bir an kendimi sözlükte iyi türkçe kullanılarak yazılmış entryler okuyorum sandım. okudum, daldım, daldım daldım çıktım : ) beni benden alan entry ler gördükçe şukela veresim geldi. yanına : ) işaretinden koydum geçtim. su içtim. (bkz: çorplamayla) hayata dönüp bu soruları cem yılmazla birlikte hazırladıklarına kanaat getirdim. sınav giriş belgemizi aldıkları için çok üzüldüm. fotoğrafta çok haşin ve gaddar fransız ajanları gibi çıkmıştım neticede! sayısal bölüme göz atmadan çözmeye başladığım için kendimi yarım beyinli balığın can dostu tam beyinli ama lider vasfına sahip olamayan balık gibi hissettim. moralim gene bozuldu. oysaki elmas bulmaca soruları ne kadar da ciciydi. ay canım ya sevesim geldi doğrusu. bu ne alaseversen. çocuk mu kandırıyorsun yahu? peki ya takeşhi kitano ya ne demeli?
yüksek not alırsam söylerim ama düşük alırsam hiç lafını yapmam. haberiniz olsun.
özellikle sayısal 2 umduğumdan daha çerezdi de bir sayısalcı olarak sözel bölüm sorularını çok rahat yaparken bu sınavda ters köşe oldum.upuzun paragraflar,mantık sorularının mantıksızlığı,çok uğraştırdı ve son 5 sözel sorusunu okuyamama sebep oldu.soruları hazırlayan zat-ı muhteremleri alınlarından öpüyorum.
gözetmen olarak katıldığım sınavdır kendileri. daha sonradan çözmek amacım olduğundan soru kitapçığındaki soruların bir tanesine bile bakmadım hala da bilmemekteyim. ancak sınavdaki paragrafların uzunluğunu çözenlerin elindeki kitapçıklardan gördüğüm kadar yüzlerindeki ifadeden de anladım.
sınavın bitmesine beş dakika kaldığının uyarısını yaptıktan sonra sıralar arasında dolanırken sınavdakilerin bir çoğunun sözel bölümün daha yarısında olduğunu gördüm. herkes yetiştirmekte çok zorlandı sınav sorularını ayrıca sınav süresince ve son on beş dakika itibariyle zamanı yetiştirme telaşına kapılmış insanların surat ifadeleri görülünce insan bir gıcık oluyor eğitim sistemine, saçmalıklara.
mayın tarlası oyununu matematik sorusu olarak sordukları sınav. ayrıca diğer sınavlara göre süre sorununun daha fazla olduğu bir sınavdı. benim bu sınava saygım yok. ortaokul sorularını yığmışlar önüne ayıkla diye. yaparsam öğretmen olacakmışım, akademisyen olacakmışım...
mal bir sınavdı. matematikte bir şey yoktu ama türkçe kısmı özellikle kastırılmış gibiydi. az buz değil 6 kişi var, 8 çeşit de mecmua var. kim dergi almış, kim gazete almış, kim kitap vermiş, kim broşürü rulo yapmış bilmem ne. bu kadar da beyinsiz işi soru sorma politikası olur mu la. çok çalışmakla alakâlı bir şey değil bu. bilgisayar gibi bir sürü olasılığı if then else girisi gibi bir dakikada (?) düşünüp cevabı bulucan, işaretliycen, eşşeğin siki...evet sinirliyim. neyse otobüs beklerkene bebenin teki ağzını doldura doldura "matematikte 50 boşum var amua goim" dedi de rahatladım.
o değil de msn başında milletle mal mal oturup oynadığım mayın tarlalarının elbet bir gün işe yarayacağını biliyordum.
altı senedir matematik dersi görmememe, üstüne üstlük türkçeci, edebiyatçı olmama rağmen sayısalda zorlanmayıp sözelde zorlandığım sınavdır. o sıkıcı ve uzun paragraf sorularını hazırlarken eminim zevkten dört köşe olmuşlardır.
uzun, anlamsız paragraflarla adayı bunaltan, ardından dakikalarca otobüsün ankaradan mı? istanbuldan mı ? yoksa izmirden mi geldiğini soran sınav. hele o sayısal-2 yok mu mayın tarlası oynattı millete resmen.
tanıdığım herkesin "kötü geçti, yetiştiremedim" gibi veryansınlarından sonra tırsmama sebep olmuş sınav. acaba yanlışlıkla başka bir sınava mı girdim diye düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. daha ne kadar kolay olması bekleniyordu ki? lisans bitirmiş veya bitirmek üzere olan insanlar giriyor, bırakın da biraz mantık arasınlar. sınav sistemi eleştirilsin eyvallah ama bu sınava da zor demeyin. ayıp oluyor. *
herkesin aksine sözelin karışık ama kolay olduğunu düşündüğüm sınav.
haa sayısalda 11 soruyu zaman kaybetmemek için atlayıp da geri dönemedim. zaman kaybetmedim, zaman beni kaybetti.
o değil de geçen yıl aldığım güpgüzel nota rağmen girmiştim, 40 ytl vermek içinmiş çabam meğer.
sayısal bir'in aşmış basitliği *, sözelin ise haddini aşan * eşşekliği ile son bulmuş sınav. kolaydı zordu, süre yetmedi ıvırını zıvırını bi kenara bırakıyorum. zaten 80 soruluk sözel bölümdeki hemen her soru yaklaşık 1/4 a4 sayfasını doldurucak kadar bir metin eklentisiyle birlikte yer aldığından, sürenin yettirilebilmesi için 8 yaşında 11 dil bilen çocuk falan kadar zekaya ihtiyaç var. *
ya abicim sözel bölümü sonlara doğru iyice zıvanadan çıktı. yoh yirmi adım kuzeye git, vay efenim ordan doğuya sap. yoh ordan al boşa sallandır batıya, hah. şimdi dur. nereye geldin yiğenim? böyle soru mu olur lan. hadi olur da sözelle ne eleakası var?
ha bu arada matematikte sudoku-mayın tarlası gibi şeyler sordular resmen ya. oo hacı dedim solitaire de var mı? şimdi yazıyorum ösym'ye pazar bulmaca ekleri falan da vardır bunların, her pazar postalasınlar adresime pezevenkler.
son birkaç ay içinde yapılan UDS ve KPDS sınavlarına, sınav giriş kağıdındaki uyarıya aldırmayarak, cep telefonu getirmeme ragmen sorun yasamama güvenerek bu sınavda da aynı yolu izlediğim, ancak kapıdaki polis arkadaşın geçmişine rahmet okutma isteğinin azıtması ile 'beyefendi cep telefonu ile binaya giremezsiniz' diyerek beni daha baştan çileden çıkardığı sınav olmuştur. şanslıydım ki telefonu verebileceğim birisi vardı yanımda. neden böye bir saçmalık var onu da anlamış değilim.
bu arada sınavın en düşündürücü sorularından bir tanesi olan 'bu ürünü biz üretiyoruz, biz satıyoruz' diyen birisinin ne demek istemiş olabileceği sorusunda bu sorununun cevabının bir bayan perspektifi ile bakıldığında başka şık (müşteri ile aramızda aracı yok onun için daha ucuza satarız), ancak bir yönetici mantığı ile bakıldığında başka şık (bu ürünün taklitleri piyasada mevcut) olabileceğini düşünmeden kendimi alamadım.
a.v. sınava ireceği binada güvenlik kontrolünden geçecektir....
güvenlikçi: gv
akşam vakti: av
gv: yanınızda silah var mı?
av: hııı???!!! ***
gv: yanınızda ateşli silah var mı?
av: ııı...şey...yok...???
gv: peki yanınızda sakız var mı?
av: * evet, var.
gv: alabilir miyim?
av: ??? tabii, buyrun.
güvenlikçi içinden iki tane alıp paketi geri uzatır. a.v. hala uyku sersemi...
av: sadece sakız isteseydiniz de olurdu... **
istek üzerine edit: güvenlikçi arkadaş aramızda galiba...
sözelde yön bulma sorusu bile sordular ya allah belanı versin ösym diyorum. yemin ediyorum iki dakika düşündüm acaba kitapçıkta yanlış basım mı var diye?
mantık sorularında tutarsızlıklar olan sınav. 10 peronlu, istanbul, izmir, ankara otobüslü lanet olasıca soru dönüm noktam oldu resmen. ya soru çok kolaydı ben ters köşe oldum ya da soru kesin yanlış sorulmuş. nezdimde başka açıklaması yok. 3 saatimin 2 saatini ayrıdım o soruya. evet evet yaptım bunu. ne yapayım takıldım bir kere. ales mi önemli benim takıntılarım mı? tabi takıntılarım. * kalan 1 saatin 20 dakikası sebze orkestrasını hayal etmekle geçti zaten. 40 dakikada ne yaptıysam artık. ha unutmadan paragraflarda boyum kadar vardı yani.
ösym'nin son şakasıdır. yarım beyinli balık*, dengesiz kral kelebekleri ve havuç, pırasa ve balkabağını enstruman olarak kullanıp konser sonunda da sebze çorbası yapıp dinleyicilere ikram eden viyana sebze orkestrası ile güldürmüş; telif hakkı ödememek için elmas bulmaca diye tabir ettiği mayın tarlası oyunuyla da eğlendirmiş sınavdır. bu arada kasımda sayısal bölümünde batak oynamak; çorplama işlemi yerine de pörtleme işlemini görmek istiyoruz, duyrulur.
Sözel sorularının çok zor olmamasına rağmen zaman alıcı nitelikte olduğu kesin olan sınavdır. Benim gibi sözel yeteneği iyi derecede olan biri bile son denemesinde 80 soru için süreyi 62 dakikaya kadar indirebilmişken, o uğraştıran da uğraştıran sinir bozucu mantık soruları yüzünden sözel bölümü 85 dakikada bitirebilmiştir. Her ne kadar öngördüğümden fazla zaman alsa da sözel soruları yapılabilir nitelikteydi. Süre avantajımı mantık soruları * kısmında yitirmeme rağmen bu kısmı da doğru yaptığımı düşünüyorum.
Hülasa sözel bölümüm iyiydi. Ammavelakin sayısal yeteneği sözel yeteneği kadar gelişmiş olmayan benim açımdan sayısal-1 ve sayısal-2 sorularından toplam 46 soru çözebilmişimdir. Lanet olsun ki yine zaman yetmemiştir. Kaldı ki sınav kağıdımı vermeden önce "Dur bir bakayım ne var buralarda?" diye sayısal-2 kısmının zamanımın yetmediği sorularına baktığımda içim acımıştır. Süre yönünde ne kadar kasarsanız kasın 180 sorunun hepsine bakamıyorsunuz arkadaşlar maalesef, bu bir gerçek!
Son olarak sözel kısımdan bu kadar ağzı yanmış arkadaşların varlığını düşününce, bu bölümün katsayılarının artmasını dilediğim sınavdır. Eğer bu olursa 80'nin üstüne çıkma ihtimali vardır, aksi takdirde yine 70-75 arasına mahkumuz ulan!
Ayrıca hay ben senin gibi otobüslerinin de otobüsteki şoför ve muavinlerinin de, terminaldeki peronların da taaa...
sayısal bölümün kolay olduğu (benim gibi çok düşük seviyedeki matematik bilgisi olanlar için bile) sözelin ise gayet karışık olduğu sınavdır. ilk hesaplarıma göre 6 yanlışım var ki bu gerçekten korkunç bir rakamdır. sanırım bir başka bahara kaldı formasyon olayı.
sonuçları bugün de açıklanmamıştır. kpds'nin sınav tarihi - sonuçların açıklanma tarihi arasındaki lineer ilişkiye göre geçen cuma açıklanması gerekiyordu.
