öyle bir geçirmiş ki sesi sadece pensilvanyadan değil endonezyadan duyulmuştur, görülmüştür. hatta ve hatta kış uykusunda ki kutup ayılarının dahi hissettiğine dair rivayetler kulaktan kulağa dolaşmaktadır.
hayatımda bir defa alıp okumasam ve sığ muhalefeti nedeniyle uzak durduğum bir gazete de olsa söylemini kutup ayısı - bahtsız bedevi seviyesine düşüren bir başbakana karşı atılan manşettir.
yandaşlıkdan kastınız eğer Atatürk'ün huzuruna yürümekse, çıkın meydanlarda ben yandaş değilim diye bağırın da, bizde adammısınız diye sorgulayalım. zekanızın geriliğini manşetlerde aramanıza gerek yok, anıtkabirde ıslıklanmaktansa, dünyanın öbür ucunda demokrasi konferansına katılan başbakanın tohumlarısınız. devam edin, gün gelecek devran dönecek, kafanızı soksanız kıçınızın açıkta kalacağı bir delik bile bulamayacaksınız. şimdi afkurup durun.
mizah anlayışının, algısının ve zekasının tabiri caizse sıçtığı bir vakadır. 2012 türkiyesinde böyle bir manşet, ulusumuzun içler acısı durumunu ortaya koymaktadır. siyasi görüşü ne olursa olsun; türkiye cumhuriyeti başbakanına ismiyle hitap etmek ahmaklığın, saygısızlığın, hazımsızlığın daniskasıdır. ve sen çıkıp da laik, atatürkçü, vatanperver olduğunu gururla söyleyebiliyorsun! bu mudur vatanperverlik? ülkenin başbakanına hakaret midir ülke sevgisi? bu manşetten sonra kimse kalkıp da ahlaktan, laiklik elden gidiyor kaygısından bahsetmesin.