fatih terim'in hataları yüzünden berabere bitmiş maçtır. özel problemlerle boğuşan emre belözoğlu'nun oynatılması, üstüne üstlük kaptan yapılması en başta gelen hataydı. neden mi? çünkü kaptan yaptığınız oyuncu hem hareketleriyle hem oyunuyla hem de arkadaşlarıyla olan diyaloğuyla örnek olmalıdır. bunların hepsinin birden bu akşam emre'de olduğunu söylemek güçtü. ayrıca sol bekte, şapkadan tavşan çıkmış gibi takımda kendine yer bulan denizlisporlu çağlar'ın uyumsuzluğu gözden kaçmadı. bir kaç olumlu hareketi dışında takıma katkı sağlamadı. vasattı. uğur boral tercih edilse daha verimli olurdu sol bekte.
öte yandan belçika, 2 maçta 4 puan toplayarak grupta sonuna kadar mücadele edeceğinin işaretlerini verdi. son derece diriydiler ve penaltı golüyle kaybettiler galibiyeti. orta sahada pas yapmamıza izin vermediler. her adamımızı kovaladılar, baskı yaptılar. oyunu kanatlara açtığımızda bazen ikili bazen üçlü sıkıştırmalarla rahat top kullanma izni vermediler. stoper mevkiinde daniel van buyten gibi önemli bir oyuncunun yokluğuna rağmen, herkesin kötü dedikleri defanslarına karşı doğru dürüst pozisyon bulamadık. özellikle manchester city'li vincent kompany, hem havadan hem yerden geçit vermedi.
belçika takımı, bizimkilere göre çok daha diriydi. ikili mücadelelerde ayakta kalan taraf oldular çoğunlukla. bizim oyuncularımız bunun için de çok mücadele ettiler. orta sahada oldukça fiziki efor sarfettiler. belki bu da iyi oynayamayışımızın nedenlerinden birisi olabilir. ancak oyuncularımız hele gol yiyene kadar ruh gibi dolaştılar sahada. koordinasyon eksikliği, bireysel motivasyon eksikliği, çeşitli oyuncularımızın sakatlıkları ve de formsuzluk... tümü etkendi bu puan kaybında. ancak fatih terim'in elinde yine de maçı kazanabilecek kadro vardı.
bosna hersek, estonya'yı 7-0 yenerek, tabiri caizse bize gözdağı verdi. ilk maçlarını da ispanya'ya david villa'nın son dakikalarda attığı golle 1-0 kaybetmişlerdi. bu aldıkları iki skora bakınca ne kadar önemsenmesi gereken bir rakip oldukları ortaya çıkıyor, hele ki euro 2008 elemelerinde saraybosna'daki maçı 3-2 kaybettiğimizi de hesaba kattığımızda.
türk spor medyasının maçtan önce ağız birliği yaptığı gibi galibiyet alamadık. yerli otoritelerin belçika'yı kolay lokma olarak gördüğü belliydi açıklamalardan. olimpiyat 4.sü olmuş bir takımı herkes daha ciddiye almalıydı.
son olarak, bilet fiyatları bir milli maç için 60 ytl, 100 ytl gibi rakamlar olmamalıydı. bu kadar yüksek fiyatlara rağmen, yine de seyirci takımını yalnız bırakmadı.
selçuk yula'nın seyir zevkimizi sikip attığı maçtır. sağ kanadı biraz daha kullanabilsek de sussa..
edit: an itibariyle sağ kanattan sol kanada geçti selçuk yula. bir şeyler yap fatih hoca! bir de mehmet topuz'un girmesi oyuna renk katmış. ulan zaten dk 48 ilk 2 dk sakatlıkla geçmiş topuz ne gibi bir renk katabilir ki? uzun saçları ve kafa bandından mı bahsediyor diye düşünüyorum şu an. yula beni neden yoruyosun?
şöylesine önemli Bir maçta ilk defa milli olan Bir futBolcunun 90 dakika oyunda durmasından ve aynı futBolcunun Bulunduğu sol kanatı maç Boyunca Bir kez olsun kullanamadığımızdan Belçika'ya değil fatih terim in egosuna yenildiğimiz maç.