hakemin son düdüğü ile birlikte okay amigosunun yüz ifadesini görme isteği uyandıran maçtır.
--spoiler--
hayır mustafa sarp!!!!.......... auta atıyor
--spoiler--
ayy kıyamam okayıma , uf mu oldu senin pıtıcıklar?*
oncelikle mustafa sarp neden bu kadar hirsliydi anlamadim. hirsinin kurbani oldu ve yazik etti hem kendine hem de maca. tamam butun sezon boyunca canla basla mucadele etti ama bu macta farkliydi. illa ki gol atmak istyordu. gole cabaladi. acaba gol atinca bir yerleye yollayacagi mesaji mi vardi? formasinin altinda birseyler mi vardi arastirmak lazim. normal degil.
galatasarayin ikinci yarida sergiledigi oyun oldukca tatmin ediciydi. her ne kadar omer urundul sarip sarip gs'nin forveti yok antalya defansi cok rahat yea yata yata amci bitirdiler dese de atilan 3 gol direkten donen 2 top tek basina mustafa sarpin kacirdigi 4 net gol pozisyonu var. daha ne olsun amina koyim. ve butun bunlarla karsilasan defans nasil rahat oluyormus anlayamadim gitti. anlamak da istemiyorum zaten o sakallinin dediklerini.
futbolun cilvesine kurban gitti takim. antalyaspor 3 kere geldi kaleye.2 gol buldu ve bu goller de bireysel hatalardan kaynaklandi.kayseri ve antalya maclarinda kanser edici takim savunmasi hatalari giderek azaldi ki sevindiricidir bu. bireysel olarak biraz daha dikkatli olunursa ve de sabri-balta beke geri donerse, emre neill bu defansi goturur diyorum. ozellikle neill muthis ozguvenli ve izleyenlere de o guveni yansitiyor. oka karacan ona duzdugu methiyelerinde cok hakliydi dun gece. ve bir de elano vardi sahada. acik ara macin en iyisiydi. cok istahli arzuluydu. atletico oncesi onu bu kadar istekli gormek sevindirici. insallah devam eder boyle.
ancak galatasaray ruhunu heyecanini ve hucum futbolunu daim etmek istiyorsa emre colak'i oynatmali. takima renk katiyor heyecan katiyor. arda da bir baska oynuyor o varken. onu daha cok kullanmaliyiz. ayrica attigi golden sonraki takimin sevici goz yasarticiydi ve takim ruhu bitti diyenlere de gayet guzel bir cevapti.
keita ve dos santosu bir sureligine unutursak sanirim cok hayirli olur bizim icin. santosun bu korkakligi keitanin bu vurdum duymazligi varken onlari oynatmak takima ihanet etmek gibidir. umarim rijkaard gerekli teshisi koyar ve tedbiri alir.
galatasaray'ı arap sermayesine peşkeş çeken yönetim sıfatlı çetenin son maharetlerinin de ortaya dökülmesine neden olan kupa çeyrek final maçıdır. galatasaray yenmiştir ve elenmiştir.
ve galatasaray'ın son 30 yılda ilk defa takım olma kimliğini kaybettiğini iyice gözler önüne seren karşılaşmadır.
galatasaray'a yazık edilmektedir.
edit: g.saray'ın elenmesi, yenilmesi, rezil olması 11 futbolcunun s.kinde bile değil. paralarını yine alacaklar, en lüks markaları giyecekler, milletin bir ayda kazandığını bir günde harcayacaklar, sevgilileri için sinema kapatacaklar...bunun karşılığında hiç bir şey yapmadıkları halde aptal taraftarımız tarafından yine yere göğe konulmayacaklar.
galatasaraylılık ruhu kulübü satan bu yönetim tarafından öldürülmüştür. evet özhan canaydın zamanında da çok süründük ama ruhumuz sağlamdı en azından.
galatasaray ın ikinci devre kapanan antalyaspor a karşı rezalet oynadığı karşılaşma olmuştur.
senelerce galatasaray taraftarı sükrü saraçoğlu nda oynanan ve fenerbahçe nin iki tane atıp geri yaslandığı maçları çok iyi oynayarak kaybettik sanmıştır. bu maçın son otuz dakikası galatasaray top şişirmiştir, dile kolay lan 30 dakika bak uzatmalardan bahsetmiyorum. altmışıncı dakikadan sonra sürekli top şişiren bir takımın ne tip bir oyun anlayışından söz edilebilir.
ayrıca rtük ten isteğim mustafa sarp a sansür uygulaması, yahu bu adam göz zevkimi mahvediyor.
iki ayaklı turun sadece 45 dakikasında galatasaray'ı izleyebildik. bu maç gösterdi ki sakatlar düzelirse galatasaray ligin tozunu attırır. ancak bu maç gösterdi ki böyle futbolla bi sikim olmaz. kusura bakmayın galatasaraylı arkadaşlar. mehmet özdilek ve ekibini can-ı gönülden kutluyorum.
ayrıca taraftara da bi sözüm olacak. her fırsatta bok attığınız rakip taraftarlara inat maç 2-2 devam ederken desteği kesmemeliydiniz. 3-2 olunca bi anda coştunuz. olmadı.
galatasaray güzel oynadı bu maçta. en azından son haftalara göre kıpırdanma vardı. atletico madrid maçları öncesinde bu iyiye işaret. önce bekler yerlerine yerleşsin, sonra da forvetlerimiz takıma dönsün, tamamdır bu iş. bu arada madrid maçlarında da bir şekilde forvet sorunu çözülürse ve tur hasarsız atlatılırsa gerisi gelir. şampiyonluktan şüphem yok da şu kupayı da alıverseydik. bu seneyle birlikte tam 5 (beş) senedir türkiye kupası alamamış oluyoruz. resmen rezalet. bir büyük takımın taraftarlarını bunca sene kupaya hasret bırakması akıl alır gibi değil. hani iki üç sene daha alamazsak ağzımı açmaya utanırım, hatta utancımdan sokağa çıkamam. hele ezeli rakibimin yenildiği/elendiği maç başlıklarını altına entry girmeyi aklımın ucundan bile geçiremem. insanda utanma olur lan azıcık.
aklıma takılan bir konu geldi buna değinmeden edemiyeceğim. hani şu çok gülmeyi seven galatasaraylı bir dostum vardı. (bkz: #7239988) hala gülüyormusun dostum???
mevsim normallerine göre sıcak sayılabilecek, ya da anneannemin zorla giydirdiği kazak yüzünden bana sıcak gelen bir havada oynayan maç. evet izmir hava durumunu verdikten sonra, şimdi istanbul'a dönelim.
maç başlarken bir çok galatasaray taraftarı(ben ve 2 arkadaşım), çok güzel bir futbol oynamadan galatasaray'ın kazanıp turu geçeceğini düşünüyordu. maç başladığında eski açık önündeki yavşak sol kale direği, içimize ''ulen maç güzel geçecek ve çakıcaz'' nidaları salgılamaya başlamıştı. bir de çikolata yiyince mutluluk zımbırtısı filan salgılıyormuş vücut. biz çikolata yemedik, top direkten döndü 2 defa heyecanlandık.
nitekim dakikalar yarım saati devirdiği sıralarda baskette bile faul olmayacak bir pozisyon sonrasında galatasaray penaltı kazanıyordu. penaltıyı kullanacak çiçekçi elano, mahalleye yeni taşınan yabancı çocuk edasıyla, kaleci ömer ve düdükçü bünyamin'e ''benim abi ben vurcam topa'' diye kendini tanıtıyordu. tanışma merasimi bittikten sonra, elano'nun vurduğu top yine o yavşak kale direğinin sol lobunun 'bu kez' içine çarpıyor ve ağlarla buluşuyordu. tesadüf odur ki, top ağlarla buluştuğu sırada skorboard ''galatasaray 1, ankaraspor 0'' şeklini alıyordu. ancak bu işte bir yanlışlık vardı? olayı çakozlayan iyi niyetli bir insan ''antalyaspor olmasın o?'' dediğinde, ''pezevenkler mavi forma giymesin o zaman lan. antalya akıllı olsun akıllı!'' şeklinde tepkiyle karşılaşıyordu. ne demişler; iyilik yap denize at, o sana dönerse senindir, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır. frizbi mi bu mınaski?
golden yaklaşık yarım saatin 10da 1i süre geçtikten sonra, ankaraspor köşe vuruşu kullanmaya hak kazanıyordu. köşe vuruşundan gelen topa kafayı çakan bir abimiz topu cici kale direğinin sağ tarafına çarptırıyor, seyirciler tam ''atamadı şınayde'' demeye hazırlanırken; delik dondan çıkan necati ateş topu boş kaleye gönderip, kameraya dudaklarını büküp poz veriyordu. derken durum 1-1 şeklinde pazarcı tartısı kıvamına gelmişti bile. bu sırada hakemin düdüğünden melodik bir ses geliyor ve takımlar soyunma odasına gidiyordu.
dos santos; abi ben gideyim artık eve, akşam ezanı okundu yaa babam sıçacak ağzıma. zaten zorla soktunuz maça, yeter bu kadar rijkaard; yaa olum amma satışçı oldun sen böyle, yeni gelin topa vurur gibi oynuyorsun zaten. çık mınaski. emre sen girsene be hacı? emre çolak; hiç sormayacaksın sandım haa. hatun izliyor zaten maçı, girer oynarım ben. ohh be
emre saçlarını taradıktan sonra, 2. yarı başlıyordu. bu arada hava izmir'de hafiften serinlemeye başlamıştı. çıkarmamalıydım o kazağı. henüz şevket salağı yanan inşaatı için necla'dan 10.000 lira istememiş vaziyetteyken; deminki kalenin ters istikametine atak yapan galatasaray, emre çolak'ın golüyle durumu 2-1e getiriyor ve ağır çeksin diye tartıya demir bağlayan pazarcı gibi yapıyordu skorboardu. bu gol maçı uzatmaya götürmeye yetiyordu ancak, etiyopya'yı bilenler için söylüyorum; kanal d tarafından bastıran hayriye hanım yüzünden, galatasaray'ın 1 gol daha bulup maçı uzatmaya götürmeden bitirmesi gerekiyordu.
tur atlama planları sarı kırmızılı ekipten yana yapılırken, emre çolak ve emre güngör ''madem ikimizde emre'yiz, topu aramıza alalım da dilek tutsun eki eki'' diye paslaşırlarken top birden bire ''ne dileği lan'' diyerek misafir takımın ayağına geçiyordu. rocky'nin kum torbası olan aykut erçetin'le karşı karşıya kalan eski galatasaraylı necati, torbanın kenarından geçip 3 kale direği ve izolabantlı ağlarla karşı karşıya kalıyordu, bu durumu içine sindiremeyen mustafa sarp bir hamle yapıyor. ancak küçükken pijaması olmadığı için beden derslerini kaçıran mustafa, yönleri şaşırıp necati'yi yanlış yerinden tutunca top ağlarla kucaklaşıyor ve spikerlere klişe çıkıyordu. mustafa'nın yanına gelen takım arkadaşları ''olum sağ sarımsak sol soğan lan, öğren artık'' diye isyankar bir hale bürünüyorlardı. derken pazarda gezen zabıtalar, tartıdaki çakallığı anlayıp durumu tekrar eşitliyordu. 2-2.
bu eşitlikten sonra yunan görmüş kuva-i milliye ordusu gibi saldıran galatasaray'da forvete hakan şükür'ün veliahtı servet çetin giriyordu. servet'in fm karnesine baktığımızda am/f rc oynayabildiğini görüyorduk. gel zaman git zaman, hala kim olduğunu çözemediğim bir adam caner erkin'in önüne topu yuvarlıyor, caner de ''ya allah'' diyerek topa gömçürüyor ve ''yemişim zabıtayı'' diyerek skoru 3-2'ye getiriyordu. golden sonra sevinmeye kalkan caner'in yanına arda turan gelip ''matematiğini sikeyim senin, 1 gol daha atalım sonra seviniriz. altta kalanın canı çıksın bile oynarız'' diye uyarıyordu.
o beklenen gol gelmiyor ve son düdük çalıyordu.
galatasaray; 3
ankaraspor; 2
tüm bu yazıdan çıkan sonuç;
2 tane kazma ortasahayla** bir sik olmaz bu takımdan.
antalyaspor'un hucüm organizasyonlarını % 100 başarı ile tamamlayarak tur atladığı karşılaşmadır. yok futbol şansı gs'nin yanında değilmiş falan fıstık. antalyaspor istanbul'da 2 gol attıysa tur atlamayı hak etmiştir.
bütün gs taraftarlarının sadece iğne kendine batınca futbol gerçeklerini kabullendiği maçtır. herkes fair play çerçevesinde beklentilerde sedyeyle çıkıyor koşarak giriyor felan... boş şeyler bunlar. sanki ilk defa oluyor.
necati ateş in 19 mayıs 2007 deki bayrak nöbetinden sonra en iyi performansını sergilediği, 3 kulvarda şampiyonluk hedefleyen fos galacticos un 3 ün 1 ini aldığı, yine yeniden " hacı bu antalyalılar çok çirkef ya hem hakem de resmen cimbom u doğradı" ağlamalarını bolca duyduğumuz maçtır.
sırf bu yüzden "keşke antalya kapağı takmasaydı" diyesi geliyor insanın. zira malum kitlenin ağlama sesleri çekilecek dert değil.
galatasarayın antalyaspora oranla çok daha iyi oynadığı ama bir türlü şansının tutmadığı maç olmuştur. 3 gol'ün yanısıra bir çok direkten dönen top ve kaçan pozisyon galatasaraylılara saç baş yoldurdu.
-maçın en kötü ismi aklı başka yerlerde olduğu belli olan keitaydı.
-galatasaray 2-2'den sonraki futbolu saymazsak ileriye dönük olarak çok güzel sinyaller verdi bence. çok güzel bir futbol oynadı. ama futbol bu. şans tutmadımı tutmuyor.
-rijkaardı çok beğenirim ama kurtarıcı olarak ileriye niye servet geldi anlamadım. o girince ümidim de pek kalmadı zaten.
-mustafa sarp, uğur uçar ve mehmet topalın galatasaray önliberoları olamayacağını belli ettikleri maç oldu aynı zamanda. zaman zaman ardanın da katıldığı oyunu yavaşlatma ve top kaptırma eyleminin başındaydılar. aykuta bir şey de diyemiyorum artık. böyle ön liberolarla defansa da kaleciye de yazık.
-sabri ve hakan balta bu takıma dönünce galatasarayı tutmanın zor olacağı beli oldu bence. tabi bu nacizane görüşüm.
edit : ha bu arada anti futbol oynayan antalyaspor oyuncularını (necati hariç) da anti futbol oyunlarından dolayı tebrik ediyorum.