kuyruklarını sallayabilen ve sallayamayan yaratıklar var, malum. kuyruklarını sallayamayanlar zamanla genetiğin bir cilvesi ile kuyruğu kontrol eden sinir sistemleri etkisizleşmiş canlılardır, mesela insan gibi. hatta insan zamanla kuyruğu hepten yitirmiş; buna biyolojide 'organ körelmesi' denir, mutasyon işte. "kuyruk yok ki sallasın" denecektir, haklı olarak. yine de bu kuyruk geni hala vücudun genetik haritasında bir dna kodu olarak yerinde durmaya devam ettiği için ara sıra aktif hale gelir, ve kuyrukla doğan insan yavrularına nadir de olsa rastlanır. bazı vakalarda kuyruk denebilecek uzantı sinir sistemine bağlı olsa da bazı diğer vakalarda vücut kuyruğa hükmedemez. genelde çocuğun fazla büyümesi beklenmeden görece basit sayılabilecek bir cerrahi müdahale ile bu durum düzeltilir ve kuyruk alınır.
kuyruk sallayabilmek veya sallayamamak sadece tıbbi bir vaka değil; mecazi anlamı da var. 'her önüne gelene kuyruk sallayan' deyimi genelde yaltaklanan, birisine yaranmak için yapmacık davranışlarda bulunup şirin görünmeye çalışan insan modellerini anlatmak için yaygın olarak kullanılır. her halukarda sallanan kuyruk sallayana aittir, kimse kimsenin kuyruğunu sallayamaz, herkes kendi kuyruğunu sallar. demek ki bunun belli edilmesi, yani 'kuyruk sallayabilen/sallayabilemeyen' gibi yuvarlak bir laf yerine, bilakis sorumluluk alan, kimin nerede olduğunu ve yaptığı eylemin neresinde durduğunu doğru biçimde anlatabilmek için 'kuyruğunu' sallayabilen/sallayabilemeyen demek icap eder.
elbette bunların birden fazla olduğunu belirtmek için de 'kuyruklarını' sallayabilen/sallayabilemeyen denilmesi yerindedir. çünkü bir gruba dahil olan türler aynı tavrı sergilediğinde ortaya çıkan manzara bir ahenk oluşturur. bir ordunun neferlerinin her biri tek olan silahını çekse de bunları dışarıdan gözleyen birisi 'silahını çektiler' demez, 'silahlarını çektiler' der. nasıl ki kuyruklarını sallayabilen, yani buna yeteneği veya karakteri müsait olanlar varsa, bu mizaca sahip olmayan, bunu beceremeyen, yani 'kuyruklarını sallayabilemeyenler' de vardır. bunlar her cinsten, her milletten olabilir. dolayısıyla bu karakterdeki insanları bir çatı altında toplayıp onlara “kuyruklarınısallayabilemeyengiller” diye bir isim verebiliriz. misal, birisi size 'ya arkadaş, sen menfaatini düşün bir iki gülücük at, maksat işin görülsün, ne var bunda?' dese, siz de bu tavsiyeyi verene 'iyi diyorsun da, ben böyle davranmayı hiçbir zaman beceremedim, galiba ben kuyruklarınısallayabilemeyengiller tayfasındanım' diye cevap verebilirsiniz.
kişiye bu 'yeteneği' ya da 'yılışıklığı' (kimseyi yargılamıyoruz, beğendiğinizi seçin) kazandıran biraz yaşadığı ortamdır biraz da kendi benliği. bir insan çok sosyal olabilir, ama yetiştirilme tarzı itibarı ile kuyruk sallamak gibi bir strateji edinmemiş olabilir. demek ki kuyruklarınısallayabilemeyengiller'den biri olduysanız muhakkak sizi siz yapmış kişiler, koşullar ve olaylar vardır. gelgelelim tam karşıda kuyruk sallayabilenleri yaratan da bir takım kişiler, koşullar ve olaylar var, kimse uzaydan gelmiyor. her iki kültür grubu arasında bir terslik olduğu gibi adı konmamış bir mücadele de vardır. dolayısıyla kuyruk sallamayı marifet belleyenler bunu beceremeyenlerin dengesi ile oynamaya bayılır, onları dik duruşlarından edecek işler çevirirler. diyebiliriz ki, 'git istediğin gibi kuyruk salla, kendi halindeki insanlara neden musallat oluyorsun, herkes ille de senin gibi mi davranmak zorunda?' ama toplum böyle işlemiyor malesef: insanlar durdukları yerin ve yaptıkları haltların yanlış görünmemesine çalışırlar ki kendi konumları meşru olsun. işte bu kuyruk sallayanlar 'kuyruklarınısallayabilemeyengillersiz' bir ortam isterler, bu yönde 'kuyruklarınısallayabilemeyengillersizleştirici' bazı tedbirler alır ya da adımlar atarlar ki, bu misyonlarında kendilerine 'kuyruklarınısallayabilemeyengillersizleştiriciler' denir. oyunların boşa çıktığı, işlemediği, hedefine ulaşamadığı durumlarda, yani kuyruklarınısallayabilemeyengillerin yapısını, karakterlerini ve duruşlarını bozamayan, buna muvaffak olamayan başarısız ya da boşa çıkarılmış girişimlerin muktedirsizleri bundan gayrı 'kuyruklarınısallayabilemeyengillersizleştiremeyiciler' grubu olarak tanınırlar.
kuyruk sallayanlar içlerindeki bu beceriksiz tayfadan kurtulabilmek için, ve dahi kendi kuyruklarınısallayabilenler cemaatlerini daha etkin hale getirmek için değişik reform ve islahat çalışmalarına girişirler. bu temizlik operasyonunu kendi aralarında kısaca 'kuyruklarınısallayabilemeyengillersizleştiremeyicilersizleştirme' olarak kodlarlar. bu iyileştirme harekatı hızlı, ansızın ve etkin bir biçimde yerine getirilebilirse, kuyruklarını sallayabilenler kendi topluluklarını 'kuyruklarınısallayabilemeyengillersizleştiremeyicilersizleştirivermiş', yani bir anlamda yenilenmiş olurlar. peki o ayıklananlara ne olur, orası bilinmez, ama önemsizdir; çünkü kuyruklarını sallayabilenler vefasızdır, bir kere çürük diye tespit ettikleri elmaları temizleyince geriye dönüp bakmazlar bile. işte bu operasyonu büyük bir titizlikle başarıya ulaştırabilecek ehil ve elit kuyruk sallayabilenler ise 'kuyruklarınısallayabilemeyengillersizleştiremeyicilersizleştiriverebilecek' idari yeteneğe sahip olarak tanınmış ve nam yapmıştır.
ara sıra bu ehil kuyruk sallayan idarecilere itirazlar yükselir, ya da yeteneklerinden şüphe edilir. onlar da topluluklarının karşısına dikilir ve derler ki:
'kuyruklarınısallayabilemeyengillersizleştiremeyicilersizleştiriveremeyebileceklerimizdenmişsinizcesine' bir takım havalara girdiğinizi görüyoruz, ama sakın meraklanmayınız; çünkü o kuyruklarınızı götünüze sokunca muhakkak kendinize gelecek ve ışığı göreceksiniz sayın arkadaşlar, hiç merak etmeyiniz...