sadece anlaşmayı imzalayan tarafların yüz ifadelerine bakarak bile değerlendirme yapılabilecek bir anlaşmadır. ermenistan dışişleri bakanının gergin hali nasıl bir baskı altında olduğunun göstergesidir.
akp hukumetinin uzun zamandir tasvip ettigim belki de tek icraatidir bu anlasma. bir chp sozcusunun de gerek parti durusunu gerekse bizim partiye bakisimizi cigneyerek bu antlasmayi elestirmesine de anlam veremedim acikcasi.
simdi, bilindigi gibi ermenistan devleti turkiye nin dogu sinirini tanimamaktaydi bagimsizliklarindan beri. bu anlasma eger iki ulkenin meclislerinden de gecip yururluge girerse her iki ulke de birbirlerinin sinirlarini taniyor demek olacak. uluslararasi hukuk bunu soyluyor en azindan. yalnizca bu gelisme bile ermenistan in yillardir suren gereksiz tutumunu bitirecektir.
bir baska onemli nokta da soykirim iddialarinin artik bir politika araci olmaktan cikip tamamen bilimsel surecte bilimsel verilerle ve isvicre gibi bagimsiz ulkelerin onemli tarihcileriyle cozulebilecek olmasidir. bu da soykirim iddialarindan alnimizin akiyla cikmamiz icin bize olanak sagliyor. ne guzel ne mutlu bize.
ote yandan tum komsulariyla baris icinde olan bir turkiye oldukca guclenecektir kuskusuz. turkiye nin son zamanlarda ustlendigi ve yillardir yalnizca kitaplardan ibaret olan dogu ve bati arasinda kopru vazifesi gormesi olayi da bu sayede daha da belirginlesecek. yalniz burda dikkat edilmesi gereken nokta ermenistanla iliskileri duzeltelim derken azerilerle aramiza buzlu badem girmemesi gerektigidir. yetkililer bu konuda oldukca dikkatli olmalilar.
uzerinde durmak istedigim bir diger ayrinti da uluslararasi camianin protokole iliskin verdigi olumlu tepkilerdir. bu da avrupa ve bircok kitada bizi ne yazik ki barbar olarak tanimlayan toplumlar uzerindeki imajimizi duzeltebilir kanaatindeyim.
bu arada ermeni lobisi gibi bir olay da var ortada biliyorsunuz. abd gibi bircok ulkede bilindigi uzere ermeni lobisi, baska deyisle diasporasi, turkiye alehinde kararlar cikmasi, adimlar atilmasi icin surekli lobi faaliyetleriyle diger ulkelerin tutumlarini etkilemeye calisiyorlar. bu lobilerin protokolun imzalanmasi sonrasi koseye sikistigini ve ermenistana destegimizi keseriz tehdidi de durumu acikliyor sanirim. bizim aleyhimizde calisan bu lobilerin de faaliyet alani kisitlanacak bu antlasmayla birlikte.
fakat ne yazik ki ermenistan da protokol aleyhi protestolar devam etmektedir yer yer. bu da meclislerinin onaylamasini engelleyebilir. ayrica protokol sirasinda ortaya cikan krizler sonrasi ermeni dis isleri bakaninin yuz ifadesi de lobi ve halk tepkisinden ne kadar cekindigini goz onune seriyor. umuyorum ki bu antlasma basarili bir sekilde her iki ulke tarafindan da onaylanir ve daha sulh bir cihana birlikte yelken acariz.
1- hükümetin özgür kararlar alamadığı ve diasporanın baskısına dayanamadığı artık gizlenemeyecek bir gerçek olarak kendini göstermiştir.
2- türk hükümeti barışa yakın olduğunu ispatlamış ve dünya kamuoyunda barışı isteyen taraf olarak kabul görmüştür. ermenistan ise mızıkçılık yapan çocuk gibi ikna edilmeyi bekleyen küskün çocuk psikolojisinde olduğu ortaya çıkmıştır ki bu da ermenistan için büyük bir acziyettir.
3- ermeni diplomatların devlet geleneğinden yoksun olduğunu göstermiştir. (ki bunu bilmeyen yoktur) bu durum ermenistan hükümetini dünya kamuoyunda olumsuz bir imaja mahkum etmiştir.
4- türk hükümeti gerek cumhurbaşkanının ermenistan ziyareti ve gerekse protokol için hazır bulunması ile çözüm için iki önemli adım atmış; ermenistan ise bunlara rağmen korkak bir tavır benimsemiştir. bu durum ermeni hükümetinin özgücenden yoksun olduğunun bariz kanıtıdır.
anlaşmanın ertelenmesi ile ilgili düşüncelerim bunlardır. tabii ilerki zamanda gelecek bilgilere göre bu tespitler değişebilir.
türkiye nin ne olursa olsun elini güçlendirmiş anlaşmadır.
ermeni heyeti gelmemiş ve anlaşma imzalanamamıştır. ancak türkiye nin elini bu olay güçlendirmiştir.
her zaman olduğu gibi yine biz adım attık ancak karşımızda ki kişiler geri adım attı. bu tür olaylar diplomasi de elimizi hiç kuşku yok ki güçlendirecektir.
ne olursa olsun , türkiye nin kazandığı anlaşma, yahut anlaşmama.
bu anlaşma ile sınırlarımızı resmen tanıyacak olan ermenistan mevcut 3t(toprak,tanıma,tazminat) talebinden vazgeçirilecektir. sözde soykırım iddialarını araştıracak bir alt komisyon kurulacak ve bu komisyona 3. ülke vatandaşları da katılabilecektir. sınır kapısı yeniden açılacak, ekonomik ve siyasi işbirliğine gidilecektir.
anlaşma isviçre'nin zürih kentinde abd dış işleri bakanı clinton,rusya dış işleri bakanı lavrov ve ab yüksek temsilcisi solano'nun eşliğinde taraflarca imza edilecektir.
bu konuda ermeni diasporası epey endişelidir, çünkü yıllarca yurtdışında bir öteki(anti tc) yaratarak ayakta kalabilmişlerdir. bugün ermenistan'da yaşayan ermeniden üç kat fazlası yurtdışında yaşamaktadır ve bu diaspora ermenistan hükümetini kukla gibi kullanmaktadır. yurtdışında emperyalistlerin işine geldiği üzere, tc aleyhtarı faaliyetler yapılmaktadır. işte bu anlaşma ile diasporanın işi biteceği için, diaspora sarkisyan'ı vatan haini ilan etmiştir. demek ki; bu anlaşma barışı getirebilir, çünkü diasporanın işine gelmiyor.
ırkçı ve milliyetçi duyguların hezeyanına kapılmışlarca, içeriği-miçeriğinin hiç de önemli olmadığı, yalnızca karşı çıkılması gereken anlaşma. neden? çünkü ermenistan, çünkü ermeni. düşman yani. traji-komik olan şu, her iki tarafın milliyetçileri de başbakanlarını "hainlikle" suçluyorlar. aynı şimdilerde flamalarından düşürmedikleri hrant dink'i bir zamanlar "hainlikle" suçlayan ermeni diasporası ve türk milliyetçileri gibi. traji-komik öyle değil mi?
barışın ya da diplomasinin bedeli budur işte. başbakanın-akepe'nin hastası falan değilim. sorun bu da değil zaten. sorun; çözümün ve diyaloğun yanında mı olacağız, yoksa "ermeniiğğ düşmaağğn ihaneeğğt" diye salya saçarak böğürenleri mi pohpohlayacağız. işte sorun bu.
çözümsüzlük isteyenleri kızdırmış anlaşmadır. ulan 10larca senedir verin karabağı, vaz geçin şu sapkın düşüncelerinizden diye feryat edip duruyorduk. ne değişti? hiçbir şey. eğer kabul edilirse en azından çözüm konusunda bir adım atılmış olacak, belki ilerde işlerin düzelmesi için bir umut doğmuş olacak. ama bu tarz milli gerilimlerden beslenen mhp ve ne olursa olsun ak partiye karşı olma politikası güden, aslında savunması gereken sol düşünceye göre böyle bir anlaşmanın yapılamsına ön ayak olması gerekn chp yine her zamanki gibi bizi şaşırtmayacak şekilde karşı çıkacaktır. anlaşmanın bizim faydamıza olduğu ermenistan'ın bu kadar nazlanmasından ve taşnak gibilerinin düşmanlığından bile anlaşılcakken, bizim içimizdekilerin bunu görememesi tam bir ziyanlıktır.
yapılmadan biten anlaşmadır. ermeni heyetinin gelmemesine de hiç şaşırmadım. huylu huyundan vazgeçmez işte. bunların atası da böyleydi. sözünde durmayan ve korktuğunda kaçan...
ermenistan için çok büyük bir başarıdır. türkiye ermenistan olmadan da türkiye'dir ancak ermenistan'ın türkiye olmadan sefaletten kurtulamadığı aşikar. yine ermenistan belki de tarihinde ilk kez diasporayı aşmak başarısını göstermiş, topraklarında yaşayan insanları "amerika'dan gelen paralar" ile yaşamak mecburiyetinden kurtarmak için birşeyler yapabilmiştir. türkiye açısından zaman içinde yararlı mı yoksa zararlı mı olacağını göreceğiz.
ilk somut ve sevindirici durum ise türkiye'den ermenistan'a yapılan ihracatın* artık azeri kaçakçılarını değil yöredeki türk insanlarını sevindirecek olmasıdır. yanılmıyorsam yaklaşık 40 milyon dolar civarı bir işlem hacmi olması lazım bu ticaretin.*