istanbul ve istanbullunun bitmek bilmeyen çilesi... hayır lan metrobüs değil, trafik(zaten metrobüs dediğimiz şey bir sorun olmaktan çıkmış, rezalet olma yolunda emin adımlarla ilerliyor). *
ve bu trafik sorununa "türkün aklı" yaklaşımıyla üretilen "metrobüs" çözümü. çok tartışıldı, çok konuşuldu, yakınıldı, sövüldü(gaza geldim sövünüldü yazıyordum az kalsın) falan. ama şimdi size bu ulaşım aracında konforlu seyahat etmenin yollarından bahsedeceğim.
1) turnikelerin diğer tarafına kendinizi attığınız anda yan yan yürümeye başlayın. bu sayede en probleminden dolayı geçemeyeceğiniz insan vadilerinden zaman kazanmış olacaksınız.
2) gelen ilk araç gözünüze ne kadar boş görünse de binmeyip bir sonraki ve hatta mümkünse üçüncü aracı bekleyin. bu sayede duraktaki insan kalabalığının biraz erimesine imkân sağlayacak ve kapının hemen önünüzde açılması için gerekli geometri hesaplamalarını tamamlamak için gereken vakti kazanmış olacaksınız.
3) kadın yolcuların yoğunluğunun azaldığı noktalara doğru yönelin(en arkadaki kapı bunun için pek müsait). bu sayede metrobüste yakın çevrenizde birkaç saniyede bir saçlarını karacak ve bunu yaparken yüzünüze yüzünüze vuracak kevaşelerden kurtulmuş olacak ve aynı zamanda erkek yolcular, gene yakın çevrelerindeki kadın yolcuları rahatsız etmemek için şekilden şekle girip buna karşın hemen yakınında düdüklü tencere gibi tıs fıs, of pof modunda insana kendisini kötü hissettirecek ve psikolojik baskı oluşturacak(ben de rahatsızım amk senin leş gibi koltuk altı kokundan diye içten geçirip sinir kat sayısı da artmaz) detaylardan kurtulacaktır.
4) koltukların arasında kalan koridorda konuşlanmayın. böylece kapılara(kaçış ve havalandırma için) yakın olacaksınız ve her istasyonda açılan kapıdan "inmek" kararını aldığınız anda inebilecek, en kötü ihtimalle biraz temiz hava alabileceksiniz.
5) yanınızda kitap v.b. bir gereç bulundurun. metrobüse bindiğiniz anda kitabı okumasanız dahi açıp da tutun elinizde. bu sayede kendisine eş bulmak amacıyla metrobüse binmiş ve göz teması kurmak için kasap önündeki kedininki kadar ısrarcı bakışlarla size bakan püsüklerden kendinizi korumuş olacaksınız(telefondan sabahları haber sitelerine girmek akşamları da psp ile oynamak gayet kullanışlı bir yöntem kendi adıma).
6) içinizden sizi, bu kepazeliğe maruz bıraktığını düşündüğünüz kim varsa küfredin. bu sayede ayağınıza basan adamın basacak başka bir yer olmadığı ve ayakta durması gerektiği için ayağınıza bastığına kanaat getirerek katil olmaktan, en iyi ihtimalle ciddi bir dalaşmadan kurtulmuş olacaksınız.
7) ibnelere dikkat edin(bu erkekler içindir). metrobüsteki fort tehlikesinin nirvana yaptığı nokta budur. her ne kadar kadınlar çok yakınsa da bu fort hadiselerinden erkekler de çaktırmadan nasibini almıyor değil. hatta asıl büyük tehlike erkekler içindir. misal bir adam, bir kadını fortluyor olsa ve kadın da dönüp "ne yapıyorsun be adam" dese o metrobüste adamı dövecek, en iyi ihtimalle kadından uzaklaştıracak pek çok babayiğit çıkar. peki ama ibneler için çözüm var mı pratikte? düşünsenize metrobüste kaç kere bir erkeğin dönüp de diğerine "ne yapıyorsun be adam" dediğini duydunuz? böyle bir şey denmez ki arkadaş. o yüzden aman dikkat...
8) yanınızda "açıcı hava" olarak halk dilimize girmiş olan astım ilaçlarından bulundurun. astım hastası olmasanız dahi metrobüsler sağlıklı insanların nefesini kesmek için dahi yeterince havasız ortamlar oluyorlar.
9) eğer giyim kuşamınıza önem veriyorsanız yanınızda mutlaka bir yedek kıyafet bulundurun. bu sayede yanınızda oturan adamın salyasından tutun da, hemen arkanızda regl olan kadının pisliğine, orgazm olmuş amcanın kaygan yapışkanlığına... aklınıza gelebilecek pek çok istenmeyen durumda hayat kurtarır.
10) kendinize yaratıcı çözümler geliştirin. yukarıda saydıklarımızı yapamıyorsanız eğer ufak(ve mümkünse katlanabilir) bir kutu ayarlayıp metrobüsün orta kapısının karşısındaki alana konuşlandırıp, yolcular arasında paketin bomba olabileceği söylentisini önden arkaya yayın. arka tarafta boşalan koltuklara konuşlanın.
oturan bir yolcuya ilk durduğunuz istasyonda metrobüsün arızalandığını söyleyin kalkınca seri bir şekilde yerine oturun.
o da olmazsa şehrin yabancısı olduğunu anladığınız ve oturan konumdaki bir yolcuya yanaşıp ilk istasyonda "burası son durak, aktarma yapmanız gerek" diyerek konforun tadını çıkarın.
