Memlekette halamların evinde babamla soğuk bir odada izlemiştim. maçı sessiz izlediğimizi gören amcaoğlu böyle maç mı izlenir demişti. Volkan ayısı saçma sapan açılıp beşiğinden gol yemişti diye hatırlıyorum. Meğer şampiyonlar ligindeki son maçımızmış.
dışarıda kuzenlerle izlemeye gittiğimiz fenerin son şampiyonlar ligi maçı. kazansak uefa kupasına gidiyorduk fakat fenerbahçe donuk vasat bir oyun sergileyip 1-0 yenilmeyi başarmıştı.
eleme maçlarını saymazsak Fenerbahçe'nin oynadığı son şampiyonlar ligi maçı.
bu istatistik Galatasaray'da olsa medya anamizi sikmişti, 3 gune bir manşetten verilirdi rekor güncellendi Galatasaray 9 yil x gündür sampiyonlar ligine gidemiyor diye.
böyle bir medyamız var işte. gazına gelmemek lazım.
aziz yıldırım ve kurmayları fenerbahçeden el etek çeksin kampanyasını başlatma nedenlerinden biri olan maç. yıllardır aynı mavallar. birde aziz bey 11 yıldır aradığı teknik adamı bulmuş kendi ifadesi ile. çok arayıp bulduğun ancak bu kadar olur aziz yeter artık fenerbahçenin ve bizlerin aziz 'azizliğine' uğrattığın!
"siz uefa'da mücadele edin biz hak ettiğimiz yerde mücadele ediyoruz." "siz anca oralara layıksınız." gibi cümleler kuran fenerbahçe taraftarının, dün gece takımlarının uefa kupasına kalması için ne göt teri döktüğünü gördüğümüz karşılaşma. ha terler de işe yaramadı o ayrı.
bu sene iskence gibi gecen fb'nin avrupa kupasi maclarina bir son nokta koymus olmasi sebebiyle bir fb'li olarak beni sevindirmis mac. en azindan simdi 6-7 ay boyunca avrupa kupasi rezaleti yasamayacagiz. ohh be!
fenerbahçe kaptanı alex'in maçtan çıkarken yaşadığı rahatlık ve vurdumduymazlığın dakikaya, maça, skora, ilk devreye, şampiyonlar ligine, turkcell süper ligine ve son olarak takıma etki ettiğini düşündüğüm maç.
ulan sen kaptan olarak osurursan futbolcular sıçar!*
fenevbahçemizin ortaya koyduğu üstün futbol ile geçen seneki başarısının tesadüf olmadığını gösterdiği maç olmuştur. aziz yıldıvımın da dediği gibi tekrarlanamayan başarıların tesadüf olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. bu sene topladığı 2 puanla 1 puan toplayabilen basel ve steau bükreş gibi avrupa devlerini geride bırakarak 32 takımlı şampiyonlar liginde 30. olma başarısını gösteren fenevbahçemizi ülkemize kazandırdığı puanlar için tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Fenerbahçe'nin güzide futbolcularının omurgasız canlı türüne örnek gösterilmesi gerektiğini kanıtlayan müsabakadır.
yıldızı güiza, kalesi boş olan takıma 2 puan sahiden çoktur..
maldonado'nun kırmızı kart görerek tüm fenerbahçe taraftarlarını sevindirdiği maçtır. En azından geri pas atmaktan başka birşey daha yapabildiğini gördük. En azından ilk defa sinirlendi hırs yaptı da adama tekme attı. Öyle demeyin maldonado için olumlu gelişmeler bunlar. ayrıca bir dahaki avrupa kupası maçında da cezalı olması fenerbahçe için çok önemli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
clauido maldonado'nun kırmızı kart görerek gelecek sezon oynanacak olan ilk avrupa maçında cezalı olmasına sebep olan maç.. allah seni nasıl biliyosa öyle yapsın emi hakem!
efendim öncelikle sezon başından bi spoiler'le başlamak istiyorum güzide entry'me..
--spoiler--
geçen sezon avrupa'da elde edilen çeyrek finalin daha da ötesine gidebilecek bir takım kurulacaktır..
--spoiler--
havanın, sahanın ve yönetiminin ''azizliğine'' uğramıştır fenerbahçe taraftarları kurban bayramının üçüncü gününde.. elde dilen iki puan bile benim nazarımda başarıdır bu kadro ile..
spoiler'imizde de belirttiğimiz gibi gayet güzel kasideler ve methiyelerle uyutulmuştur fenerbahçe taraftarları.. zira fenerbahçe monarşi ile idare edilen bir klüptür.. kararlar ortak gibi görünür lakin işin aslı öyle değildir.. ve artık durum itibari ile ben mevcut yönetim ve başkanın miyadını doldurduğunu düşünmekteyim; tıpkı futbol takımındaki bazı oyuncu arkadaşlarımız gibi.. eyvallah.. harika bir stad, mükemmel tesisler yapmışlardır ama buraya kadardır.. yani en hayırlı iş kongrede aday olmamaktır.. şayet aday olunacaksa da bu yıl yapılan hatalar yapılmamalı, doğru müdahelelerle doğru ekip kurulmalıdır..
kimse kızmasın, alınmasın da.. bu ülkenin ekonomik olarak en güçlü ekibi fenerbahçe'dir.. yani bu gücüyle ülkesindeki başarılara ve koyulan hedeflere teker teker ulaşmalıdır.. elbette her daim kazanılamaz ama en azından tribünde oturan, televizyon başında tırnak yiyen adamlar tuttukları takımlarından mücadele bekler, savaş bekler, bekler de bekler..
en dipten en yükseğe gelen bir takım nasıl olur da kendisinden bütçe olarak onlarca kat daha küçük ekipler karşısında aciz duruma düşer, anlamak zor.. bu ekibi yaratan kimlerse sorumluluğun yani suçun büyüğü onlarındır.. (bkz: başkan ve yönetim kurulu)
sahadaki aciz ve sönük futbola gelecek olursak; -ki hiç konuşmak istemiyorum- ben sahada oynayan adamlara kızmıyorum.. daha doğrusu kızamıyorum.. şimdi hacettepe spor klübünün anfield road'da liverpool'u yenmesi ne kadar mümkünse bugünkü fenerbahçe'nin de bu gruptan çıkması o denli mümkündür.. ha denilebilir ki ''e kadro geçen senekine oranla aynı hemen hemen.. nasıl oldu da bu kadar düştü bu takım?'' geçen seneki takımın başında futbolcuların hakikaten çok sevdiği, sahiplendiği bi adam vardı.. bence teknik açıdan son derece yetersizdi ama öyle bi hava oluştu ki takımda -galatasaray'ın uefa zamanlarındaki gibi- kolej takımı gibi oldu fenerbahçe ve şampiyonlar liginde çeyrek final oynandı..
yapılan yanlış da bu ekibin demirbaşını yani hocasını göndermekle başladı.. onun yerine buz gibi, heyecanı kalmamış, disiplin manyağı, kaskatı, dünya s.kime minare g.tüme yaşayan bi adam geldi.. türklerle güney amerikalılar benzerler aslında.. iki millet de sevmez pek çalışmayı.. tembelliği severiz biz, çalışırken arazi olmayı, okul yerine play station'a kaçmayı.. güney amerikalılar da bunun gibi işte.. sevmiyo adamlar koşmayı, çalışmayı, disiplini, sertliği.. sen bu kadar yumuşak ve narin bi takımın başına böylesine disipline bi adam getirirsen sonuçlarına katlanırsın.. tıpkı bu akşam olduğu gibi..
claudio maldonado ve josico'nun yaptığı işi paf takımdaki çocuklar yapamıyorlarsa ben öyle altyapının te içine tüküreyim.. şu iki önliberoya verilen paraya gerçekten de çok yazık!
ben abim gibi severim gökhan gönül'ü.. ama bu akşam gördüm ki, çok üzülerek yazıyorum; oynaması gereken takım oftaş, fenerbahçe değil.. hele bir uğur boral var.. allah allah.. belki ağır kaçıcak ama o adam futbol oynuyorsa ben bizim mahalledeki çocuklara seslenmek istiyorum burdan: ''bırakın oğlum futbol okuluna gitmeyi! başka uğur boral'lar görmek istemiyorum ben!''
sahanın belki de en iyi ismi kendi kalesine çalışmasıyla meşhur olan edu dracena'ydı.. tek hatası yoktu.. volkan demirel'e kendi ismi altında değinicem zaten..
ve daniel gonzalez güiza.. 27 gol atmış la liga'da.. helal olsun be.. forvetsiz kalan real madrid, sene başında eto'o yu oynatmayacağım diyen barcelona salaktı çünkü transfer etmedi bu adamı.. çok biliyoruz anasını satayım bu futbolu çoook!
netice itibari ile kaybedilen bir avrupa macerası daha.. ne kadar alakalı oldu futbolla bilmiyorum ama fenerbahçe yönetiminden iyidir heralde kalemim ha sözlükçü?
Fenerbahçe teknik direktörü Aragones'in taktik hatalarıyla kaybettiği maçtır.
Maldonado gibi her an skoru değiştirebilecek bir yıldızı 60 dakika kulubede
oturtmanın mantığı nedir?
673 milyon fenerbahçe taraftarı'nı hüzne boğmaya kimsenin hakkı yoktur.
Çok soğuktu, üşüdük, saçmalamamız ondandır.
fenerbahçe istihbaratı ukrayna'da zor bir görevin peşine düşmüştür. 3 altın puanı alarak uefa'nın düzenlediği iki numaralı kupaya gidip kendi evlerinde kupayı kaldırmak istemekdedirler. fakat dinamo kiev isimli azılı haydutlarla çatışması gerekecektir !