10 kasım Atam ölmedin, yüreğimizdesin, izindeyiz adı altında facebook gençliğinin ibretlik paylaşımlar yaptığı gündür. He bir de profil fotoğraflarını Atatürk fotoğrafı koyar aynı grup.
Benim için ise bir insanın ölümsüzlüğün ne olduğunu gösterdiği bir gündür 10 kasım.
Söz konusu Cumhuriyet ve Atatürk olunca bir başka olan izmir, 10 Kasım için mükemmel bir çalışmaya imza attı. Cumhuriyeti nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 74 üncü yıldönümünde, izmir de farklı bir etkinlikle anılacak. 2 bin 400 kişi bir araya gelerek Atatürk portresi oluşturacak.
Etkinlik Konak Belediyesi tarafından, 10 Kasım günü saat 12.00 de Cumhuriyet Meydanı nda gerçekleştirilecek. ;2 bin 400 kişinin bir araya gelmesi ile oluşturulacak portre, 200 metre yükseklikten fotoğraf makinesi ve video kameralarla görüntülenecek. Fotoğraf sanatçısı Cumhur Aygün, yaklaşık 1.5 yıldır, çekeceği bu tek kare fotoğrafı kurguladığını belirtirken, fotoğrafla ilgili onlarca simülasyon gerçekleştiğini söyledi. Üç fotoğraf sanatçısı, Cumhur Aygün e bu karenin çekimi sırasında destek olacak. Ayrıca yaklaşık 20 kamera ile organizasyon kayıt altına alınarak, belgesel niteleğinde bir film hazırlanacak.
KENDiLERiNi iZLEYEBiLECEKLER
GigaPan tekniğiyle yüzlerce yüksek çözünürlükteki fotoğraf birleştirilerek tek bir fotoğraf elde edilebiliyor. Bu teknoloji ile Türkiye de ilk kez binlerce insanın yüksek çözünürlükteki fotoğrafı tek bir kare içerisinde yer almış olacak. Tekniğin uygulamasını canlı olarak organize edecek olan Euro/DMC şirketinin sahibi Murat Canbaz, kısa bir süre önce Londra Olimpiyatları nda başarı ile uygulanan bu teknolojinin Türkiye de ilk kez deneneceğini ve daha da önemlisi fotoğraf çekildikten saniyeler sonra, fotoğrafta yer alan kişilerin http://www.izindeyiz.net internet sitesi üzerinden kendilerini etiketleyebileceklerini belirtti.
türk dünyasının en büyük yasıdır. türk dünyasının asil insanları, tarihlerine yön veren ve geleceklerini aydınlatan liderlerini hiçbir zaman unutmayacaklardır, unutturmayacaklardır.
konuyla alakası olmasa da, izmir'de geçirdiğim çocukluğum geliyor aklıma ister istemez böyle etkinlikler gördükçe... susurluk kazası ardından, seneler boyunca o günde ışıkları bir dakika boyunca açıp-kapattığımız akşamlar...
sonra tencere-tavayla sokağa çıkıp da, ortalığı inletircesine birbirine vurup, "susma sustukça sıra sana gelecek" nidaları attığımız o akşamlar...
elektriği kesmelerine gerek yok zira içimiz kapkara bu günde. cumhuriyetin güneşinin battığı gün bugün. direklere duvarlara astığımız resimlerini yırtsalar da yüreğimizden yırtamazlar ya.ilkokuldan beri öğrendiğimiz şekilde sen ölmedin yüreklerde yaşıyorsun atam.
dünyanın en büyük devrimcilerinden birini kaybettiği gündür.
10 kasım ve 1 gün öncesi ile alakalı küçük bir yazı;
--spoiler--
9 Kasım Çarşamba sabahı, Atatürkte adale kasılmalarıyla istem dışı hareketler ve inlemeler görüldü. 9 Kasımı 10 Kasıma bağlayan gece oldukça sıkıntılı geçti. Atatürk e kısa aralıklarla oksijen verildi. Sabaha doğru boğazında hırıltılar azaldı. Saat 8.00de Dr. Mehmet Kamil Berk ve Dr. Nihat Reşat Belger Atatürk e glikozlu serum verdiler(Bu serumun boş şişesi ve şırınga iğnesi halen istanbul Tıp Fakültesinde bulunmaktadır). Saat 9.00 olduğunda göğsü hızla inip çıkmaya başladı. Dünyadaki son 5 dakikasına gözleri kapalı giriyordu. Dışarıda bütün bir ulus endişe içinde radyo başında bekliyordu. Savarona son bir saygı duruşu için sarayın önüne demirlemişti. içerde saray tam bir sessizliğe gömülmüştü. Hasan Rıza Soyak sağ elini ellerinin içine alıp öpmüştü. Soyakın ardından Muhafız Komutan ismail Hakkı Tekçe de aynı eli öptü ve yorganın içine koydu. Bu arada Prof. Dr. Mim Kemal Öke Atatürkün açık gözlerini kapattı. Son nöbet defterine şöyle yazıldı: Saat 9u 5 geçe Büyük Şefimiz Derin koma içinde terki hayat etmişlerdir. Atatürkün yaveri Salih Bozok şuursuzca sarayın merdivenlerinden aşağı koştu. Alt katta boş bulduğu bir odaya dalıp kapıyı kapattı. ..Az sonra içerden tek el silah sesi duyuldu. Sesi duyup odaya koşanlar Onu kanlar içinde buldular kalbine sıktığı tek kurşunla devrilmişti."Senin arkandan milli yas ilan edilmeyecek Tayyip.Bir Anıtkabirin olmayacak.Öldüğünde yaşamının anlamsız kalacağı kadar değerli bir yaverin olmayacak.Kimse senin ölüm tarihini hatırlamayacak.Senin için milyonlar ayaklanmayacak. Askerler üzüntüden bayılmayacak. Yabancı dillerde Tayyip gibi olmak diye "şerefli olmayı" anlamlandıran deyimler olmayacak.Ölümünden onlarca yıl sonra ölümünü okuyan gençler senin için gözyaşı dökmeyecek.Sen sadece öleceksin..Arkanda SADECE NEFRET BIRAKARAK, HATIRLANMAMAK ÜZERE..
--spoiler--
gene iki sakat zihniyeti göreceğimiz gündür. bilmem kaç yıllık gazete analiz tecrübem bunu söylüyor. muhtemelen sözcü gazetesi gene bir faciaya imza atıp atatürkü kısır siyasi düşüncesine alet edip günümüz iktidarının karşısında kullanırken (konuşturarak falan), akit gazetesi ise manşette iki tümceyle geçiştirme derdinde olacak. yıllardır böyle oluyor, bu gazetelerde maalesef okunuyo bazı kesimlerce prim de alıyor. aldıkça zıvanadan çıkıyorlar tabii.
bugünü bile kısır çekişmelere alet etmeyin, ricamdır. kabul edilmiştir.
bu sene tgb'nin ''10 kasım yas değil, mücadele günüdür.'' sloganıyla düzenleyeceği yürüyüşlerle anlamına anlam katılacak gündür. çok yerinde bir slogan olduğunu düşünüyorum, kendilerini de buradan tebrik ediyorum.
''Atam izindeyiz''... aslına bakarsan izinde falan değiliz, hangi yolda yürüdüğümüz bile belli değil. çoğumuz paranın kölesi olduk, bir o kadar istiklal marşını bilmiyor, bazısının gençliğe hitabeden haberi yok. bazı sığırlar senin mezarından çıkıp ülkeyi kurtaracağını zannediyor, benim gibi tembel çoğunlukda bu amk sanal platformundan ülkeyi kurtarma triplerine giriyor. 29 ekimde 10 kasımda kabrine gelip bi iki damla sahte gözyaşı falan dökülüyor saygı duruşunda falan bulunuluyor, şahsen ben onu bile yapmıyorum. seni seven, yaptıklarına saygı duyan''dinsiz'' damgası yiyor, seni sevmeyen''yobaz'' oluyor vs vs...işte durumumuz bu izindeyiz yani rahat uyu...
Başımıza gelmiş en değerli insanı kaybettiğimiz gündür 10 kasım günü. 10 kasım'da seni saygıyla anıyoruz atam.
Bir sevinç incilemiş gözleri yaşlar yerine,
izi üstünde gül açmış kapanan her yaranın.
Bir bahar yağmuru halinde derinden derine
Çağlıyor her yanı alkışla yeşil Marmara'nın.
Bu misafirdir, inan memleketin neyse varı,
Böyle bir yüz mü görür bir daha fâni ömrün?
Gelin ay Bahr-i Muhit'in köpüren dalgaları,
Kırk asırlık yolu bir hızda alan Türk'ü görün
milli günlerimizde, bazıları ya ülkeden kaçar veya hasta olur.
neyse,
cahil-hain ve nankörlerin kahrolacağı birgün, 10 kasım.
halkın saygısını ve sevgisini-minnetini tüm yasaklama ve karalamalara rağmen atasına sunacağı dualar ile atasını anacağı gün, 10 kasım.
her 10 kasım a yaklaştıkça biraz daha seviniyorum.
9 kasım da doğduğum için değil.
unutulan, söyledikleri yitip giden, ne için yaşadığını, aslında hayat denen şeyin ne için yaşanması gerektiğini bir ömrü feda ederek anlatan insanın unutulmaya yüz tutmuş söylemlerini, fikirlerini tekrar hatırladığım için.
herkes ölür, ama aslında herkes yaşamaz. işte bu yüzden seviniyorum. bir sene daha seni yaşatabildiğim için. benden sonra, benden olanları geride bıraktığımda seni yaşatabilme imkanı vereceğim için.
bir kere daha utanıyorum her 10 kasımda olduğu gibi. neydi senin öğütlediğin;
çalışmak... ülkem için çalışmak... vatanımı gelebileceği en üst noktaya getirmek için çalışmak... vatanıma ve vatandaşlarıma yararlı olabilmek... bağımsız, hür bir şekilde yaşayabilmek... binyıllardır bize yakıştığı gibi...
sırf bunu söylediğin için milyonlarca düşmanın var. sana hayırlı evlat olamayan.
onlar, ben ve benim gibilerden daha az suçlu. senin söylediklerini anlayıpta bir şey yapamamak, seni hiç anlamamaktan daha vahim.
işte sevincimi tek kıran bu. beni her 10 kasımda üzense senin ölmen değil. aslında yaşamayan ben.