1 Mayis hükümet tarafindan resmi tatil olarak ilan edildi. Bu bazilarina iyi haber olarak gelebilir, fakat bunun altinda yatan gercegi iyi kavramak lazim.
Fundementalist bir partinin 1 Mayis'i tatil günü yapmasinin nedeni tamamiylen bu günün önemini insanlarin gözünde düsürmektir. 1 Mayis'in bahar senligi olarak kutlanmasini saglamak istiyorlar. Halbuki 1 Mayis iscilerin, emekcilerin ulusarasi dayanisma ve mücadele günüdür. Kapitalizme, emperyalizme, fasizme karsi yoldaslarin kol kola, omuz omuza mücadele ettigi gündür. Bu önemli günü bahar bayrami senligi olarak kutlamaya calisanlarin hedefi, ülkedeki bilincli yoldaslari sinrdimek istemeklerinden kaynaklanir.
2.Enternasyonal'de gectigi gibi, 1 Mayis iscilerin burjuvaziye ve sömürgeye karsi mücadele günüdür.
Bu günün anlamini yok etmek isteyenlere, 1 Mayis'ta tepkimizi gösterelim. Ülkede koyun insan yaratmak isteyenlere karsi, gencleri apolitize edenlere karsi yumrugumuzu indirelim.
meclis tarafından komik bir biçimde "emek ve dayanışma günü" adıyla resmi tatil ilan edilmesi beklenen, dünya işçilerinin büyük bayramı.
bu güzel bahar günü canım ülkemde her ne hikmetse her fırsatta teröristlerce provake edildiğinden ve dahi imanlı türk milleti'nin her emekçi hareketi gomünüzm zannetmesinden (gomünüzm = allahsızlık) dolayı hep fena anılarla ve makus beklentilerle geçiştirilmiştir. geçmişe bakıldığında 1 mayıs'larda topu katliamlar, polis dayakları ve şanlı taksim müdafaa'ları gözlerimiz önüne serilmektedir. sol'un, ülkemizde, dünyanın hiç bir ülkesinde olmadığı kadar bölünmüşlüğü ve birbirine düşmanlığı da elbette bu "tarih"in meydana gelmesinde mühim bir paya sahiptir.
neyse, buradan yine meclisimizin "emek ve dayanışma günü" ne gelmek istiyorum. büyük bir titizlikle "işçi bayramı" tamlamasından imtina eden "sağcı" meclisimiz ve hükümet büyük bir rezalete daha imza atmak üzeredir.
bu rezalete sesini çıkarmadan aval aval bakan anamuhalefetimiz aynı anda rezilliğin bir parçasıdır.
ramazan ayı'nın sonunda üç gün boyunca müslümanlarca kutlanan ve resmi tatil olan bayrama bir kısım halkın "şeker bayramı" adını takmasına fena halde bozulan ve meşhur özgün hitabet sanatıyla buna tepki gösteren iktidarın başı, benzer bir çelişkiyi hem de kendi diliyle 1 mayıs'a "işçi bayramı" yerine anlamsız bir biçimde "emek ve dayanışma günü" diyerekten ortaya koymuştur.
neden korkuyorsunuz? merak etmeyiniz emperyalistlerle aynı kaba osura osura ülkede komünist filan bırakmadınız, bin parça sözde sol var o da birbirini yemekten ve teröristlere destek çıkmaktan başka bir işle meşgul değil zaten, yani demem o ki 1 mayıs'ı işçi bayramı adıyla tatil ilan ederseniz ülkede komünist ihtilali filan kopmaz, işçiler birleşip burjuvaziyi boğazlamaz. bu ülkede işçi sınıfının (o da varsa) yapacağı tek eylem 1 mayıs'ta taksim'e çıkma hareketidir. bilirsiniz ki o konuda çok başarılı kahraman taksim müdaafileri bu halkın bağrında dün de mevcuttu, bugün de mevcut yarın da mevcut olacaktır! boş korkulara kapılarak kelime oyunlarıyla zorlamalara girmeyiniz.
ramazan bayramı'na şeker bayramı demek günah,
işçi bayramı dememek ise sevapsa bu ülkede 1 mayıs'a,
2008 1 mayısında herkesin farklı bir şekilde anlamdırdığını farkettiğim özel bir gündür. dersanede biraz şirinlik yapmak, biraz dersane öğretmenliklerine "siz de emekçisiniz biz bunu seviyoruz" mesajı vermek isteyen bi arkadaşım derse gelen her öğretmene "işçi bayramınız kutlu olsun hocam" diyodu. tabi biyolojiciden "aslında patronlar da işçi aslında 1 mayıslar hepimizin" gibi bir cevap bütün sınıfı kırıp geçirmişti. *
devletin polis eli ile provoke ettiği gün. en son hastahane aciline gaz bombası atmaya kadar gözler dönmüştü. iran gibi bir ülke de bile resmi tatil olan bu gün bizde sabotaj bayramı olarak kutlanır.
işçi haklarının aranmayıp provokatif faaliyetlerde bulunmak üzere sokağa dökülenlerin -ki bunların tamamına yakını işçi değildir ve alayı türkiye nin bölünmez bütünlüğü adına tehlike arz etmektedir- kaldırım söküp çevreye zarar vermek için sözleştikleri gün.
Türkiye gibi bir ülkede polis engeli ile karşılaşılan işçi Bayramıdır.insan haklarının olmadığı bir yerde ,işçinin hakkından bahsetmek ne mümkün hele alanlara çıkacaklarsa, amaaannn tehlikee!
bazı polislerimizin görevlerini unutup "adam dövme günü", "stres atma günü" olarak nitelendirdiği gündür.
"bugün taksimde daha fazla kalsaydık, daha çok adam döverdik." dedikleri gündür ayrıca. **
1 mayıs.. doğum günüm.. aslında sosyalist bi insan değilimdir.kendi ideolojik görüşümü de savunmaya gerek bile duymuyorum zaten bu ortamda. fakat insan herşeyi görmeli yaşamalı ve bişeyler çıkarmalıdır.bu deneyimlerimden birisi de 1 mayısta insanları gözlemlemekti.
dershaneden çıkıp izmir fuarının montrö kapısında bekliyorum.insanlar emeklerinin bayramını kutluyor.haklılar aslında bi yandan derin düşününce.neyse insanları izlemeye devam ediyorum.liseli genç kızlar görüyorum.suratında kocaman tiki gözlükleri, converse ayakkabılar, ellerinde deniz gezmiş fotorafları,ağızlarında mahalle karısı gibi çiğnedikleri sakızları vs vs..
birisi elinde ufak deniz gezmiş broşürlerini havaya fırlatıp yerlere saçıyor, diğeri ise onun arkasından yürüyüp o fotorafları çiğniyor..
acaba böyle iyi bir düşünüre sorsaydım "gel doğum günümde meydanlara gidelim insanları izleyelim" deseydim o da kabul etseydi ve bu manzarayı görseydi ne düşünürdü..
asli özbek türkü olan, 1940 larda yaşamış, dönemin en ateşli bağımsızlık ve "şarkı türkistan islam cmhuriyeti" fikrinin eş lideri Fetheddin Mahsum'un doğu türkistan'ın hoten meydanın da binlerce türkün gözü önünde kurşuna dizilmesinin günü.
--makaleden alıntı--
Onu meydana getiren Çinli askerleri sık sık Fetheddin Mahsum'un başını zorla öne eğdirdiyse de başından Çin askerlerinin darbesi kalkınca gene başını dik tutuyordu. Fetheddin Mahsum meydana gelirken, onu gören halk Fetheddin Mahsum'u dudağını ısırarak yürür gibi gördü. Fetheddin Mahsum'un şahadetinden 33 yıl geçtikten sonra bu makaleyi yazarken Çin cellatlarının Fetheddin Mahsum'undilini telle dudağına bağlamış olduğunu öğrenmiş oldum.
Söylendiğine göre Fetheddin Mahsum'un halkın önünde herhangi bir şey söylemesini ve slogan atmasını önlemek için bu çareye başvurmuşlar. Çünkü, Fetheddin Mahsum, o geceki sorgulama sırasında durmadan "Allahü Ekber", "Yaşasın Şarki Türkistan" ve "Kahrolsun Zalim Çinliler" diye bağırmış.
Fetheddin Mahsum'un 35 senelik ömrü çeşitli zorluk ve işkencelerle geçti. Babası Stalinci Sın Si şey tarafından öldürüldü. Fetheddin Mahsum'un çocukluğu, gençliği hep yoksulluklar içinde geçti, ömrünün büyük bir kısmı milliyetçi Çin ve Kızıl Çinli'lerin zindanlarında geçti.
Doğu Türkistan halkının aydın ve vatanperver oğlu, Özbek yiğidi Fetheddin Mahsum milletimizin kalbinde ebediyen yaşayacaktır.
Türkiye de, kriz önleme yönetimindeki zaafını bir kez daha ortaya koydu.
Sağduyu; öldü.
Bugün bize, yeni baskılara meydan vermeyecek, ama meydanları vermeyen baskıcılara da meydan okuyacak bir solduyu; lazım.
diye dusunduren bir gundu 1 Mayis 2008 tarihi, devletin gucunu gostermek gibi bir amaci vardi , kendi halkina bu kadar kin dolu nefret dolu bir ulke yoneticileri. . . .
halk yalniz oldugunu anlamistir sanirim ki ileride bir savas oldugunda yine savasa gidecek olan insanlar ve ulkeyi kalkindiricak insanlar ve ! mayis gunu, iscinin emekcinin gunu, bomba gazlari ve darp larla ezilen insanlarla ayni kisiler.
yasaklarin sehri istanbul!
insanlarin hergecen gun zarar verdigi istanbul, herseye sahit olan istanbul, bir suru dis ulkenin gozu uzerinde olan istanbul.... bir anlatsa bir konussa ...
