ligde son uc haftada 3 mac kazanan ve doludizgin giden besiktas ile lige iyi bir baslangic yapamayan ve teknik direktorunu degistirmek zorunda kalmis ve mutlak cikis yapmak isteyen trabzonspor arasinda gececek olan mactir.
brezilyali yildiz ricardinhonun besiktas ilk11inde cikacagi ilk resmi mactir.
daha once oynanan 64 macta 14 mac berabere biterken, takimlarin galibiyet sayilari aynidir. *
nedense beşiktaş'ın favori olmasına rağmen alakasız bir şekilde 1-0 kaybedeceğini düşündüğüm maçtır. içimdeki o his diyor ki, beşiktaş güzel bir futbol oynayıp, bol bol pozisyona girecek ama şanssız bir şekilde değerlendiremeyecek ve bir kontratak golüyle kaybedecek maçı. inşallah içime doğduğu gibi olmaz, her iki takımın da atak oynadığı, hızlı, heyecanlı ve bol gollü bir maç seyrederiz. iyi olan da kazansın ne diyelim.
beşiktaş'ın zorlanarak da olsa kanacağını tahmin ettiğim maçtır. en önemlisi iki takımın da hafta içi oynayacakları avrupa kupası maçları öncesi, sakatlık problemleri yaşamamalarıdır. skor 2-1 gibi birşey olabilir.
(bkz: iyi oynayan kazansın)
son dakikalarda oldukça fazla mutlak gol pozisyonunu değerlendirememesine rağmen, trabzonspor'un üstünlüğüyle tamamlanmıştır. yılın ilk büyük maçıdır. ziya doğan'ın trabzonsporla yeni döneminin ilk maçıdır. herşey trabzonspor'un istediği gibi olmuş, beşiktaş da iyi bir maç çıkarmıştır.
trabzonsporun mükemmel futbolunu 3 golle süsleyip 3 puan almasıyla biten mac. bunun yanında trabzonspor kacırdığı gollerle 5-2 yada 6-2 (ki besiktasın ikinci golü mağlum) biticek macı 3-2 bitirerek besiktasa resmen hediye etti. hayırlı olsun ne diyelim. yanlız işin garip yanı trabzonspor belkide son yılların gercekten en mükemmel futbolunu oynadı ama ne kadar istikrarsız bir takım olduğunu düsünürsek ne yazıkki bu osasuna macı için cok da büyük ümit değil
trabzonspor'u desteklemek için izlediğim ve gollerde bağırınca tip tip bakışlara maruz kaldığım maç. iyi ki gitmişim dedirtecek kadar zevkliydi.beşiktaş oynayabileceği en kötü futbolu oynarken trabzon en akıllı yolu seçmişti.
tigana abimiz kadro seçimi konusunda trabzonspor'u mutlu etti. zira ersen gibi takoz ama uzun bir adam vardı ve koray'ın* kafayla top alması zordu. nitekim ilk golde hava topuna ayakla müdahale etmek istedi.
koray avcı defansın ortasında çok hata yapmasa da iki golde de payı olması ipinin çekilmesine sebep olabilir**
baki mercimek ise o kadar ıslığı kesinlikle haketmiyor o ıslıklar tigana'ya gitmeliydi adamı zorla solda oynatıyor ümit özat2 olma yolunda ilerliyor o da**
gökdeniz ise maçın yıldızı sıfatını kesinlikle haketti. bir de karşı karşıya girdiği pozisyonları değerlendirebilse kariyerinin en iyi maçı olarak yazdırırdı trabzonspor tarihine.
marcelinho çok top kaybetti ama hızlı çıkışlarda dağıttığı paslarla beğeni topladı.
ricardinho solda sırıttı sürekli ortaya delgado'nun yanına koşuyor. oyunu açabilecek isimlerin başında gelirken etkisiz olması takımı kötü etkiledi
kleberson maçın en kötüsüydü olumlu hiçbir hareketi görülmezken pas hataları ve saçma şut denemeleri ile beşiktaş ataklarını kesen isimlerin başındaydı. çok top kaybetti.
milan stepanov ise gelecekte çok iyi bir defans olacağını bir kez daha kanıtladı*defansta güven veren bir isim.tek hatası ilk goldeki adamı kaçırmasıydı*
ersen martin takoz futbolcu imajını iki golle süsledi. top ayağına gelince çabuk çıkarması için dulara yükseldi
jefferson kalede sağlam durdu yediği iki golde de hatası olduğu söylenemez hele ikinci golde çok ters yakalandı çabası ise takdir edilesiydi. musa'nın geri pasında kaçan topu çıkarırken alkışı haketti.
runje hiç güven vermiyor her pozisyon tehlikeli hale geliyor. yan toplarda biraz çıkıp almayı öğrenmezse beşiktaş çok gol yer daha.
sonuç olarak 5 gol izledik defans hataları sayesinde çoğu ama maç güzeldi trabzonspor laz ziya önderliğinde yeniden doğdu*
bizzat gidilip yerinde gorulmus, besiktas taraftarini kahretmis mactir. baki mercimek cok buyuk tepki almistir, ama bunlari haketmemisdir, zira kendisinin kapasitesi bu kadardir. ziya dogana al besiktas ile oynayacagin mac icin besiktasa bi kadro cikar deselerdi tigananin cikardigi kadroyu cikarirdi. yazik olmustur.
(bkz: besiktas aski beni cildirtti)* ***
besiktasin ne kadar kucuk hedeflere sahip bir takim oldugunun bir kez daha goruldugu mactir.
tamam aldiniz ricardinhoyu delgadoyu. ama biri bana soylesin simdi;
ali gunes kimdir?
baki mercimek kimdir?
ne is yapar bu adamlar. besiktasi ali tandogan mi kurtaricaktir. bobo nedir?
ne demeye bu formayi haketmeyenlere giydirirsiniz.
hatta bu aksamki mac icin denebilir ki delgado kimdir ricardinho kimdir kleberson kimdir?
en onemlisi de koray avci kimdir? besiktas formasi giyiyorsan o hatayi yapma hakkin yoktur koray efendi..
klebersona isterse 4 degil 14 adam bassin eger iyi futbolcuysa topu takim arkadasina ulastiracak.
aksi takdirde kleberson da yolcu edilir
delgado da
ricardinho da
tigana da
demiroren de.. bu kadar transfere hala bu futbolu oynuyorsa bi takim yuhh be..
yenilmek bisiy diil. her takim yenilir. ama kalitesini, gucunu ortaya koyar da yenilir.
besiktas bu hallere dusecek takim degildir. ah suleyman seba ah!! koyamadik yerine kimseyi...
beşiktaş taraftarının maça gelen 35binden fazla seyirci* ve dışarda kalan binlerce futbolsever ile futbolu güzelleştirdiği maçtır. herşeyden önce tribünleri ateşlemek adına artık bir efsane olmuş alen'in üçlüsünü engellemek, taraftarları maça hazır hale getirmek için yapılan bu şovu ve oraya beşiktaş'ını izleyip, kafasında ki sorunlardan uzaklaşmak için gelen insanların görselliğine balta vuran bir olaydır. bunu engelleyenler neden sahada dalgalanan kocaman sponsorlara birşey dememektedir ? artık gün geçtikçe herşey para olsa bile, insanların eğlencesi bu kadar mı değersizdir ? gerçekten anlamak mümkün değil.
beşiktaş teknik direktörü mösyö tigana'nın yaptığı yanlış kadro seçimiyle, tribünlerde ve televizyonları başında beşiktaş'ından güzel futbol ve inançlı bir takım beklemesine rağmen, sahaya çıkan ilk 11 ile hayal kırıklığına uğradığı maçtır. gerçekten anlaşılmaz bir şekilde baki mercimek ısrarı, kadro yetersizliğinden değildir. kendisinin yönettiği takım beşiktaş paf takımı değil, a takımıdır. milyonlarca taraftarının peşinde gittiği 103 yıllık büyük bir camianın futbol takımında bu tür amatörce olaylar yaşanmamalıdır. biz bu senaryoyu veysel ve youla'da yaşadık. bu adamlar sıradan anadolu takımlarında oynayacak türde oyuncular. tamam baki'yi ıslıklamayı asla tasvip etmiyorum ama orada ıslıklanan baki değil, tigana'nın takım kaptanımız ibrahim üzülmez varken, yerine yaptığı baki tercihi olmuştur.
tigana dün akşam takımı şu 11 ile çıkarsa, inönü'de dün yaşanan 100. yıl havası, stadı dolduran o kadar seyirci ile bütün istanbul'u, bizim takımı verdiğimiz destek ve onların bize güzel oyunla karşılık vermesi ile inletebilirdik;
------------------runje------------------
tandoğan---zan-----------koray---delinho
----------------kleberson----------------
burak----------delgado----------ricardinho
------------bobo--------güleç------------
kaleden başlayalım..
beşiktaş'ın kalesini yıllardır koruyan, teknik bir orta saha oyuncusundan daha iyi bir şekilde hızlı olarak topu oyuna sokan cordoba adında bir kaleci vardı. bazıları yüzünden takımda alnına sürülen leke ile gönderildi, bu taraftar onu unutmayacak. kendisi giderken beşiktaş'a son kez bir iyilik yapmak istedi ve kolombiya milli takımının yeni kalecisi martinez'i önerdi. şu anda sakaryaspor'da imrenilerek izlenilen mükemmel kaleciyi. o alınmadı ve tigana gidip marsilya takımıdan tanıdığı ve marsilya'da oynadığı dönemlerde yılın kalecisi ünvanını alan runje'yi getirdi. fakat bu kaleci inanın kaleye çekilen her şutta bütün stadın gerilmesine sebep oluyor. öyle hareketler yapıyor ki, akıl almaz şeyler. yüreğimiz ağzımıza geliyor. bunların yaşanmaması için defansın iyi olması gerekli. runje karşı karşıya kalınan pozisyonlarda çok başarılı. ama ceza sahasına girildiği an vurulan yada ceza sahasının dışından çekilen şutlarda aynı başarıyı gösteremiyor. dün akşam runje'nin hatası yoktu ama, kendisinin yaptıklarını es geçmeden olmaz.
baki mercimek denilen, ömür törpüsü bir futbolcumuz var. ıslıklamak çok yanlış! memnun olmasam da, yapan her kimse stadta tepkimi koymuşumdur. mercimekle, ezo gelinle bu işler olmaz. adam bir kere kendisinden emin değil, özgüveni yok. daha taşıdığı formanın büyüklüğüne alışamamış. sürekli gergin bir şekilde, eminim içinde dua ediyor "inşallah topu bana atmazlar, inşallah top bu kanattan gelmez" şeklinde. yalnız şu bir gerçek; beşiktaş taraftarı dün akşam baki'yi değil, tigana'nın bu yanlış seçimini ıslıkladı, baki'de eleştiri oklarından nasibini aldı.
hadi tamam baki hatasını yaptın, o kanatta yattara'da yok, serdar kurtuluş nedir ? bir kanat bu kadar katledilmez ki. ricardinho'yu beşiktaş sol kanatta oynatılmak için alındı. dün akşam yapılması gereken tek olay, ricardinho'nun solda oynatılıp, arkasında da yıllardır takımda forma giyen, 100. yılda yaşanan şampiyonluktan kalan tek oyuncu ve takım kaptanı olan deli ibrahim lakaplı, bir başka deyişle delinho'nkun ricardinho'nun arkasında yer almasıyla, sol kanatın emin ellere teslim edilmesi olurdu. ibrahim üzülmez hem hızlı, hem de ricardinho ile o kulvarı kullanabilecek türden bir futbolcu. bunu değerlendirmemek büyük hataydı.
sakatlıktan yeni kurtulmuş bir ali güneş'i oynatıp, burak yılmaz'ı forvete koyarak, yedek kulübesinde gökhan güleç, nobre ve ibrahim akın'ı oynatmakta ki amaç nedir ? burak yılmaz oynadığı maçlarda, sağ kanatta rakibi yıpratan, gole yönelik bir oyuncu.
beşiktaş kendi sahasında oynadığı maçlarda, iki forvetle maça çıkıp, ofansif oyuncuları olan delgado, ricardinho, burak yılmaz, nobre - bobo yada bu ikiliden birini çıkarıp gökhan güleç'i mutlaka kulanmalı.
tigana'nın nobre konusunda ki savunması; "bu hafta 3 idmana çıktı ve hafta içi hastaydı" oldu. tamam nobre'nin hafif rahatsızlığı var, ama adam haftaiçi gol sözü verdi. yani oynamak için zaten can atıyor. takımda girdiği dakikadan sonra gerçekten çok çalışkandı. nobre'yi oynatamamış olmasını hadi anladık. e peki geçen sene beraber oynamaya başladıktan sonra, takıma süper kupa'yı kazandıran, oynadıkları neredeyse her maçta gol atan bir bobo - güleç ikilisi neden oluşturulmuyor ?
koray avcı'nın maça kaptan olarak çıkması gerçekten çok iyiydi. maçta yenilen 3. golde olan hatası dışında en ufak bir hata bile yapmadı. belki o yaptığı maçın kaybedilmesine sebep verdi ama bu yürekten futbolunu, bu mücadelesini yaptığı için hiç üzülmedim. biz ibrahim toraman'ı kırmızı kart gördüğü maçta bile alkışladık. istediğimiz tek şey mücadele ve futbolcunun beşiktaş'a yakışanı yapmasıdır.
tigana'ya verilen bu kadro 100. yılda bile takımda yoktu. 100. yılda biz maldaraşanuyla, dobrowskiyle, niyaziyle, ali erenle şampiyon olduk. ama takımda istek vardı, hırs vardı, inanç vardı, bütünleşme vardı.
tamam bu takım genç bir takım, biz sevinmek için sevmedik, karşılık beklenmeyen bir sevgi bu. ama baki ve serdar'da mösyömüz ısrar etmesin artık, bizim istediğimiz bu. bunlar beşiktaş'a yakışan topçular değil!
trabzonspor'da bahis skandalından sonra pek ortalıklarda görünmeyen gökdeniz gerçekten çok koştu. ikinci bir skandal olarak doping kontrolünde bir olayları çıkabilir. o nasıl ciğerdir, nasıl hırstır.
marcelinho gerçekten iyi topçu. bazı topları ezip kaptırdı ama maç içinde çok iyi işler yaptı.
kafasına file geçirilen hasan'ı, baki mercimek resmen yıldız yaptı.
kaleci jefferson hayatının kurtarışlarını yaptı. bu adam bu kadar iyi değil ama dün akşam çok şanslıydı. kale çizgisinde yakaladığı top maçın kaderiydi. o pozisyondan sonra kalemize gelen top gol oldu.
ersen martin gollerin dışında pek bir olayı yoktu ama mühim olan zaten gol atmak değil mi ?
yine ne varsa beşiktaş seyircisinde var. bakıyorum gazetelere yere göğe sıydırılmayan övgüler, toplumsal olaylara karşı verilen tepkilerle yine maça damgasını vurmuş bir imaj. kartonlara yazılan beşiktaş yazıları ve açılan kartal logolu çarşı imzalı pankart gerçekten mükemmeldi. "Çıksın tezkere, Tümer Metin gitsin askere" şeklinde slogan atıldı, göndermeler yapıldı. şehitler ölmez, vatan bölünmez denmesi duygu yüklü anlardan biriydi.
yinede son söz olarak söylenecek tek birşey var; sen şampiyon olmasan da, kupaları almasan da, trabzon'a koymasanda seviyoruz işte var mı diyeceğin..
trabzonspor'un belki ziya doğan'ın etkisiyle, belki de kan değişikliğinin verdiği moralle, beşiktaş'tan daha üstün oynadığı ve hakederek kazandığı karşılaşmadır. trabzonspor, özellikle hücum alanında çok daha etkiliydi. öyle ki; biraz daha becerikli ve ciddi olsalardı çok daha büyük bir fark oluşabilirdi maçta. özellikle, gökdeniz karadeniz ve ersen martin maçı koparan oyuncular olmuştur.
beşiktaş ise, sahaya dizilişinden hücum anlayışına kadar maça oldukça tutuk başlamıştır. bence, tigana'nın mert nobre yerinbe bobo ile maça başlaması büyük hatadır. nitekim, bobo, maç boyunca ve özellikle ilk yarıda sahada gezinip durmuştur sadece. attığı gol ise, şansının yardımıyla olmuştur. beşiktaş'ta ricardinho bekleneni veremezken, jose kleberson da çok sayıda top kaybı yaptı. böyle olunca, orta sahada üstünlük trabzonspor'a geçti ve maç boyu bu üstünlük devam etti.
son olarak, bu maç beşiktaş taraftarının büyüklüğünü birkez daha ortaya koymuştur. öyle ki, takım 3-1 geriye düştüğünde dahi müthiş bir destekle, adeta beşiktaş'ı gol atmaya zorlamışlar ve başarmışlardır. maçın son anlarındaki müthiş tezahürat ise, 3. golü getirmeye yetmemiştir.
dedik ya, beşiktaş taraftarı sevinmek için sevmez. 3-1 de olsa, 5-1 de olsa takımını desteklemeye devam eder.
trabzonspor'u tekrar tebrik etmek gerekir. bu kadar kısa sürede böyle bir değişim yakalamayı başardıkları ve inönü'de haklarıyla üç puanı aldıkları için.
