üşenmeden yazdıklarını okuduğum yazar. hiç bir entrysinde de ajitasyonu eksik etmeyen yazar.acitasyon yaparak hayatını normalleştirdim sanan yazar. bir bayan olarak midemi bulandıran yazar. karı koca arasında bile dinimizin yasakladığını bir erkek olarak üstelik para karşılığı yapmış yazar. *
hayatta o kadar çok dert varken; ailesinin yaptıklarını kendi g.tünden çıkartan yazardır.
evet hikaye gerçek değil, boşlukları çok. ama hikayedeki karakter kendini değil; babasının şerefini satmıştır aslında. psikolojik olarak bakıldığında ulaşılan mantık budur.
belli ki; belli bir yaşa kadar hiç bir dert görmemiş, el üzerinde tutulmuş bunun verdiği şımarıklıkla yaptığı hatayı sopa yiyerek ve evden kovularak ödemiş yazardır. lan hiç mi akraban yok? insan soluğu direkt barda mı alır? akrabanı geçtim arkadaşında mı yok. bu kadar yalnızsan; ideolojinde mi yok?
o zaman senden olsa olsa g.tveren olur zaten. o yaşına kadar taş üzerine taş koyamadıysan kaybolmak sana çok değil..
bu ülkenin gerçeği; adama kızmayın vs diyen arkadaşlar ise komikler gerçekten. göz göre göre hiç bir zorlanma yaşamadan, bile bile fahişelik yapan bir karakter var önünüzde.
eşcinselliği normalleştirme çabanız kadar iğrençsiniz fahişeliği normalleştirme çabanızda. sizin gibi modernizmi ve çağı yanlış yorumlayan hödelekler yüzünden muhafazakar reaksiyonlar doğuyor bu ülkede; piç hem de, babası belli olmayan reaksiyonlar.. ait değilseniz; mantalitenizi koynunuza alıp susun. bırakın savunmayı kendileri yapsınlar. hah, .bneyseniz; ona göre konuşalım..
Şimdiye kadar yazılanlarda ortak kanı;
- kimse kimsenin cinsel tercihlerini yargılamıyor.
- Bahsi geçen "eleman"'ın başından geçen hikayeler, ya da geçmiş gibi gösterdiği olaylar zinciri'ni anlatırken kahkahalara boğulmamıştır. Ya da bi yandan hikayeyi okurken bi yandan viskisini içip, derin derin sigarasının dumanını içine çekip keyif almamıştır. YAzılanlar, yazan arkadaşın başından geçmese bile, mutlaka birileri bu tür şeyler yaşamıştır. hayret verici, lanet okutucak kadar iğrenç sapkınlıklarla donatılmış insan müsveddeleri varoldukça maalesef sıkça duyacağımız hadiselerdir.
- Ancak, yazar arkadaşımız(-ki bana göre başarısız bir senarist)dramla başlayan ve herkesin bir anda ilgisini çeken hikayeyi, sıralamalarda, benzetlemelerde, tasvirlerde açık hatalarla doldurup, durum komedisine çevirmiş, inanılırlığını yitirip, nefret edilme boyutlarına gelmiştir.
- ilgi manyağı olduğunu varsaydığım "eleman", kendi egolarını tatmin etmek isterken, gerçek hayatta, çocukken tacize, tecavüze uğramış, psikolojisi bozulmuş, güvenlerini kaybedip, sosyal ortamlara çıkmaktan korkan insanları da bir çok insanın gözünde potansiyel "100 dolar" olmasına sebep olduğunun farkında değildir.
- Bir insanı bir yere kapatmak suçtur, fakat kapattığınız kişi bir "suçluysa" bu bir "ceza"dır felsefesinden hareketle, burda abuk subuk yazılar yazmaya devam eden "eleman"ı, ya yapmayın arkadaşlar cinsel özgürlük diye bişey var, ya da "ama başından çok kötü şeyler geçmiş yazık çocuğa" diyip savunma mekanizmalarını harekete geçirmesinler. YAzık olan, ve acınacak olan "eleman"ın yazılarında bahsettiği "esas oğlan"ın, savunmasız, güçsüz, bilinçsiz bir çocukken başından geçen olaylardır. 23 yaşında, aklı başında bir "adam"ın kimle kaç paraya bedenini satıp, yatıp kalktığı vahim bir durum değil, aptalca, onursuzca bir tercihtir. Ne yapsın yani adam?" diyenlerde mevcut aramızda. Haklısınız! sabahın 6sında uyanıp, istanbul trafiğiyle boğuşup, işine gidip, 9-10 saat köle gibi çalışıp, bir gece de kazandığı paradan daha azını 1 ay da mı alsın...? değil mi?
- Belki de bir tez konusunun kahramanlarıyız şuan, ya da yazılmakta olan bir kitabın ana karakterleri, ya da vizyona girecek bir filmi şekillendiriyoruz, ya da gerçekten böyle bi adam var. Her ne olursa olsun, herkesin tacizlerde, tecavüzlerde tasvir edilmeye çalışan karakterlere lanetler okuyarak başladığı zincir, şuan karakterleri, hikayeleri anlatan "eleman"a, "bi siktir git" kıvamına gelmemeliydi.
- Bu kadar yazılan olaydan sonra önerimiz, senaryonun ortasından itibaren değişip, "esas oğlan"ın, yaşadıklarından ders çıkarıp, düzgün bir yaşam tarzı seçmesiyle devam etmeli, "yediğin içtiğin senin olsun, bize güzellikleri anlat" olmalıdır. yaşadıklarıyla, yediği, içtiği, kustuğuyla, Ahmet Yıldız öldü. Yeni Ahmet yıldız'lar olmasın diye çabamız.
gibi başlıklarına rastlanacağını düşündüğümüz birinin kişisel şov, celebrity olma aşkı vb. nedenlerden birine dayanarak ağlamaklı bir havayla demagoji fırtınası estirdiği yazısı.
hayatını kazanmak için vücudunu 100 dolar karşılığında kiralayan ve sözlük yazma faaliyetinde bulunan bireydir.
Başlığın tanımı budur.
Lakin cümle oluşturmakla görevli kelimelerin ve taşıdıkları naçizane anlamların, bu anlama muhalif bünyelerde yaptığı uyarıcı etkiyi, hazımsızlık, kabullenememe, tehdit varsayma, korku, daha doğrusu göt korkusu nedeniyle nasıl dışa vurabildiğini bir kez daha ortaya da koymuştur.
konuya malzeme olan olaylar ister gerçek olsun isterse kurmaca... Kendine hayat bulduğu, gözler önüne serildiği ortam sanaldır. iş bu ironi okuyucuların "bir gün bana ya da tanıdığıma olursa, eyvah n'aparım" gerçeğiyle birleştiğinde kocaman bir tehdit olmaktadır kanımca... sıralanan entryleri aklım başka türlü yorumlayamıyor ki zaten burası aslında pek de yorum yapma platformu değil.*
Siz devam edin, tehdit üstüne tehdit yağdırın, kireçlenmiş beyin kıvrımlarınızdan * zehrinizi dökmeye, yasaklarım, şikayet ederim, s.kerim, asarım, olmadı astırırım demeye devam edin...
Bir gün olurda sapına kadar acizliğinize yol göstermekle yükümlü erkekliğiniz sizi gösterir, kankanızı gösterir korkusuna mahal vermemek adına, örtün herşeyin üstünü, anlamaya çalışmak ya da olmadı kayıtsız kalmak yerine.. küfredin dinine imanına...
edit : nokta kadar değeri olmayan binlerce entry varken benim iki noktamın üçüncüsünün yokluğuna takılınmıs olması gerçekten çok ilginç.