kıbrıs'ta deniz suyunun aşırı sıcak olmasına sebep olmuş tutulmadır. hatırlıyorum, o gün bizi akşama kadar uyutmuştu annelerimiz; kardeşim ve ben, bir de kıbrıs'taki bir teyzenin 2 çocuğu, birlikte kalmıştık o gün. uzmanlar hep "çocukları güneşe baktırmayın, zararlı." demiş diye, uyutmuşlardı bizi. uyandığımızda akşamdı. sonra biz 4 arkadaş, hep birlikte denize girmiştik; normalde su sıcak bile olsa üşür çıkardım; ama o gece duş suyu kadar aşırı sıcak bir su vardı; sanki kaplıca suyu gibiydi. annemler de şaşırmıştı "aa hayret, şeyda ilk kez suda üşümedi." demişti; ki suya ellerini değdirdiklerinde onlar da anladı sıcak olduğu için çıkmadığımı. sonra da deprem olmuştu zaten.
henüz 6 yaşındaydım. okula başlamamıştım ve mahallede çocukluk arkadaşlarımla öğlen vakti bu olaya şahitlik ettik.
aslında başlığını gördüğüm için yazıyorum ancak tam tarih hatırlamıyorum ve tamamen bir fotoğraf karesi gibi aklımda yer eden bu olay şöyle vuku buldu.
öğlen vakitlerinde arkadaşım caner (benimle aynı yaşta) abisi bahadır abi (benden 3 yaş büyük) ve almancı babası olan mercedes li sefa ile öğlen vakti sokağın başındaki boş arsaya gittik. bursa'da olup da fatih-beşyol mahallelerini ve oradaki oto tamircilerini hemen hemen herkes bilir. benim yaşadığım mahalle o mahalleydi işte.
o arsada yerde fazlasıyla bira şişeleri vardı ancak işimizi görmüyordu. sonra otomobil tamircisi abilerden kaynak camı istemiştik ve küçük parça camları ellerimizde birleştirip o eşsiz olayı izlemiştik.
eğer ki bu güneş tutulması gerçekten 11 ağustos 1999'a gelmişse -ki ben tarihini hatırlamıyorum-, bu güneş tutulmasından 6 gün sonra yukarıda bahsettiğim caner ve bahadır abi öldüler. bense sefa'ların mercedes'de uyandım o günün sabahında.
herkesin kafayı sıyırmış gözüyle baktığı komşu teyzenin 'güneş tutulmasından sonra deprem olacakmış' dediği kimsenin de böyle bir söylentiye ihtimal vermediği gün olmuştur.
mahallenin hali yikama gunuydu. biz de cocuguz o zamanlar tabi yikanan halilarin ustundeki kopuklerde kayip egleniyoruz falan. rontgen filmleriyle gozlemlemistik ama burada tam olmamisti sanki, tv den tam tutulan yerleri canli yayinda izlemistik.
Mahalledeki arkadaşlarla beraber akciğer röntgen filmlerim sayesinde seyrettiğimiz hadise. Sonrasında eve geldiğimde annem zorla abdest aldırıp küsuf namazı kıldırmıştı. Böyle durumlarda kutlama yapılmaz demişti. Dua etmek lazım allah ım beraberinde bir felaket yollama diye falan demişti.Efendimiz in de küsuf namazı kıldığını falan söylemişti. Velhasılı kadın haklı çıktı. 1 haftaya kalmadan gölcük faciası yaşandı.
Hiç unutmam, son dakika olarak şöyle bir haber geçmişti. Avrupadaki bir ülkede otomobilini süren şoför, güneş tutulmasını izlerken kaza yapmıştı. Biz milet kör olmasın diye dua ederken, arkadaş olayı biraz daha trajik yapayım, hem kör olayım hem öleyim moduna girmişti galiba.
Edit: bu entrynin girildigi zamanlarda ustteki entrylerden birinde agustos ayinda okula giden ve tutulmayi hocasiyla birlikte izledigini soyleyen bir yazarin entrysi vardi. ne alaka lan bu entry simdi demeyin bana.
bilimadamlarının güneş tutulması-deprem ilişkisini ciddi ciddi araştırması gerektiğini ortaya çıkaran bir örnek daha. evet bilimsel yönden ıspat edilmemiş; ama edilmeyeceği anlamına gelmiyor. 22 temmuz 2009 da 6 dakika süren tutlma sonrasında uçakların düşmesi, yeni zelanda depremi tesadüf mü bilmek gerekir. kesin ilişki var demek nasıl saçmalıksa, kesinlikle alakası yok demek de saçmalıktır.
bir mesai gününden yırtmamızı sağlayan astrolojik olaydı. gayet kişisel olarak tarihe not düşmek gerekirse, cihangir'de yüksek bir apartmanın terasında izlemiştim. *
boğazı bir daha öyle göreceğimi zannetmiyorum.