beşiktaş'ın ya da beşiktaşlı dostların söylemiyle beşiktaşk'ın çok ucuz bir şekilde ve ne yazık ki klasik bir rüştü reçber hatası yüzünden yenildiği ve avrupa defterini kapadığı karşılaşmadır. maçın geneline bakıldığında ya da yorum yapılması için istatistikler incelenediğinde maç porto'nun hakkıydı. ki 14'üncü dakikada porto'nun ofsayt gerekçesiyle verilmeyen bir golü de var. amma velakin o meşum gol gelene kadar beşiktaş önce porto'yu durdurmuş akabinde de porto yarı sahasına yerleşmiş durumdaydı. en azından topun ve oyunun hakimiydi beşiktaş. ve 0-0 olarak bitecek bir ilk 45 dakika beşiktaş'a moral olacaktı. en azından porto 2'nci yarıya her ne kadar beraberlik işlerine gelse de skor avantajıyla çıkmayacaktı. ama gelin görün ki yenilen absürd gol tüm umutları dragao stadı'nın çimlerine gömmüştür. ama olsundur. yine de bir futbolsever olarak beşiktaş umudunu son maça kadar taşımış, taraftarlarına ve bizlere bu heyecanı yaşatmıştır. ama söylemeden edemeyeceğim. ahh ulan ahh burada 90+2'de porto'dan yenilen gol olmasa...
rüştü ilk golde topu bırakıp hakemle uğraşmasaydı sonuç belki böyle olmazdı. tabii ki mağlubiyetin ceremesi reçber'e çıkartılmamalı fakat ilk gol çok önemli, moral alt üst oldu o golden sonra. tam da rüştü eskiye döndü güzel oynuyor dediğim anda tokat gibi yüzüme çarptı gol. ayrıca ertuğrul hoca gerekli dakikalarda gerekli oyuncu değişikliklerini yapmamıştır.
sağlık olsundur, beşiktaşlı her zaman takımının yanında. yönetime rağmen, ertuğrul hocanın ve oyuncuların beceriksizliklerine rağmen inadına beşiktaş.
(bkz: siyah ulan)
geçmişte kalmış keşkelerle geri gelmeyecek maçtır. bu maç sonunda; bu kadar çalkantılı bir dönemde bile bizim umutlarımızı son maça taşımamızı sağlayan karakartalıma teşekkürü bir borç bilirim. maça gelirsek hakeden kazandı top oynamadan kazanmak biraz tecrübe gerektiyor ve malesef henüz bu tecrübeye sahip değiliz.
(bkz: siyah ulan)
(bkz: beyaz ulan)
ilk olarak beşiktaşın zaten kazanmaya çıkmadığı her halinden belli olan bir maçtı. savunma ceza alanı çizgisinde ileriye çıkan yok. forvetler orta sahada karşılıyor rakibi. önüne adam gelen sağa kaçıp arkasındakine bırakıyor. pres deseniz o kelimenin anlamını bilen yok.
bireysel yeteneklere gelince, beşiktaşın zaten şampiyonlar liginin çok altında bir standartta takımı olduğunnu söylemek mümkün neden mi;
ibrahim akın: türkiye liginde hiçbir takımda oynamaz. ikinci liglerde kendine yer bulabilir. kayseri erciyes'in vazgeçilmezlerinden olması muhtemel. ancak bu adam şampiyonlar liginde oynuyor.
ali tandoğan: futbolu bırakması gerekenlerden. teknik kapasite 0. hücumu çıktığında her topu, ama her topu kaptırıyor.
sanki toplama bilgisayar gibi bir takım beşiktaş. o takımdan bu takımdan "geleceğin yıldız adayı" olarak görülen futbolcular alınmış, ancak hepsi fos çıkmış. paslaşma en alt düzeyde. yanlış transferler yüzünden yedek klübesi zenginliğini kaybetmiş. bir oyuncu kötü oynasa(ki bu çok sıkça karşılaşılan bir durum beşiktaş'ta) alternatifi yok.
35 yaşındaki kalecisinin ise hala hayvani refleksleri var. çıkardığı 3 tane %100 lük gol pozisyonu var. bugün fark olmmasının ilk nedeni rüştü.
ikincisi çok dlaga geçtiğimiz baki mercimek.
üçüncüsü ise porto ya beraberliğin yetiyor olması. zira ikinci bir 8-0 olsaydı hiç de şaşıran olmazdı.
beşiktaş futbol takımı ölmüş. yaşam destek ünitesi* bile kurtaramaz..
maalesef beşiktaş futbol takımı bu. buralara kadar gelebilmesinin tek sebebi de olağanüstü taraftarıdır. futbolcularının alacaklarını ödeyemezken, şampiyonlar ligi gelirlerine temlik konmuşken ancak gidip higuan gibi diatta gibi topçuları alırsın. ve şampiyonlar ligindeki gibi üst düzey takımların arasında kaybolur gidersin. suçlu aramaya gerek yoktur. suçlu bellidir. serdar bilgili nin ardından kurumsallaşma adına hiç bir nane yapmayan ve sağda solda çıkıp paramı almadan gitmem diyen dürzülere paraları verilmeli ve defolup gitmeleri temin edilmelidir.
beşiktaşlıların yüreğindeki acı bir yana, taraflı tarafsız bütün futbolseverlerin beklediği üzere beşiktaş' ın yapacağı buydu zaten.
sadece maçı değil, başka şeyleri de kaybetti beşiktaş bu gece.böyle bir rakibe, böyle böyle bir skorla kaybetme lüksü vardı belki ama böyle bir oyunla kaybetme lüksü yoktu, kaybetti. bu ülkeyi avrupa'da layığıyla temsil etme hakkını kaybetti. ve herşeyden öte bütün inandırıcılığını kaybetti, tüm futbolseverler adına.
hayal kırıklığı açık ve ortada sorgulanması gereken bir gerçek var. fazla eskiye gitmeye gerek yok, bir zamanlar bu ülkenin futbol gururu olan bir takım nasıl bu hale getirilebilir? yaşananlar maalesef bir futbol kulübünün nasıl yönetilmeyeceği üzerine okullarda ders olarak okutabilecek acıyla geçen bir süreç. birkaç yıl öncesine kadar ülkenin en iyi futbol oynayan takımı düşman takımın yönetimine bırakılsa dahi bu hale getirilemez, istenilse de başarılamaz.gazetelerin yarınki manşetlerini tahmin edebilmek zor olmasa gerek. yönetici sıfatlı birileri olanları seyrede dursun koca kulüp cümle aleme alay konusu olmaya devam ediyor.devir artık böyle yöneticilerin devri değil.
beşiktaş'ın üzerindeki ölü toprağını atabilmesi için pansuman tedbirlerin bir yararı olamaz. gidişat gerçekten çok ürkütücü. kimse kendini kandırıp " zaman her şeyin ilacı " yanlışına düşmemelidir.büyük bir değişim, bir dönüşüm, ciddi, radikal bir operasyon, gerekli. yapılacak şey,takımın başına çağdaş ve deneyimli bir lider verip, tüm işi genç ve dinamik nesillere bırakmaktır. profesyonelleşme, çağdaşlaşma, rekabet edecek gücü yeniden kazanma şansı ancak böyle köklü bir değişimle, farklı bir modelle mevcut olacaktır.
rüştü - hocam ofsayt
hakem - gol
r - hocam ama ofsayt
h - yok gol
r - ama ofsayt
h - yok yahu gol
r - ama ofsayt
h - yok gol
r - gel bi de yan hakeme soralım; yan hakeeeem ! yaaa ofsaaayt !
yan hakem - gol
r - ama ofsayt
yh - yok gol
r - ama ofsayt
h - yok sarı kart
r - a gol
ibrahim üzülmez - yapma rüştü
cemaat mafya para şike dörtlüsünden porto'yu porto'da yenecek bir takım çıkmıyor maalesef..
-------
edit:
yukarıdaki tanımın,"Bu entry sözlüğü yasal yönden zor durumda bırakabilir." gerekcesiyle silinmesine vesile olan meskekdaşımın/meslekdas adayımın diplomasını nereden ve hangi tarihte aldığını merak ediyorum.
1-buradaki tayin edilen "maddei mahsusa" nın hepsi dava dosyalarında teknik takibe girmiştir. sinan engin alaattin cakıcı, gencay cakıcı, serdar bilgili, rize baskanı, vs vs hepsi mahkeme kararıyla dinlenen şahısların dinleme kayıtları dava dosyasında duruyor..
2- cemaat konusunda kalkavan, e. sağlam f.gülen ilişkisi kendilerince de ikrar edilmiştir.
3- sadece o başlıkta tonla edilen küfürlerin yaratacagı sorun bu entry ile kıyaslanamayacak olcude büyüktür. isterseniz deneyeyim bir sikayet edeyim diyecegim ama hukukcu olma heveslisi bir veledin ve iyi niyetle bir sozluk yurutmeye calısan yüzlerce kisinin hakkını gasp etmis oluruz..
4- subjektif entry silecekseniz delikanlı olun hukuka sığınmayın.
beşiktaş'ın, tüpçügiller gibi bir zihniyet ekibiyle yönetilmesine rağmen, bir üst tur umudunu son maça dek taşıyabildiği 2007-08 şampiyonlar ligi organizasyonundaki son maçı(ydı). tüpçü gibi bir başkana ,tüpçübenzer yöneticilere, tüpçügil uzantılı transferlerle şişmiş bir kadroya rağmen, umudun maçı olabilmiş maçtır. teşekkürler kartal. biliyorsun; sevinmek için sevmedik seni. öfkemiz sana değil, senin kafanı yönetme mefhumu iddiasıyla acımasızca yerlere vuran ruhsuzlara..
rüştü'nün 'man of the match' olması kesin iken embesil bir şekilde hakeme yönelmesi sonucu aptalca bir gol yiyen bir maçtır.Emre Tilev bu olayı 'milyarlık su faturası' olarak anlatınca beni harbiden yarmıştır.bu maçta 8jk'ın galibiyet parolasıyla çıktığı maçta birçok pozisyonu kendi kalesinde gördüğü maçtır.zaten bu maçın böyle olacağı belliydi.Bursa maçında 8jk hiç top oynamdan 1 pozisyonu gole çeviererek almıştı.Yani perşembe'nin geleceği çarşamba'dan belliydi.
önce taktik değil, oyuncu değil kafa değişecek. bu kafa yapısıyla, bu zihniyetle biz avrupa takımlarıyla sidik yarıştıracak kapasitede değiliz. istanbulda seyirci gazıyla, ittire kaktıra alıyoruz maçları ama hala düşünce yapımız sığ, sıradan.
2-0 yenik durumdasın, tur için 3 gol gerekiyor sana, dakika 80 ve hala oyuncu değiştirmiyorsun, takıma değişik bir şey denetmiyorsun.
beşiktaşın etkisiz bir futbol ortaya koyarak ve ahmakça bir gol yiyerek kaybettiği maçtır. Avrupa defteri yine kapanmıştır. Biz alışığız zaten, çeyrek final filan oynasak kalplerimiz dayanamaz o heyecana.
Bu takıma o yabancı futbolcuları transfer edenlerin, futbol bilgisini, ekonomi bilgisini ciddi ciddi tartışmak lazım. Burak diye bir adam var yaşı 21 fizik desen sırım gibi, ama ben 30 yaşında 95 kilomla daha fazla koşmazsam adam değilim.
neyse yin hüsran yani anlayacağınız.
kaderimiz bu alayaına isyan, inadına beşiktaş...
üç yıl önce oynanıp yarası kanayanların gündeme getirmekten garip şekilde çekinmediği maçtır.
ulan oğlum allah dan korkun.
ezik deyince kızıyosunuz utanmadan.
