çok yanlış bir harekettir. zira 200 kişi toplanıp gitmek varken 100 kişi gitmek daha az savunma demektir.
neyse azizim, şimdi sizlere geçmiş yıllardan bir hikaye bahşedeceğim;
gençtim, güzeldim, tüm kızlar her zaman olduğu gibi peşimde köle oluyor, cool benimle seviş benimle seviş diye peşimde trencilik oynuyorlardı, en öndeki vagon siz olunca kıskanan öküzler de bol oluyordu tabii, bir gün yolda almanya'dan gelen radyolu şapkamı takmış müzik dinlerken 3 tane genç önümü kestiler;
+ hey bak lan buraya göt oğlanı
- bana mı dedin?
+ sana dedim tabi yavşak!
- noluyo lan?
+ sen bizim bacımıza laf atmışsın
- bacınız kim sizin?
+ şeyma
- ha laf atmadım, becerdim onu
+ naptın?
- seviştim yani memeleriyle oynadım
+ oha lan!
- o da benimkiyle oynadı ama her şey karşılıklı
+ laaaaan!
3 kişi ağzımı burnumu kırmışlardı, o günlerde dövüş eğitimim de yok tabii, şimdi olsa tek yumrukla üçünü de yere serebileceğim adamlar beni ezip geçmişti. eve gittiğimde babam ve annem şok içinde bana bakıyorlar, kelimeleri birbirine karıştırıyorlardı;
+ cool noldu sana?
- hiç!
+ fakirler! bunu ancak fakirler yapar!
- çok fakirdiler baba, karşı koyamadım!
+ sana kaç kere dedim üstünde ne varsa ver diye! senden değerli mi yavrum?
- hayır baba mesele o değildi
+ her neyse cool, mesele neyse çözeceğiz, seni sebastian'a yönlendiriyorum!
- hayır baba hayır! insanları icitmek istemiyorum!
desem de dinlememişti babam, sebastian hanedanımızın en büyük dövüş ustasıydı, kimine göre 300, kimine göre 350 yaşındaydı. bana göre sadece vahşi bir boğanın tekiydi, tek başına 600 kişiyi dövebilmiş bir vahşi, yumruklarını görebilen insanın dünyada olmadığı bir vahşi, hatta öyle ki nicola tesla'nın bile sebastian ustanın yumruklarını saymaya çalışırken kafay yediği rivayet edilir, tabii buna son kalkışan john nash'in de durumu ortada.
ertesi gün bembeyaz kıyafetler içerisinde sebastian ustanın kursuna yazılmıştım, kursta seçkin ailelerin çocuklarından oluşan ciddi bir kalabalık mevcuttu. biraz sonra sebastian usta bizi karşısına aldı, ve şu konuşmayı yaptı:
+ sizler ot değilsiniz, sizler otları yeşertecek sularsınız, asla yılmayacak! asla vazgeçmeyeceksiniz! hiçbir hayaliniz hayal olarak kalmayacak, intikam ellerinizde olsun ki dokunduğunuz her tene bu gücü hissettirin! hazır mısınız?
- uhh!
+ uh ne lan?
2 aylık dövüş eğitiminden sonra beni döven lavuğu dövmek için kurstan arkadaşlarla anlaştım, yaklaşık 100 kişi şeyma'nın abisini dövmeye gittik, kapısına vardığımda bağırmaya başladım!
+ erkeksen çık lan dışarı korkak!
- oha amk 100 kişi gelmişiniz
+ gel lan aşağa
- gelmem olm al şeyma'yı da git
+ şeyma'yı ne yapayım fakirlerle sevişmiyorum artık!
şeyma - cool noldu sana?
+ çok değiştim şeyma, artık çok acımasızım hiaa!
- lan kıza ne vuruyon it?
+ in aşağı lan!
şeyma'yı bi güzel dövmüş, kadına şiddetin ne kadar kötü bir şey olduğunu tüm kalabalığa göstermiştim. az sonra abisi kötü mehmet'de aşağı indi, bizim grup bunun çevresini sardı, ben ise seksi bedenimi ortaya çıkarmak için yavaş yavaş gömleğimin iliklerini çözüyordum, mehmet kendinden geçiyordu...
+ cool yapma bi hoş oluyorum
- ulan ibne misin sen?
diye girişmiştim memede, ağzını yüzünü kırdıktan sonra çöp tenekesine atmış ibret-i alem olsun diye tüm mahalleye göstermiştim, ertesi gün mehmet elimi öpmüş, büyüğümüzsün abi, biz ettik sen etme, istediğin zaman benimle bile sevişirsin bundan sonra demişti. tüm sportmenliğim ve uzakdoğu felsefem ile mehmet'i de afetmiş, redkit edasıyla evimin yoluna koyulmuştum...
o 100 kişiyi de fabrikada işe aldım sonra, napim hikayede bi boka yaramadı dolarına koduklarım.