bu entrymi akşama doğru editleme sözü vermek ile beraber, çok sığ bulduğum bir manşet olmuş. kısacası olmamış...
ama akşam görüşeceğiz...
dedim ve işte edit kısmı:
öncelikle mhp lideri devlet'e neden yer verilmedi? onun neden bu manşette "40 yapar" esprisi yok? diye sorarlar adama...
sonra..
evet kardeşler. bu manşet ap açık göstermektedir ki bu ülkede 2 parti var!.. ak parti ve cuhapa(chp)... atatürk(!) cumhurbaşkanı ile konuşurken:
-herkesin cumhurbaşkanı ol!.. diyor ya, işte emin çölaşanın götünden uydurduğu bu lafları atatürk ile bağdaştırmayın! gözler önünde herşey, abdullah gül herkesin cumhurbaşkanı, bunu bilmeyen yok. haa fazıl say gibi yavşaklar çıkıp "o göbeğini kaşıyanın cumhurbaşkanıdır benim değil!!" derse demekki kendisini göbeğini kaşıyan adam kadar değerli görmüyormuş, demekki de aşağılık kompleksi içinde yüzüyor, ne gibi birisini istiyorsun? derler adama, halkın seçtiği kişiye "herkesin cumhurbaşkanı ol" da ne demek lan??
sonra tabi biliyor cumhurbaşkanının eleştirilecek bir tarafı yok, "ilkokulda türban, lisede türban", gibi saçmalıklara girmiş emin çölaşan.
güldüm sadece, şaka mı dedim, sabah yeni kalktım gözlerimi ovaladım, gerçekmiş. olm ne yapacaksın, suçsuz olsa kaşının üstünde gözün var diyecek adam, yapacak bir şey yok. he de geç...
-öncelikle %58'lik referandum sonucu ak partiye ait değildir, sayın emin çölaşan. bu referandum halk oylaması ve başbakan da her gittiği ilde tekrar etti "ak parti ile alakası yok, bu türkiye için" diye. yanlış mıyım? %42'ye saygı duy ifadesi ise hiç olmamış, çünkü referandum akşamı tüm ak partili olan olmayan götü kalkmış şekilde "allll!!! çekerken hayırcılara, başbakan çıktı ve "evet verene de hayır verene de teşekkür ediyorum, biz böbürlenmeyeceğiz onlar neden hayır oyu verdi onu araştıracağız", dedi ve kendi tabanının da aklını başına toplamasını istedi.
haa yok şey mi demeliydi çıkarak, "alın size hayırcılar feci girdi bu referandum size!!" mi demeliydi illa? bu kadar da mazoşist olmamalısınız...
-açılımın da ülkeyi böldüğünü iddia eden emin bey, buradan size sövmek için müsade istiyorum. gün geçmiyor ki manşetlerinizde bölücü ifadeler olmayan bir başlık olmasın!..
açılımın artık bölünmeyi engellemek ve ülkedeki huzursuzluğu azaltmak için başlatıldığını bilmeyen emin çölaşan burada atatürk'ün arkasına sığınmış ve resmen bir eziklik örneği sergilemiştir. yalan mı?
açılımın teorisi nedir? başbakan ne demiştir: huzur ve kardeşlik projesi, şimdi bu lafın arkasında da art niyet arayacak bir şey bulamıyorum, ben bulamıyorum, siz buluyor musunuz? buluyorsanız ya kemocan * ya da emin çölaşansınız, sözcü okuyorsunuz...
emekliyi ezme, çiftçiyi ezme, memuru ezme... offf sıktı bunlar da ha!! öyle ki emin artık ezbere konuşuyor, bu lafları oraya yazan zihniyetin zerre kadar memurla, çiftçi ile konuştuklarını sanmıyorum. saçma sapan diyecek bir şey bulamamış geçmiş laf atmaya çabalıyo...
(burada emekliye, memura, çiftçiye ak partiden evvel ne vardı sonra neler var bire bir yazmamı istiyorlarsa yazarım ayrıca..)
şimdi cuhapa(chp) nin yayın organı olduğunu zaten eminin kurduğu ilk cümleden çakıyorsunuz: "adaş nasılsın?"
ulan el insaf bee!! tamam anlıyoruz partinin yayın organısınız ama bu kadar da ele verme kendini. utanmasan "baba naaberr??" ya da "kanka ne ayak lan?" filan dedirtecekler. töbe töbe..
bu soru cümlesinin anlamı, "cuhapa(chp)ye oy vermeyen atatürk'ü sevmez!!" mantığı güdüyor. çünkü atatürk'ü kanka etmiş resmen k-mal'ile. ee ne demek? atatürk'ün kankasını sevmemek atatürk'ü sevmemek demek!! lan yörü..!
"kurduğum partide artık kavga etmeyin"-
anlamı: "chp atatürk'ün partisidir ve oy vermeyen insan değildir ve atatürk'ü sevmez!!" mesajı yattığını bilmeyecek adam yok bu sözlükte.
"birleşin iktidara gelin"- emin burada kendi düşünce ve hayallerini yansıtmak istemiş bir nevi, sav & k-mal kavgasına dikkat çekmek istemiş, barışın diye yağ çekmiş midir? bilemem ama bu gazete cuhapa(chp) genel merkezine gidiyor. oradan mesaj vereyim demiş aklınca ama ok yaydan çıktı bir kere. sav kolay kolay kalmak istemez bunun altında...
hayallerde yaşama...
iktidara gelme olayı da komedi zaten, lan cuhapa(chp) eski hali ile iktidarın kıyısına yaklaşamazdı, şimdi baraj derdi de var? ee nolacak şimdi? birleşince iktidara mı gelicek sanıyorsun-uz?? *
hayallerde yaşamayın...
"türbanmış afmış bırakın bunları"- mesaj şu ki, emin hoşnut olmamış af ve türban meselesinden. zaten müsterih olsun, k-mal kadar sahtekar bir siyasetçi yok. "çözeceğiz, biz çözeriz!" dediği başörtüsü sorununa sadece, "çözeceğiz, o zaman görürsünüz" tarzında yaptığı yorumlar ile samimi olmadığını 98765678 kez kanıtladı.
af konusunda da samimi değiller, "sivas'ı geçemiyorlar" diyen başbakana "hadi ordan geçiyorum işte!" dedi ve pat birden sahneye çıkmış acemi tiyatrocular gibi eveledi geveledi, işte "ne yapsam ne etsem" diye bir heyecan kapladı bunu, karşısında onca kürt vatandaşını görünce heyecanlandı, eli ayağına dolaştı, ağzından kaçırdı işte. olay bundan ibaret.
altı oku özümsetin...- tıkandım, bir yorum yapamıyorum kusura bakmayın...
ışık koşaner paşa
evet burada kısaca emin demeye çalışmış ki, atatürk'ün ağzından gööyaaa... yani atatürk sanki bir yetki vermiş gibi..
emin diyor ki:
"rejimi koruyun.."- anlamı şartlar olgunlaşırsa darbe mübahtır. hiç uzatmadan söyledim. kendisine hayallerde yaşamayı bırakmasını diyor ve rejim değişir paranoyası için de acil bir psikiyatra gitmesini istiyorum. yalnız sonuna da suça karışmayın demiş, tamam da darbe için izin veriyorsun da darbe teşebbüsünü suç olarak neden görmüyorsun?
suça karışmayacaksa tam karışmasın!.. haa ama darbe yapıldıktan sonra kahraman oluyorlardı doğru.. yani
"öyle bir darbe yapın ki tereyağından kıl çeker gibi, çok ani olsun, belge melge uğraşmayın" demeye getirmiş...
o değil de artık mihapa(mhp) lideri devlet bahçeli akreditasyonu sözcü gaztesine de uygular. zira böyle bir günde resmen mihapa(mhp)nin başındaki adama söz verilmemiş,
anlaşılan o ki çölaşan da mhp-chp koalisyonundan umudu kesmiş, mhp'yi bir tarafa itmiş, "senden adam olmaz, referandumda tabanına söz geçiremedin, yıkıl karşımdan" tarzı bir üslup ile koymamış bahçeliyi. neden koysun ki? ama bahçeli artık mhp basın toplantılarına bu gazteyi alırsa, "ben ettim sen etme emin ağa..." dediğini farzederim ona göre...
en alttaki, halk ile geçen diyaloğun teker teker analizini yapmak istemiyorum. ama dikkatimi çeken bir yandan başı örtülü birisi, geriyorlar demiş, onu da ne mantıkla demiş? kim kimi geriyor? töbe töbe...
öbür yandan da ciciks bir kız türbanı bilim yuvalarına sokuyorlar demiş. önce ciciks olduğunu şurdan anladım:
bu analizi yapmak için tedrisat ile gelen bir cehalet olması gerekir. aga bilim ile türbanın ne alakası var?
hep derim: başı örtülü birisi protonları parçalayabilecekse, böyle bir potansiyel varsa ve bu yasak mantıksız bir neden ile devam ediyorsa, kusura bakmasınlar bilimi engelleyenler bu yasağı devam ettirenler.
bu ciciks çağdaş(!) kız da kendince ufo gören masum köylü rolüne girmiş.
lan o değil de kızın günahını aldık, emin suçlusu sensin!!!*
o nasıl manşet denilesi manşettir. bir kere erdogan hayatta kendisinden büyük olmayan kişilere saygı duyup " buyrun efendim " demez. recep paşa gönlümüzde taht kurmuştur, ondan bir büyük peygamber bir de allah vardır. tersi bizi bozar.
kendi kurduğu partisine öneride bulunması bazı mallar tarafından anlaşılmamış olay. sonra da "vay böyle manşet mi olur, yok böyle gazete mi olur" diyorsun. asıl senin gibi mal bir insan nasıl oluyor ben ona şaşırıyorum.
yetersiz insanlar gazeteci olmaya yönlendirilmiş ortaya böyle bir ucube çıkmış.
kalburüstü insanlar mühendis, doktor vs olmaya devam ettikçe geri zekalılar ülkeye yön vermeye devam ediyor.
mal gibi gazetenin , mal gibi yazarlarından , mal gibi okuyucularına , mal gibi ana sayfası.
Atatürk'e de , diğer liderlere de hakaret sayılabilecek trajikomik gazete sayfası.
eblehtir. anti kemalist tayfanın eleştiri ve argüman kullanım seviyesini gösterir. eleştiriye genelleme olarak bakanlar ileri demokrasi adı altında türban gelsin diye kıçlarını yırtarken küpe taktığı için bir öğretmenin okuldan uzaklaştırılmasını alkışlarlar.
sarcasm burda son buluyor;
okullarda öğretilen tarihi küçümseyerek ortaya atlayan bazı insanların, "mossad'ın gizli tarihi" çizgisinde okudukları fantastik kurgularla tarih konusunda uzmanlık tavlamaları, demokrasiyi çoğulculuk rejimi sananların, demokrasiyi sadece halkın yönelimleri sananların, ileri demokrasinin yılmaz bekçileri gibi görünmelerinden gerçekten bıktım. benim dünya görüşüm içerisinde, eleştirilemeyecek olan bir şey yoktur. gel gelelim, eleştiri mutlaka ama mutlaka bazı argümanlarla desteklenmeli, doğruluğu tartışılmayacak bazı referanslara dayandırılmalıdır. aksi halde, sözlüklerde bi derece popülerlik kazanabilirsiniz ama ben size köşe başlarındaki kıraathaneleri önereceğim. emin olun oralarda ilgiyi üstünüze toplar, kendi entelektüel seviyenizde pek çok insanla siyasi tartışmalara katılabilirsiniz.
başlığa dönecek olursak;
abartı ve sığ bir manşettir. hepimiz mustafa kemal'iz olayını yanlış değerlendirmiş bir kaç(ya da bir) editörün sıçması durumundan başka bir şey değildir. bizim bildiğimi Atatürk 10 kasım 1938 yılında vefat etmiştir ve kendisi ile ilgili bildiğimiz her şey 1. dünya savaşı ve sonrası doktrinini kapsamaktadır. 2010 yılında, yaşamakta olan mustafa kemal'in kime ne şekilde yaklaşacağını tayin edebilecek mercii muhakkak ki bu gazete değildir.
mustafa kemal'i artık rahat bırakmak gerektiğini düşünüyorum. onun ne yaptığı ne ettiğine değil de, nelerin yapılmasını istediğine ve onun o dönemde kurduğu modern türkiye cumhuriyeti'nin şimdi nasıl çağ dışı sorunlarla uğraştığına bakmak gerek. ortada zor olan bir şey yok, konjonktür belli, çağın gerektirdiği doktrin belli. uygulayacak yürekten başka ihtiyacımız olan şey, eğitimdir. o da görüldüğü üzere millette mevcut değil.
Cok cok kotu olmus. Aslinda sozcu sevdigim bir gazetedir ama o canlandirmalar ne oyle ya. Bu ne basitlik. Atamizi o sahislarla ayni kareye koymak bile yanlis !
resmen maskaralık yapmışlar. her şeyin seviyesinin , önem derecesinin düştüğü ne kadar da belli oluyor bu manşetten. sesinizi duyurmak istiyorsanız saygı duyulması geren insanları böyle basit şeylere kullanmadan yapın dediğim saçma salak manşettir.