Bugün bilindiği üzere 10 Kasım. Doğal olarak bu başlık dikkatimi çekti. ilk değineceğim nokta ingilizce öğretmenlerinin zaten süslü kokoş olarak bilindiği ve bu başlığın da bu durumun üzerine tuz biber ektiğidir. Öncelikle ingilizce öğretmenleriyle ilgili bu şemayı kafanızdan silin lütfen. ikinci değineceğim nokta ise başlığı okuyacak olanların ingilizce öğretmenleriyle ilgili bilinç altlarında olumsuz bir etki oluşacağıdır. Lütfen bu tür durumlara dikkat edelim, sadece öğretmen de diyebilirdiniz, meslektaşım diyebilirdiniz. Üçüncü değineceğim nokta da gerçek Atatürkçülerle sahte Atatürkçüler arasındaki farkı en artık anlayın. O öğretmen büyük ihtimal açık giyinmek daha çok işine geldiği için kendini Atatürkçü zanneden bir zavallıdır ya da son zamanlarda psikolojik sorunları vardır. Dördüncü değineceğim nokta da Atatürk'e çok daha fazla saygı göstermek zorundaydım da ne demek, demek ki 10 Kasım'ın sizin için önemli olması da zorunlu bir durumdan kaynaklanıyor, bu durumda sizin ve o bahsettiğiniz diğer öğretmenin benim gözümde birbirinizden farkınız kalmıyor. Bugün 10 Kasım ve okulumuza nerdeyse gelen öğrenci sayısı kadar öğretmen geldi ve ben yeni duş almış ve üzerime bir şey almayı unutmuş olmama rağmen törenin son anına kadar ordaydım son ana kadar. Soğuktan acıdı, yan tarafımızda bazı terbiyesizler odun kesti bazı terbiyesizler de bina yıktı, sanki aceleleri varmış gibi, sanki özellikle o günü beklemiş gibi, yeni duş almış halimle toz bulutu içinde kaldım, nefes darlığım da olmasına rağmen tören bittikten sonra evime gittim. Zorunlu olduğum için değil, kimse kafama silah dayamazdı elbette ama saygı duyduğum için. Bence Atatürk'e saygı duyan bir insanın sarf etmeyeceği bir söylemdir bu.
o zamanlar 10 kasım bir hafta içi gününe denk geliyordu. ben başörtülü bir öğretmen olduğumdan- o zamanlar takmıyorduk- atatürk e çok daha fazla saygı göstermek zorundaydım. okulda saçları sarı boyalı, mini etekli,koyu atatürkçü bir ingilizce öğretmeni vardı. ilk derste siren sesiyle beraber tören yapılacaktı. aynı apartmanda oturduğumuzdan beraber çıkalım diye onu aradım. ilk dersim boş olmasına rağmen 10 kasım benim için önemliydi, gitmek lazımdı, arkadaşımın da ilk dersi boştu ve bana aynen şunu dedi:
- benim dersim boş ki.
+ ama atatürk?
- tamam canım sonra görüşürüz.
+iç sesim şunu dedi: böyle atatürkçüler olduğu sürece tayyibin sırtı yere gelmez.
selamlar.
not: olay tamamen gerçektir, mezkur öğretmen daha sonraki üç bayrama da gelmedi ama en son 29 ekme geldi.