Yangından mal kacırır gibi demokrasiyi kaçırma teklifidir.
Bunu kabul eden mhpliler vatan, millet lafı etmesin. Milliyetçi insan satılmaz.
Bunların Hepsinin üstünde fiyat etiketi var.
Eğitimle, ekonomi ile, terör ile uğraşması gereken bu milletin temsilcilerinin 1 kişinin oyuncağı olduğunun ispatı delilidir bu teklif.
Doların düşsün diye, dolarla ithal edilen altın almayı teklif eden birine tüm devleti teslim ediyorsunuz. Bu kadar kör, ya da satılmışlarca yönetilmek için kurulmadı lan bu cumhuriyet.
şahsım adına fasa fisodan öteye gitmeyen tekliftir. benim merak ettiğim teklif koskoca mhp partisi ne karşılığında bu adamın hırslarına hizmetçilik yapıyor. milliyetçilik kavramı öyle ucuz bir şey değil partinin savunduğu ideoloji uğruna dünya kadar kan akıttılar ve kanları aktı. şimdi bakıyorsun ismi muhalefet partisi olan bu milliyetçi parti davasını ve eski söylemlerinin hepsini kenara atıyor.
peki ne karşılığında ? ne teklif edildi asıl merak ettiğim bu. bu başkanlık mevzusu öyle ya da böyle girdi bize artık kaçarı yok. tabi hırs sahibi göçüp gitmez ise..
Yürütme: Cumhurbaşkanı'na aittir. Seçimleri yasama meclisi ile birlikte yapılır ve parti liderleri cumhurbaşkanı adayı olur.
Yasama: Halkın seçtiği milletvekilleri. Yürütme üyeleri ile birlikte seçimi yapılır.
Yani X partisine oy veren kişi, haliyle X parti liderine de Cumhurbaşkanlığı için oy verir. Bu şekilde Cumhurbaşkanı yürütmedeyken, partisi de yasama meclisinin çoğunluğunu alır. Bu durumda Yasama ve Yürütme'nin birbirinden ayrı olduğunu söylemek mümkün mü ?
Yargı: Yüksek yargı organlarına üyeleri yürütme erki ve yasama meclisi seçer. Mesela Anayasa Mahkemesinin 17 üyesinin 14 üyesini Cumhurbaşkanı, 3 üyesini ise meclis seçecek. Bu diğer yargı organları için de geçerli. Kısacası yargı üyelerini X partisinin ağırlıklı olduğu meclis ile, X partisinin lideri olan Cumhurbaşkanı seçecek.
Anayasanın 9. maddesine 'bağımsız ve tarafsız yargı' yazdırmakla olmuyor o işler. Yasama-Yürütme-Yargı erklerini, bir parti liderine ve onun partisine teslim etmek demokrasi değildir. Buna tarih boyunca farklı isimler verilmiştir. Monarşi, Krallık, Padişahlık, Düklük, Mikado falan. Adını siz koyun.
kısaca başkanlık geliyor. mhp nin buna destek vermesi de ayrıca ilginç. zamanında başkanlık gelirse federal yönetim gelir ülkenin üniter yapısı bozulur kürtler özerklik alır, hdp ve akp anlaşıp başkanlığı getirecek diyordu şimdi kendi akp ye kendini ve beş para etmez ideolojisini satmış başkanlığı onaylıyor. o hain dediğiniz, satılmış dedikleriniz fikrinden taviz vermeyip hapse girerken siz satılık fikirlerinizle ülkeyi pay etmede rant savaşı veriyorsunuz.
düşmanın bile karakterli olacak aga, satılık olmayacak.
referandumdan en az yüzde 60 hayır çıkacaktır. insanları suçlamadan önce biraz sabredin ve güvenin. yeter ki herkes oy kullanmaya gitsin. ben başkanlık karşıtıyım diyen birinin oy kullanmaya gitmemesi kendisinin kolay kandırılabilen akepelilerden bir farkının olmadığını gösterir.
HSYK'nın 12 üyesinin yarısını cumhurbaşkanı belirleyecek.
Cumhurbaşkanının partisi ile ilişkisi kesilmeyecek.
Mahkemelerin bağımsız olması maddesine ek olarak tarafsız da eklenecek.
Teklif kendi içinde çelişiyor.
bunun dışında da gereksiz düzenlemeler var süresi dolan milletvekillerinin yeniden seçilebilmesi vs. gibi. benim oyum hayır.
rejimi değiştirmeye yönelik teklif. tek adamlığı meşrulaştırmak, hukuksuzlukları artırmak, yasama-yürütme-yargı erklerini tek elde toplamak, her şeyi bir adamın ağzından çıkacak olan sözlere bağlamak amaç. bugün buna destek verenler yarın kafasını taşlara çok vurur ama iş işten geçmiştir. 14 yılda sürekli olarak artan despotluk, otoriterlik, muhaliflere baskı, hukuksuzluk, adam kayırma, kutuplaştırma hepsi bu teklifle beraber artık ayyuka çıkacak. mhp denen silik parti zaten suça ortak ediliyor, hdp liler pkklı oldukları için içeride geriye muhalif pasif chp kalacak ve tayyip onları da elindeki yargı ve medya gücüyle tamamen pasifize edecek bundan sonraki süreçte.
bu teklif mhp den gelecek 5-10 fire haricinde referandum çoğunluğu olan 330 oya ulaşacaktır. akp içindeki amerikan güdümlü fetöcüler de evet diyecekler çünkü tayyipin tek adam olması türkiye yi daha çabuk bölünmeye götürür bunu biz bildiğimize göre amerikanın bilmiyor olması ihtimali yok onlar da tayyip diktatör olsun diye önüne ne engel çıksa kaldıracaklardır ta ki ülkede kutuplaşma silahlanmaya, iç savaşa evrilinceye dek. ondan sonra ver milletin eline silahı iç savaş çıkınca da suriye ve esada yaptıklarını tayyip e yapacaklar.
bu yasa meclisten 330 u bulup çıkarsa tek umut olarak halk kalıyor. ülkenin asıl en büyük sorunu ekonomi iken, ekonomi çok kötü sinyaller verirken bu referanduma evet demek patlamaya hazır el bombasının pimini çekmek demek.
bu teklifin ülkedeki güvensizlik ortamının daha da derinleşmesini sağlayacağını bu haftaki dolar kuru artışlarından gözlemleyeceksiniz. bu yasanın ülke iç güvenliğini tehdit ettiğini yabancı yatırımcının kaçmaya devam etmesinden anlayacaksınız. yapılması gereken hemen ülkede huzuru ve güveni sağlayacak olan birleştirici adımları atıp ekonomiyi patlamaktan kurtarmaktır, bu adamın kişisel egolarının tatmini için uğraşırsanız yarın bir gün çok büyük sıkıntılar hepimizi bekliyor.
ve son söz olarak soruyorum; zaten partisiyle ilişiğini kesmeyen, alenen anayasaya aykırı davranmasına rağmen hiçbir hukuki yaptırımla karşılaşmayan, fiili olarak rejimin değişmiş olduğunu söylemekten çekinmeyen, bu ülkede istediği gibi at koşturmakta olan tayyip neden başkanlık istiyor? neden illa tek adam olmak istiyor, her şeyin herkesin üzerinde olmak istiyor ve bunu yasalarla resmiyete dökmek istiyor? tamamiyle hırstan gözü dönmüşlük ve kişisel egoların tavan yapması. bir kişinin sikinin keyfine ülke her gün oradan oraya sürükleniyor ve gittikçe bataklığa saplanıyor. ne zaman göreceksiniz, ne zaman dur diyeceksiniz bütün bu olanlara? size hiçbir getirisi yokken, üstüne üstlük götürüleri bile varken nedir sizdeki bu iktidar sarhoşluğu, nedir bu şakşakçılık? uyanın kendinize gelin. geleceğinizi, bu ülkenin geleceğini, çocuklarımızın geleceğini karanlığa daha da batmadan kurtarın!
teklifi destekleyenler günümüzde moda olduğu ve herkesin yaftalandığı gibi sözde vatan haini değil harbi vatan haini olacaklardır, hem de tam manasıyla.
Bir kere getiriliş hali skandaldır. Boş kağıda imza atan bir de bunu güzel birşeymiş gibi sunan milletvekilleri var. Bence utanç örneği.
Bir kere sunulan sistem başkanlık sistemi bile değil, seçilmiş padişahlık.
-Aynı gün başkanlık ve milletvekili seçimi yürütme ve meclis çoğunluğunu %90 aynı partiden olmasını sağlar. Oysa ki bu seçimler farklı zamanlarda yapılmalıdır ki değişik dağılımlar birbirini dengelesin.
-Parti başkanı vekilleri yazacağı için yasama ve yürütme asla birbirinden bağımsız olmayacak. Önseçimi zorunlu yapan yasa değişikliği her sistemde şart.Ayrıca barajın kalkması gerekir çünkü hükümet kurulamama durumu yok.
-Başkanın kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi var ki bu durumda zaten kuvvetler ayrılığı kalmaz. Geçen ay gündeme gelen cinsel istismar düzenlemesi kararname ile çıkabilir.
-Yüksek yargının yarısını başkan atayacak ki bu da yargı bağımsızlığını yok eder. Yargı siyasetin erişemeyeceği yerde olursa bağımsız olur.
-Karşılıklı fesih yetkisi demek anketlere göre durduk yere seçime gitmek demektir. istiktar için getirileceği söylenen sistemde bu saçmalıktır.
-Başkanın reddettiği kanun 3/5 çoğunlukla ikinci kez gönderilmesi demek başkanın partisinin getirmediği hiç bir kanun çıkmaz demek. En az %50 oy alan başkanın çoğunluğu %40'ın altına inmesi imkansız gibi.
-Bu arada sistem birinci turda %40-50 oy alan partinin ikinci turda birinci olmasını öngörmüş ama birinci turda %40'ı hiçbir parti bulamazsa ikinci tur çatılar ve koalisyonlar gündeme gelir. 7 haziranda olduğu gibi Kürt milliyetçileri ile Türk milliyetçilerini aynı anda kafalamak mümkün olmayabilir.%60'lık bloğu taban kurabilir. Meral Akşener hamleleriyle bugünkü sistemi değiştirebilir.
Göz göre göre demokrasiyi ortadan kaldırmaktır.
Benim zamanımda liselerde vatandaşlık bilgisi dersi vardı.
ilk ögretilen şuydu:
Demokrasi kuvvetler ayrılığına dayanır. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden bağımsız olmazsa o rejime demokrasi denmez.
Bu anayasa bütün bu kuvvetleri cumhurbaşkanına bağlıyor. Buna diktatörlük denir.
başkanlık sistemi kuvvetlerin birbirinden keskin ve net bir şekilde birbirinden ayrilmasiyken yargıyı cumhurbaskanina baglamak bu sistemin özüne aykırıdır. böyle bir sistem türkiye icin intihardir. ak partililerinde erdogandan sonrasını dusunmesi gerekir. tamam erdoğana guveniniz tam fakat erdogan hep olmayacak ve gercekten cok kötü birinin eline bu yetkinin gectigini düşünün mantıklı hareket edin.
