genel değerlendirmeden ziyade, yazmak istediğim bazı oyuncular var. yani performansları hakkında yazacağım. yavşamayacağım yoksa kendilerine.
ray allen, üçüncü maçtaki cenabetliğiyle başladı fakat özellikle son çeyrekte gayet iyiydi. kendisini gördüğümde, 1.90 boyuyla turnike kaçıran, 1.60'lık adamla ribaunda yükselip alamayan arkadaşım geliyor aklıma. diyorum, "bir basketbolcu atış konusunda bu kadar cenabet olamaz!" diye. sağolsun kendisi de "haklısın abi olamaz" dedi ve tribündeki annesini de pek sevindirdi. aferin ray aslan, işte böyle.*
glen davis, maç öncesinde "abi bench katkısı çok önemli yea" diye tutturduğum için önemli katkı beklediğim isimlerdendi. bu serideki performansını devamlı yükseltmesi, beni daha da ümitlendiriyordu. ekstra basketleriyle, salyasıyla tükürüğüyle son çeyrekte celtics'ı sürükleyen adam oldu. önemli katkı bekliyordum fakat 17 sayı atması, hele ki bunları böyle takımı ateşleyip lakers'ı söndürecek şekilde yapması aklıma bile gelmeyecek şeylerdi.
kendrick perkins'in oyunda kaldığı süre, benim açımdan değerlendirme yapabilmek için yeterince uzun değildi. özellikle playoff zamanlarında nba maçlarını izlemeye ve çocukluğumda oynama hayalini kurduğum bu lige ilgi duymaya başlarım. basketbolu da iyi oynarım ederim fakat bir futbol, bir tenis gibi yorumlar yapamam. benim gözümde en karışık sporlardandır, bir anlamda, kafam basmıyor. ama sahiden, neredeydi lan bu perkins?
andrew bynum'ın sakatlığı lakers'ı düdükledi gibi. oyunda kaldığı süre içerisinde etkili olduğunu söyleyebilirim, daha fazla süre alabilseydi ve dizinde problem olmasaydı, her şey daha farklı olabilirdi lakers adına. ama olmasındı, olmadı.
kobe bryant, yine 30+ sayılık performansıyla lakers'ı götüren adamdı. pau gasol'un da yardımıyla lakers'a muhteşem galibiyetler getirdi fakat bugün gasol de muhteşem oynamadı. kobe, celtics defansına karşı yapabileceği her şeyi yaptı. benim gözümde şu aralar tek falsosu, atışlarında isabet bulamaması ve bugünkü maçın son dakikalarında lamar odom'a atmaya çalışırken kaptırdığı top. bunu saymazsak, 6 top kaybı. ha atışlardaki cenabetliğini bu maçta üçlüklerle kırdı. zaten kobe ortalamasına göre konuşuyorum, yoksa yine hayvan gibi atıyor. ama kobe ulan bu, bir maçta en azından beş kere "kobeee bryaaaant!" diye höykürsün istiyorum spiker, öyle alışmışım.
paul pierce, iyi başlayıp bir ara sıçsa da sonunu yine iyi getirdi. "kobe sevişelimmi" demese de, "selam beyler ben paul pierce" demeyi başardı. özellikle son dakikalarda iyi dinlenmiş olarak oyuna dahil olması ve boston maçı koparırken önemli katkı sağlaması, bu mesajı almamıza yetti de arttı. ama yaşlanmış lan, cidden. kendisi daha dün arkadaşa yenildiğim nba live 07 turnuvasında bana 47 sayı atmıştı. 116-111 yenilmiştim boston-chicago maçında. hey yavrum hey, ben de öyle bir oyun bekledim kendisinden bu akşam. olsun, bu da iyi.
kevin garnett, toparlanmış görünüyor. yanılmıyorsam ikinci çeyrekteydi, bir ara coştu, mahalle kavgasına giren abi tavrıyla oynadı. çok iyi oldu çok güzel iyi oldu.
***
bir de kısa özet geçmek gerekirse, maç başına 370 sayı ortalamasıyla oynayan lakers'ın hayvani celtics savunmasını geçemediği, celtics'in atışlardaki beceriksizliğini son çeyrekte kırarak kazandığı maç. doc rivers her ne kadar "iyi iyi. ülke iyiye gidiyor. iyi şut atıyoruz." dese de, üçüncü maçta ve bu maçın ilk 3 çeyreğinde çıldırdım ben kaçan toplar yüzünden. ama yine de "bir bildiği vardır" deyip susuyorum.
ayrıca ilk üç çeyreği göz önüne alırsak, izlediğim en düşük skorlu nba maçıydı. son çeyrekte yine klasik nba olayı oldu, skor 90'lara taşındı. yani arkadaş yok, her iki takım da böyle 70'lerde falan kalamıyor. biri 70'te kalsa diğeri 100'e tırmanıyor. breh. düşük skoruna rağmen en büyük keyfi yaşatan maçtı ama, o da var. türkiye'de 330-332 biten maçta bile bu kadar eğlenmem ben.
ulan bir kişide çıkıp taşkınlık çıkarmıyor. hiç kimse birbirine sataşmıyor. seyirciler yabancı madde atmıyor saha içine ve herkes hakemlerin verdiği kararlara saygı duyuyor.
derek fisher ın inanılmaz bir son çeyrek oynadığı maçtır.
maçın detayı sağı solu beni ilgilendirmiyor. maçın bitimine 40 snye kala derek fisher nba tarihinin en etkili en muhteşem turnikesini bıraktı. 3 tane hayvan gibi bostonlunun arasından biri kafasına biri beline biride havadan panyaya olmak üzere 3 kişinin arasından o basketi atmak göt isterdi. yaptı. helal olsun adama.
maçtan sonra yaşadığı duygusal travma da cabası diyorum. lakers artık şampiyonluğu ellerinin arasına aldı dolaştırıyor. los angles ta daha maç vermezler seri de 4-3 biter büyük ihtimalle.
kendini amerika'da yaşıyor sananların ısrarla 10 haziran'da oynanacağını iddia ettikleri, ancak 11 haziran günü saat 4.00 da yayınlanacak maçtır. bunu iddia edenlere tavsiyem, maçın başladığı an telefonunuzun ekranına bakmanız. göreceksiniz ki orada 11 haziran yazıyor olacak.
not: muhakkak ki amerika'da yaşayan yazarlar da vardır. ancak yazarların genelinin türkiye'de yaşaması, başlığın onlara yönelik olmasını gerektirir.