Ağlamıyorum gözümün önüne bir sene sonra şampiyonlar liginde final oynayacak takımı karlı bir istanbul gününde yenip şampiyonlar liginin dışına ittiğimiz maç geldi.
5 sene olmuş Arrivederci juventus...
bahdsız bedevi miroslav stoch'un fenerbahçe'yi şampiyonlar liğinden oynamak için tercih ettim demesinin üstünden 6 sene fenerbahçe taraftarı karlı zeminden şampiyonlar liği maçı izlemeyi değil şampiyonlar liği şarkısını işitmelerinin üstünden 8 sene geçti.
Bazılarının unutamadığı maç. Fenerbahçe taraftarı 6-0 deyince böyök tokomlor oldokloro kopolorlo diye başlayan zırvayı söyleyip işlerine geldiği zaman böyle maçlarla övünürler. iki yüzlü deyince kızıyorlar. Haklısınız yüzsüze iki yüzlü demek bence de haksızlık. Evet.
iki sene olmuş.
ilk maç zaten inanılmazdı, kar birden bastırıp tüm zemini beyaza boyamıştı.
erteleme maçı, tartışmalar vesaire.
ua diyordu ki, bu maça gelin; kimse dışarıda kalmaz. ulan ne çok istemiştim bu maça gitmeyi. olmadı, üniversite voleybol takımımın maçı ile çakışıyordu.
velhasılkelam, voleybol maçı için allahın unuttuğu yere, okan üniversitesi'ne gittik. juve maçı başladı orada, kantinde televizyonda 50 kadar galatasaray sevdalısı okan üniversiteli arkadaş maçı izliyor. gittik oturduk biz de takımın galatasaraylıları olarak.
ilk yarı heyecanlı geçti, bitti. bizim için de maç buraya kadardı zaten, salona inip ısınmamız gerekiyordu yavaş yavaş; maçımızın saati yaklaşıyordu.
soyunma odasında telefonları refresh ede ede bir hal olduk. gol sesi çıkmadı. biz sahaya çıktık, ısınmaya başladık. bir elimde hala telefon, skor sitesini yeniliyorum; aynı zamanda da takımı koşturuyorum ısınalım diye; salon buz gibi çünkü.
son yenilemeden sonra; galatasaray 1-0 juventus skorunu gördüm. gooooool diye haykırdım bir ercan taner olmasam da.
gerisi malum, galatasaraylı takım üyeleri ile müthiş bir coşku. öyle bir coşku ki 3 tur koşup ısınamayan beden o coşkudan sonra kalorifer gibi olmuş.
hey gidi günler, çabuk geçiyor. ulan galatasaray; sen nelere kadirsin.
maçı 3-0 yenildik bir arada. kimin umurunda o gün aslanım turlamış.
totem yapip gitmeme karari almıştım bu maça.
dışarıda taşak catlatan soguklari varken, rüzgar pencereleri yerinden sokecekmis gibi delice eserken, gece gec saatlerde istanbul da kar yağışı olacağı uyarıları yapılırken, ben de evin icinde kicimi kalorifer petegine dayamis bir sekilde internette dolasirken karsima bu macin bileti cikti ve kaşla goz arasinda satın alip bu mac icin yollara düştüm.
tribun hayatim boyunca tribunle ilgili verdigim en iyi karardi bu maca bilet almak ve gitmek.
iyiki galatasaraylıyım dediğim maç, maçı geometri dersinde hoca ders anlatırken izlemek ayrı bi keyifti okul bitince eve hızlıca gidip sneijderin attığı gole yetişmek gole çılgınca sevinmek apayrı bi keyifti, hikayesiyle ve yaşattıklarıyla gerçekten unutulmaz bir maçtı.
şimdiye kadar gittiğim 100 kusur futbol karşılaşması içerisinde yeri en ayrı olanıdır.
tam bir yil önce bu saatlerde metrobus ile eve donmeye calisiyordum. eve gelince de sabaha kadar uyku tutmamisti bi daha.. hayatimda ilk, belki de son defa bir futbol macini kacirmamak icin alarm kurup da yatmistim o sabah.
italyada'ki cillop gibi zeminde bizi yenemeyen juventusun şikeciler tarafından elenmeleri karlı zemine bağlanan maç. yav he he. o değilde bizi 1 senede bu hale getirenlerin iki yakası bir araya gelmesin. aklıma geldikçe hüzünleniyorum amk.