ders kitaplarında şiir tadında mini bir özet vardır ata'ya dair. bütün ufukları saran ümitsiz iklimin aksine, inanmış bir insan çıkar ve inandığını yüksek sesle haykırmaya başlar. bununla yetinmez inandıkları uğrunda en önde koşmaya başlar. keşke bu inanç abidesi kadar inanabilsek kendi özümüze. keşke masum bir çocuk kalbi kadar saf duru duygularla ata'yı anlamaya çalışsak. işte o net, bir ölüyü bile diriltebilecek, mesaj:
büyük dahinin, büyük devrimcinin, mazlum milletlerin büyük önderinin, bağımsızlık simgesinin,akıl,bilim ve sanat aşığının "naçiz" vucudunun aramızdan ayrılışının tam 71 yıl olduğu gün. ruhu şad olsun.
fikirleri yaşıyor ve insanlık yok olmadıkça yaşamaya devam edecek. çünkü insan olma onurunun onun düşüncelerine ihtiyacı var.
başta abd ve ab olmak üzere ve onun yerli işbirlikçileri kemalizme saldırıyor. "çağ dışı kalmış bir düşüncedir" diyerek! hatta o dış ses küstahlaşarak "indirin resimlerini" deme cüretini kendinde bulacak kadar sabır sınırını zorlayarak. ama o bayrak bugün doğudan batıya, çin'den, afrika'ya, latin amerika'ya kadar mazlum dünyada bağımsızlık bayrağı olarak dalgalanmakta.
büyük önderin çocukları olarak ona ve devrimci arkadaşlarına karşı alnımız ak, başımız dik, sorumluluklarımızın farkında olarak hareket ediyoruz, etmeliyiz. kara bulutları dağıtmak, karanlıkları parçalamak adına.
muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızda dolaşan asil kanda olduğunun bilinciyle onun bıraktığı mirasa sahip çıkarak. ve de haykırarak.
ne mutlu türküm diyene!
yaşasın türkiye cumhuriyeti!
mustafa kemal atatürk'ün 71. ölüm yıldönümünde demokratik açılımın meclisde sürecini başlatarak eğer açılım başarı ile gerçekleşirse ileri zamanlarda 10 kasımı hüzün ve sevinç karma duygular arasında yaşamamızı sağlıyacak gün olabilir. zor görünsede imkansız değildir.