güzel bir hayal olurdu. ılık bir sonbahar ikindisinde kaldırımda yürürken 10 lira buluyorum. o sırada karşıdan bir kaplumbağa geliyor, 10 liranın kendisine ait olduğunu söylüyor ve elini uzatıyor. 10 lirayı vereceğimi ama bana ödül olarak kimsenin bilmediği bir sır vermesini istiyorum. kaplumbağa kabuğuna çekilip biraz düşünüyor ve sonra başını uzatıp 'tamam' diyor, yaklaş, sana sırrı vereceğim. eğiliyorum ve kulağıma fısıldıyor. o sırrı size söylemeyeceğim, çünkü hayali ben kurdum.
bir gariban çocuğuna belki babasının hiç almayacağı, gücü yetse de ne gerek var diyececeği şeylerden alırdım.
mesela bi (bkz: nestle damak) bi kutu da (bkz: pringles).
10 tl ile yapılabilecek en unutulmaz şey olacaktır, o çocuk yıllar sonra bile hatırlayacaktır o günü.
Her gün çekmek zorunda olduğum o çenesi düşük, sinir bozucu konuşma tarzı olan ve bir şey bildiğini sanan ancak bir halt bilmeyen zât için 10 tlnin üç dört lirasıyla koli bandı alıp ağzını bir güzel bantlayıp konuşamamasını sağlamak.
Demek ki hayali gerçekleştirmek için bazen 10 tlnin bile fazla olduğu durumlar varmış.