ilk yarı itibariyle, beşiktaş'ın ilk 20 dakikada tam 9 korner kullanmasına karşın bunlardan yararlanamadığı, gaziantep kilidinin ancak matias emilio delgado'nun kullandığı mükemmel serbest vuruşun direkten dönmesi sonucu Bobo'nun tamamlayarak attığı golle kırıldığı ve sağ kanatta genç oyuncu Burak yılmaz'ın yıldızlaştığı karşılaşmadır..daha gol olacağa benzemektedir..
marcio nobrenin rakibine dirsek atması sonucu kırmızı kart gördüğü maçtır. bu yüzden beşiktaş için son dakikalar biraz sıkıntılı geçmiştir ama üç puanı almışlardır.
ilk yarı besiktasın tek kale oynadıgı , ibrahim üzülmez, burak ve bobo nun yıldızlastıgı delgodo nun ise biraz tutuk gorundugu fakat neticesinde besiktasımızın galibiyeti ile sonuclanan mactır.
(bkz: haticeye değil neticeye bakmak lazım)
beşiktaş'ın henüz 5. dakikada bir penaltısının verilmediği, siyah beyazlıların toplamda rakip kaleye 16 şut çektiği, dördüncü hakemin oyuncu attırdığı *, 2-1 beşiktaş'ın galibiyeti ile sonuçlanan karşılaşmadır.
beşiktaş'ın önde ve iyi oynarken, ayrıca birçok da gol pozisyonu yakalamışken yine yok yere gerilime soktuğu maç olmuştur. fazla atağı olmayan antep'ten basit bir yan top golü yenince hem az öncesine kadar harika oynayan takım hem de taraftar endişeye kapılmış, kırmızı kartın ardından da bu endişe yerini gerilime, küfürlere bırakmıştır. bitiş düdüğünden biraz önce ve hemen ardından sahaya bir sürü pet şişe yağmış, antepli oyuncuların tahrikleriyle şişelerin dozu daha da artmıştır. stadyumdaki taraftarlar da acaba puanımız silinir mi diye düşünmeden edememiştir.
yani demek istediğim beşiktaş'ın kolay gol yeme sorunu takımımıza pahalıya patlayabilir. öndeyken basit goller yediğimiz maçlara bir son vermek istiyoruz artık. tigana'nın da bu işe bir çözüm bulması gerekiyor. ama yine de kanatları çalışan, bazı dakikalar şiir gibi futbol oynayan bir beşiktaş izlediğimiz için mutluyuz.
biletimi alan ve bana nazı geçen bir kişinin ısrarları sebebiyle galatasaray maçında giden sesim daha tam gelmeden inönü stadı' nın yeni açık tribününde izlediğim karşılaşmadır. inönü tribünleri de ali sami yen tribünleri gibi birbirinden kopuk hareket etmekteymiş. eski açık ve numaralıdan tık çıkmıyor olması da stadın havasını bozuyor efendim. "madem o kadar galatasaraylısın sana ne bundan?" da denilebilir fakat bir tribün insanı olarak tribünler maçtan daha önemli benim için. beşiktaş' a gelecek olursak çok da iyi futbol oynamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. burak sağ kanatta iyi işler yapacağa benziyor. takımın genelinde bir durgunluk var ama bu takım iyi olabilecek kapasiteye sahip.
sezonun açılış maçıydı inönüde, benimse kapanış maçımdı, o gece ayrılmıştım istanbuldan ankaraya askerlik için, açılış sayfasında denk geldi. tophanede nargile içip izlemiştim, stat beşyuz metre ileride olmasına rağmen sevdiğimle başbaşa son bir beşiktaş keyfi yaşamak için. demekki epey olmuş askerdeyiz. şimdi gördüm hüzünlendim. çok özledim inönüyü, istanbulu, en çokta sevdiceğimi.
(bkz: futbol başlığına aşk mektubu yazan yazar modeli)