2-3 sene evvel, gittiğim ingilizce kursundaki müdür sayesinde tanıştığım bir kız vardı. adı da cristiana. birgün yine msn de konuşurken bana türkiye'ye gelmek istediğini ancak kalacak kimsesi olmadığı, istersem bizde kalabileceğini söyledi. ben de ok dedim ve yaklaşık 2 hafta sonra geldi. 3 sene önce 15 yaşında falan idim; o da 14 falandı. neyse kız bana erkek arkadaşını, yaptıklarını avrupa daki yaşantıyı anlattığında ben ağzım açık dinlemiştim. ikide bir; "really?" diyip durdum sanki daha fazla ingilizce bilmiyormuşum gibi. yani bırakın 10 yaşında hamile kalmayı, 8-9 yaşında sevgilileriyle öpüşmeye başladıklarını anlattı bana. orası avrupa. oranın ahlaki değerleriyle bizimkiler karşılaştırılamaz bile. medeniyetle ya da medeniyetsizlikle falan da alakası yoktur. tamamen toplumsal bakış açısıdır mesele.
sırf erkek arkadaşıyla geziyor diye diri diri gömülmeyecek veya 'seni seviyorum' notu yüzünden intihar(?) eden akranları gibi ölmeyecek/öldürülmeyecek kücük kızdır.
medeniyet hataya karşı verilen karşılıkla ölcülür.
bizim ülkemizde de bunların örnekleri var dedirtcek durumdur. doğuda, güneydoğuda yıllarca küçük yaştaki kızlar kendilerinden otuz yaş büyük adamlarla evlendirildi. şimdi avrupa'da olunca mı bu durum trajik geliyor. yıllardır bu ülkede de durum böyle. ama bizimki öyle bir hal ki kendi eksikliklerimizi tespit edip olayın trajikliğini kavramak yerine, avrupa'dakinden başlıyoruz. on yaşında kızların çocuk doğurması etik değil ama bu bir toplumun medeni olmadığını gösterir mi? hayır. ancak toplumsal yapısının türk halkınınkine göre farklı olduğunu görebiliriz. medeniyet sanatta, bilimde, teknoloji de gelişmektir. düşüncelerini ve fikirlerini söyleyebilmektir. ülkemizde sanat çok mu uç noktalarda? öyle olsaydı bugün benim de içinde bulunduğum fen liseleri yerine güzel sanatlar liselerine ağırlık verilirdi. sanat gelişmiş, zihinler gelişmiş olsaydı, "kutsal yerde, topkapı sarayı'ında, içki içiyorlar" diyerek idil biret konserini basmaya çalışmazlardı. bilim mi ilerlemiş? bilim adamına verilen önemi görüyoruz hepimiz ülkemizde.hepsi beyin göçü yapıp bugünlerde çok dalga geçtiğimiz "isviçreli bilim adamları"na katılıyorlar. insanlar düşüncelerini özgürce söyleyebiliyor mu? hayır. malesef ki hayır. öyle olsaydı medya konuşurdu birazcık. o yüzden azınlıktakilerin yaptıklarını genele vurmak ve medeniyeti bizden daha kesin olan toplumları eleştirmek yerine ilk önce kendimizi düzeltelim.