Ufacık vellettim o zamanlar. On numara bir öğretmene sahiptim. Ayakkabım yok diye gidip bana çizme aLıp, herkesten gizli hediye eden bir öğretmene...
Sade iki sene okuttu beni. Ama bana çok şey kattı. 10 sene geçti. Dile kolay... o okuldan ayrıldıktan sonra öğretmenim ile, sınıftaki arkadaşlarım ile bir sene kadar mektuplaşmıştık. Bana herkesten çok farklı davranıyordu, çünkü benim onlar gibi atılgan olmadığımı biliyordu. Hiç aklımdan çıkmayan sevgili öğretmenime geçen seneden beridir mesaj atmak istiyordum. Dün kısmet oldu. Şöyle bir 25 dakika kadar konuşabildik. O da çok mutlu oldu. Ne kadar özlemişim... Onun bendeki değeri öyle büyük ki... işte öğretmenlik bu... Ve ben mesleğimi elime alınca tam da onun gibi bir öğretmen olacağım. öyle kitapta yazılanı 40 dakika boyunca anlatmakla(!) olmuyor sade. Ona örnek bir ahlak sunmalı. hayat dersi vermeli, en okkalısından... Size tavsiyem, varsa sizin de hayatınızda böyle derin izler bırakan -bilhassa ilkokul- öğretmeniniz, hiç düşünmeyin; kendinizi ona hatırlatın. O da çok sevinecektir. Gerçekten Öğretmenlik kadar kutsal bir meslek yok.