt kimsede yok yazılı ve görsel basında. bir şekilde işler yoluna girecektir o yüzden.

    ama bu haftayı da galatasaray taraftarı, geçen sezon olduğu gibi fenerbahçe'nin puan kaybını bekleyerek geçirecektir. yani değişen bir şey yok.*
    0 ...
  18. 214.
  19. ilk haftadan eleştirilir mi demeyin evet eleştirilir. bu play off sistemi büyük takımları çöküşe uğratacak. fenerbahçe galatasaray beşiktaş ve trabzonspor. bu takımların ligi ilk dörtte bitirme ihtimali yüzde doksan. hani derler ya formayı koysan ilk dörde zaten girer bu takımlar. bu durumu bu takımların yöneticiler de biliyor teknik direktörleri de futbolcuları da. normal sezonda bu takımlardan ekstra bir performans beklemenin hiç anlamı yok. ilk dördün kendi arasında oynayacağı playoff liginde diğerlerine nazaran biraz yüksek performans sergileyen takım şampiyon olur.

    yani dostlar işin özeti bu 34 haftalık süreçte futbol namına takımlarımızdan bir şey beklemeyin.
    0 ...
  20. 213.
  21. fenerbahçe düşüsün isteyenlerin belediye çukuruna düştüğü maç.
    1 ...
  22. 212.
  23. 211.
  24. sezonun 33 hafta artı play off olduğunu unutanların ilk maçtan galatasaray' ı darağacına çektiği maç. yine de bahane değil, kazanmayı hak etmeyen bir galatasaray vardı sahada. bu arada dünden beri içimden bir ses sürekli aynı ismi söylüyor. sebebiniyse bilmiyorum.

    (bkz: bogdan stancu)
    0 ...
  25. 210.
  26. maç güzel skor güzel cincon güzel bir tek kafam güzel değil. ordu spor ile maça çıkacak fenerbahçe için moral oldu bir nevi. galatasaray, beşiktaş, trabzon spor hepsi puan kaybetti. inşallah fenerbahçe kaybetmez de gösterir asıl şikecileri tüm türkiyeye.
    1 ...
  27. 209.
  28. ibb'nin ilk golünden sonra arkadaşımın tepkisi

    --spoiler--
    beyler, muslera :(
    --spoiler--
    2 ...
  29. 208.
  30. Galatasaray'ın bu sene de kümede kalma mücadelesi sergileyeceğinin sinyallerini veren karşılaşma.
    ya şu cim bom da olmasa güleceğimiz yok...Avrupa fatihiymiş, peeeeeeh fatihe bak!
    1 ...
  31. 207.
  32. bu sabah gs. ın durumunu anlatan başlık bir spor gazetesinde; 2000 ruhu gelmesi için yapılan pahalı transfer-değişen idari ve teknik heyet e rağmen, sonuç 2000 ruhu yerine, "tuz ruhu" olarak tanımlanmasına yarım yarım yarılmaya neden olmuştur.

    espri de sinir ve sınır yoktur.
    eksilemeyin aq. ayıp olur.
    3 ...
  33. 206.
  34. öncelikle, fenerbahçeli fanatiklerin belediyespor hayranlığına şaşırmamak elde değil... keşke stadyuma da gitselermiş.
    sonrasında, henüz takım olamamış galatasaray' ın haklı bir mağlubiyet aldığı maç. geçtiğimiz sezondan beri ayda bir maç izlemeye başladım ve sinir katsayım düştü. tavsiye ediyorum.
    ve ' fatih terim oynatır abi. ' demeye devam edenlere de gülümsemekle yetiniyorum.
    2 ...
  35. 205.
  36. şapkadan tavşan çıkmaz fatih hocam. imparator olarak kal, daha fazlasına uğraşma, hem galatasaray'a hem milli takıma zarar veriyorsun. şimdi sen sabri'yi orta sahanın ortasında oynattın ya, milli takımda da oynatacaklar. yapma, etme
    3 ...
  37. 204.
  38. yine boyunun ölçüsünü almıştır gaatasaray.
    2 ...
  39. 203.
  40. şike'nin bu sene de devam ettiğini kanıtlayan maç. kesin "aziz yıldırım" içerden teşvik pirimi yollamıştır ibb'ye.

    (bkz: yersen)

    öte yandan, galatasaray taraftarı ibb'yi uefa'ya şikayet eden mailleri hazırlamaya başlamıştır sanırım.
    4 ...
  41. 202.
  42. 2 gün önce şampiyon ilan edilen takımın neredeyse lig sonuncusu ilan edildiği maç. hele bi' oturup soluklanın önce. 2-3 maç sonra daha net ortaya çıkar bazı şeyler. 1 ay ertelenmiş ligin ilk maçıydı. bundan önceki son ciddi maç 20 gün önceydi yaklaşık. net yargılara varmak için erken.

    maça gelirsek, bence çok yanlış bi' kadroyla çıkmamıza rağmen ilk yarıdaki oyun fena değildi. zaman zaman tempoyu yükselttiğimizde pozisyonlar bulduk. ibb lilerin yaptığı akıllıca fauller olmasaydı daha net pozisyonlar, belki gol ortaya çıkacaktı. ikinci yarıda daha sağlam gelmeye başlayacakken 43.dakikada yenen hatalı gol dengeleri değiştirdi. o gol gelmese zaten şu an çok daha farklı şeyler konuşuyor olacaktık. sonuçta futbol çok enteresan bir oyun. oluyor böyle şeyler. fatih terim, maça başlarken yapması gerekeni 2.yarı yaptı ama bi' işe yaramadı. ayrıca hangi kafayla o 11 i çıkardı merak ediyorum. 30 tane sağ kanat futbolcusunu sahaya serpiştirmişti. takımdaki oyuncuların hepsini joker zannediyor galiba. mevkii kavramını çıkarmış kafasından.

    ayrıca gökhan zan bırak tribünü, 18 i, adam 11 de yer alıyor. bu taraftara yapılan en büyük ayıptır! transferde terim e kızılacak nokta budur, savunmaya takviye istememesi. 10 numara ya da santrfor konusunda bi' suçu yok. istediği halde becerip transfer edilememiştir oyuncular. yine de lig için yeterli kadroya sahip olduğumuzu düşünüyorum. yenilgi sonrası aklını başına toplarsa daha iyi kadrolar ortaya çıkacaktır. bu nedenle mağlubiyetin bizim için hayırlı olması en büyük dileğim.
    3 ...
  43. 201.
  44. 15 gün önce kıl dönmesi ameliyatı olmuşum. götümdeki dikişler yeni alınmış ve alındıktan sonra patlamış. götümde pansuman ve yarın dikiş atılmayı bekleyen açık bir yara var. bunların üstüne evim kartalda ve yaklaşık 60 - 70 km uzaklıkta ki stada bu halde gittim. ilk düdükle üçleye başladım. bu muydu be abi ? bunca çileye sonuç bu muydu ? hiç mi vicdanınız yok ulan bu taraftara karşı. bu senede mi bamya ?

    ama kimseye meydan bırakmak yok iki el kanda da olsa o parçalı forma giyilir ve gidilir desteklenir.

    2-0 galatasarayımızın yenildiği maç.
    5 ...
  45. 200.
  46. maç başlamadan kesin 5 atarız, çıkarmadan 3 garanti, belediyenin ırzına geçiçez, büyük pompa var gibi entrylerin silinmesine neden olmuş maç. lan tamam yenilirsin, olur entryleri neden siliyorsunuz? hem bak imparator geldi, yabancılar falan çok iyi, mustafa sarp yok herşey lehinize. sakin olmak lazım, bu ateş üfleyerek sönmez!
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük