sivasspor tek, beşiktaş da 5 farklı galip gelirse, beşiktaş'ı uefa'ya götürecek maç. ha olur mu? olmaz elbet. ancak tarihimize bakın. hem öyle uefa, cl falan da değil. direkt şampiyonluğa tesir etmiş maçlar yok değil son haftalarda.. olmadı değil hani..
ha bir de az önce öğrendim ki, üçlü averaj şansı da varmış. milliyet' e göre şöyle ki;
'' Trabzonspor'un Fenerbahçe'yi yenmesi, Sivasspor'un ve siyah-beyazlı takımın son haftayı galibiyetle kapatması durumunda üç takımın 73'er puana sahip olması, üçlü averaj sisteminin devreye girmesine neden olacak. Bu durumda Fenerbahçe, Sivasspor ve Beşiktaş'ın kendi aralarında oynadıkları maçlara göre yapılan puan cetvelinde, siyah-beyazlılar eksi 2 averajla, eksi üç averaja sahip olan Sivasspor'un üzerine çıkacak. Böylece ligler statüsünün ''puan usulü ve averaj'' başlıklı 13. maddesine göre yapılacak sezon sonu puan sıralamasında Beşiktaş, Sivasspor'un üzerinde ligi üçüncü tamamlayarak, UEFA biletini cebine koyacak.
Fenerbahçe'nin Trabzon'dan tek puan alması durumunda ise bu kez ikili averajı eşit olan Beşiktaş ve Sivas'ın genel averajı dikkate alınacak. ''
önce deniz müzesinin karşısında çarşı'nın önünde toplanan kalabalığın arasına girdim. belki orda ilk defa başka takımdan birine fırlatılan ve otobüsün camına çarpan çakmağın o taraftarın yüzünde oluşturduğu korkuya ve koltuktan düşme refleksine güldüm. hatta araya girip bir kaç küfürde ben savurayım dedim ama sonra vazgeçtim.
saat 17.00 gibi inönüye doğru yürüdüm ve kapıların açılması ile staddaki yerimi aldım. kapalı ve açık tribünlerin şarkıları/tezahüratları arasında coştuk. takım sahaya çıktı bir kaç oyuncu çağrıldı/alkışlandı/forma istendi. sonra takımlar yerlerine soyunma odasına giderken herkesin aklında tek bir soru vardı: acaba beşiktaş bu gün farklı galip gelecek miydi? oysa ben o sıra evini yıkmaya zabıta gelmiş ev sahibi haleti ruhiyesine sahiptim.
maç başladı goller arka arkaya geldi. itiraf ediyorum o coçku arasında stadın yıkılacağını falan unutmuşum. sonra maç yine sıradanlaşınca önce inönüyü yıkanın anası ile alakalı kimi mesajlar yükseldi tribünlerden. sonra yıldırım demirören yeter tezahüratları. sosyete tribünüde bu defa kapalı ve açıktan yanaydı her nasılsa. galiba maça son anda gelip tezahüratın başını kaçırıp yeter kısmını duydular ondan olsa gerek.
maç tüm sıkıcılığı ile devam ederken benim gözümün önünden bu stadda şahit olduğum tüm maçlar bir çırpıda geçti. sonra stada baktım ve yine aynı şey; tüm güzel yerleri polis abilere vermişlerdi. benimde yanıbaşımda bir polis vardı ve diğer maçlarında skorlarını merak ediyordu. tam hangi takımlı olduğunu soracaktım ki tribünlerden o melun slogan yükseldi; beşiktaşlı olunmaz beşiktaşlı doğulur beşiktaşlı olmayan ....çocuğudur. öyle utandım ki bu söylediklerinden, vazgeçtim. beşiktaş'lı değilse diye korktum. o atılan slogandan sonra birden her şey manasızlaştı.
arada yönetim protestoları devam etti, maç bitti, kapalı yine karıştı, ertuğrul sağlam'a sahip çıkıldı, koltuklar artık hatıra niyetine mi bilmiyorum yerlerinden söküldü. kabataş'a doğru yürüyen kalabalık bir grup beşiktaşlı arasında ilerlerken gs bayrakları ile geçen bir arabaya saldırdı bir grup birisi aman abiler bayan var yapmayalım dedi, beşiktaşlı olmasına rağmen onu fena şekilde dövdüler. yine utandım.
refleksif bir şekilde tramvaya bindim. içerde başında gs şapkası ve forması olan iki kişi kendilerini yalvar yakar zor kurtardılar kimi beşiktaşlılardan. yol polis uyarıları, koreli turistlere yaptırılan tezahüratlar, gs'lilere yapılan göndermelerle sürerken benim aklımda tek bir şey vardı bu stad yıkılacak mıydı? yanımdakiler fener yenildi üçlü averajla biz gidiyormuşuz uefa'ya derken ben tüm bu vandallık arasında hala evimin yıkılıp yıkılmayacağını ve orda izlediğim son maç olup olmadığını düşünüyordum. *
kişiyi nasıl bilirsin demişler, kendim gibi demiş, o hesap. şikeymiş zartmış zurtmuş.
yahu şike yapsa 90 dakika çuvala mı girdi, yayar zamana. zaten bugün oynan üçmaçta da şike akıllarda. maç başlar başlamaz 7 dakkada 4 gol şikeli maçlarda olmaz, hemen göze çarpacağını en geri zekalı dahi bilir, hem de başlar başlamaz olmaz abilerim ablalarım. onun için oturduğunuz yerde atıp tutmayı, bjk'yi kendinizle bir tutmayı bırakın.
ayrıca skoru ve puan durumlarını etkileyen şeyler arıyorsanız çok uzağa gitmeyiniz:
bizzat rıdvan buyurmuştur:" 3 büyük takım içinde bu sene en az kayırılan takım beşiktaş olmuştur".
kayırma bekleyen kim? gölge etmeseler şu an beşiktaş şampiyonlar ligindeydi!
maç oynanırken bağlandığını ima eden bir grup aklı evvelin, 5-1 bitmesinin ardından ne saçmalayacağını merak ettiğim müsabakadır. zira bu skor, fenerbahçe yenilmemiş olsaydı beşiktaş'ı inter toto'ya götürecekti. şimdi utanıyor musunuz ? hayır niye utanasanız ki. beşiktaş'ın şerefine dil uzatanlar, o yazdıklarınızı bir bir editleyin şimdi, hadi bakayım.
besiktas 10-0 yense de, ki yapmadigi sey degil, sivasla ikili averaja kalmayacak olan mactir. cünkü trabzon feneri yenecek ve üclü averaj uygulamasi olacak. fener 2. bjk 3. sivas 4. olacak.
saat 19.00'da başlayacak, beşiktaşımız'ın -yönetimin dediğine göre- inönü stadı'nda yapacağı son maç olması açısından tarihi müsabakadır.
bundan 61 yıl önce aik solna takımı ile yapılan ve 3-2 kazanılan özel maçla hizmete açılmıştı inönü. ilk golü süleyman seba atmıştı mabedde. sonra ne zaferlere, ne bozgunlara sahne oldu dolmabahçe. ama hiç bir zaman büyüsü kaybetmedi. beşiktaş taraftarının takımı için atan kalbi olan kapalıdan dışarıya dağıldı kocaman bir aşk doksan dakikalar boyunca.. ruhumuz gömülüdür orda, deniz tarafındaki kalenin solunda.
şimdi o statta mehmet yozgatlılar, ibrahim üzülmezler oynuyor.. ya da oynar gibi yapıyor. kim bilir, belki de artık hakikaten yıkılmalı inönü. bazen ileri uzun bir adım atabilmek için geri gitmek gerekir.
belki bir sonu yerinde yaşamak için orda olacağımız, gerekirse yönetimin deyimi ile bir avuç çapulcu olup yönetim istifa diyeceğimiz maç olacaktır. bir tarihi yok etmenin dayanılmaz iç rahatlığı ile hareket edenleri ilede nasıl anmamız gerekeceğini kazıyacağız beynimize.
maç. aslında ötesinde bir şey olacak bu. beşiktaş'ın sanki tek geliri ve kurtarıcı kapısı stadmış gibi davrananların ilerde pişman olacaklarını haykıracağız yüzlerine hemde defalarca. yani ben en azından tek başımada olsam o stadda bunların hepsini haykıracağım.
yönetimle dirsek temasında olanların, çıkarlarları olanların susacakları, istifa diye bağıranları yuhlayacaklarını da adım gibi biliyorum. ama tarihe şerh düşmek için, bu yönetimin gözünde bir avuç çapulcu olmak için orda olacağım. bu staddan nasıl söküldüğümüz hatırlamak için.
biliyorum maçtan sonra ordan çıkarken boğazıma bir şeyler düğümlenecek, belki ağlamak isteyeceğim ama ağlamayıp içime gömeceğim göz yaşlarımı. yanımdakilere manasız şeyler söyleceğim. biliyorum bir daha bu stadda maç izlemeyeceğim/izleyemeyeceğim. **