haksızlık yaptığımız maç. Sakat oyuncularımızın büyük fedakarlık gösterdiği, Emre'nin iğneyle, Gökhan Zan'ın ise Japon yapıştırıcısıyla oynadığı öğrenildi.
avrupa'da başka hiç bir takıma atamayacağımız türden bir golle türkiye'nin kazandığı maçtır. evet aynen budur.
ama bakıyorum herkes takımcılık yapıp, üfff ne asist, offf ne gol diyor. lan bana biri söylesin bakalım ilk yarı bir tane pozisyon var mı? bunu burak ya da kazım'ı kötülemek için söylemiyorum. ama bu kadar kapanan ve kapanacağı belli bir takıma bu oyuna semih ile başlanır. ortadan bir tane duvar yapıp, verkaç ile pozisyon üretemedik. ne kazım, ne de burak bir tane topu alıp, yüzlerini kaleye dönüp, adam geçip şut attılar mı? ben göremedim, gören varsa gelsin!
eğer gol gelmez ise alternatif üretirsin bir şablonun olur anlarım. 50 metrelik derin top ile ancak azerilere atarız o golü. play-off'a kalan takımlara böyle gol atamazsın, mümkünü yok. haaa umutsuz muyum? asla ama bu performansı en az %30-35 daha yukarı çekersek olur. oraya da bir ay var. muhtemelen bu durumdan daha iyi oluruz.
beyler oynadığımız takım azerbaycan, bu kategorinin averaj takımı!
karadağ, estonya, irlanda ve bosna takımlarından biri gelirse eleriz. diğerleri gelir mi bilmiyorum bu seri başı olayından dolayı ama işimiz diğerleri ile çok daha zor olur. göreceli olarak her takımı eleyecek kapasitemiz var ama önemli olan o kapasiteyi sahaya oyun olarak yansıtmak.
(#13376405)
perşembe'yi bekleyip bakalım artık rakibimize.
not: ben olsam hiddink'i tartışacağıma yanında bir tane yerli yardımcı tutmam.
estonya sırbistan'ı geride bıraktı. onlar grupların sürprizini yaptı ve seneler önce bizi yendikleri hocaları ile devam ediyorlar ve bunu başardılar. yani bir istikrar şart ama ondan önce gerçekçi olmak lazım.
bizim hedefimiz neydi? grup ikinciliği değil mi? evet. ama almanya'yı illa yenmek değil.
o sebeple bizim böyle bir grupta almanya ile oynadığımız 2 maçtan içeridekinden 1 puan çıkarıp kalan tüm maçları kazanmamız ve en iyi ikinciliği zorlamamız lazımdı. hedef koymak budur, yoksa sidik zoruyla gruptan çıkmak, play-off'a kalmak değil. madem iyi takımız bunu en azında zorlayabilmeliydik. olay budur.
linkini hala bulamadığım maç. şaka lan şaka, bu kazım kimin adamı merak ediyorum. o oyundan çıktı takım kendine geldi, takımı frenliyordu. belki de azeriler oyundan düşünce biz orta sahada rahat top çevirmeye başladık, bilemedim şimdi ama ikinci yarıda takım biraz toparlandı. play-off'ta kamışı tutarız bence bu oyunla.
ulusal takımın geçtiğimiz maçlara göre daha arzulu gözüktüğü karşılaşma oldu. tabii iş sıkıya girince başladılar koşmaya. herkes bir yana, hamit altıntop bir yana, bu adam futbolu bıraksa bile 50 yaşına kadar ulusal takımda oynatılmalı. beni şaşırtan isimde sabri oldu, tam soracaktım 'gökhan gönül kulübedeyken sabri niye sahada' diye, utandırdı beni sabri, güzel oyunuyla.
kesin olan bir şey var ki, forvetsiz oynuyoruz. burak'ın her maçta bir tane atmasına aldırmayın, avrupa şampiyonasına olur da gidersek, bu daha çok sırıtacaktır. ve bir de kalecisiz oynuyoruz. sinan bolat, cenk gönen, tolga zengin ve onur kıvrak varken hala volkan'da ısrar edilmesi einstein'ın bile çözmekte zorlanacağı bir muammadır.
şans mans yendik play off u a hak kazandık, ama gerçekten attığımız gol şans golü, dikey kamerada izlendiğinde top son anda yerden sekerek savunmanın soluna gideceğine sağına giderek savunmayı şaşırtıyor.
sabri'nin rakibinin pekmezini akıtması görülmeye değer olaylardandı, ayrıca sabri için bir parantez daha açmak gerekir ki; sahanın en çok koşan adamıydı, hem ileride, hem de geride. milli takım play offlara kalmış bulunmaktadır an itibariyle.
iddaa'nın bu maça handikap açmadığı için baya üzülmesi gerekiyor. oynayan 1 değil de handikaplı 1 oynardı ve son dakikalar hala 1-0. iyi para kaldırırlardı ama açmamışlar uyanıklar ya. allahım.
bu akşam ki maçta eğer gol atamaz isek milli takımı izlemeyi bırakacak raddeye soğuduğum karşılaşma. ayrıca gökhan zan , sabri sarıoğlu , burak yılmaz gibi futbolcularında devam ettiği sürece izlemek istemediğimi belirtirim.