gaz rezaletine bir son verin derken "hadi bitti gari" diyerek taksim meydanı boşaltılmak istenen gündür.
oysa ki 31 yıl sonra taksi' de olmak çok anlamlı.
the marmaradan açılan pankart kesildi ama cevabı hala istiyoruz.
1977'de ateş açanlar bulunsun!
banka camlarını ve bankamatikleri tekmeleyenleri ve taşlayanlara sinir oldum.
ulan insan oğlu hayvan, o bugün camlarını kırdığın, bankamatiklerini tahrip ettiğin bankalara yarın birgün ihtiyacın olacak,işlemlerini o bankalarda yapacaksın, paranı o bankamatikten çekeceksin.
12 eylül zihniyetinin ürünü olan bir anayasa ile yönetilen ülkede polisin yine insanları engellemeye çalıştığı, şiddet kullanmak için bahane aradığı işçinin, emekçinin, halkın bayramı...
12 eylül kıyımının türk sendikacılığı üzerinde yarattığı tahribatın ardından hala işçileri, emekçileri kucaklamaktan çok uzak konumda olan sendikalarımızın durup düşünmesi gereken durumdur. 80 öncesi 100 binlerle ifade edilen disk üye sayısı bugün ne alemdedir bilmem bilir misiniz? türk-iş nasıl bir sendikacılık anlayışının ürünüdür bir fikriniz var mı? bölünmüş, ehlileştirilmiş iş gücü talebi sanırım artık anlamını bulmuştur. sendikal hareketimizin kendisini yeniden organize etmesinin elzemliği meydanlardaki bin kişilik topluluktan bellidir. türk-iş, disk, hak-iş, kesk bugün yüzbinlerle inseydi meydanlara istanbul derebeylerinin halini görürdük o vakit.
polisin insanları bir meydanda toplamak yerine, "güvenlik" gerekçesiyle meydanın girişlerini kapattığı, bu nedenle de ufak ufa grupların pek çok farklı yerde toplanıp polisle karşı karşıya geldiği gündür. E be kardeşim bak adamlar cihangirde dükkanlara dalmış, sen hala taksimi "koruyorsun". Herkes taksimde toplansa, sen de orada olsan böyle bir şey olur muydu? olmazdı. Ama tabi senin niyetin göstericileri, milletin malını korumak değil, taksimi sol'a açmamak...
işçi değil memur bayramıdır. işçiler yine eşşek gibi çalışır (çalışmayanları da genelde polis döver) ama memurlar evlerinde keyif yapar. yani sanıldığı gibi işçi değil (yine) memur bayramıdır. *
işin sağı solu bir tarafa, çok da fazla büyük olmayan bir meydan ve anıtı "korumak" için sayısı otuz bin civarında telafuz edilen polisin bir semte yığılmasının gerçekten komik durduğu gün. dünya üzerinde taşıdığı ve ifade ettiği anlamların aksine ülkemizde çok dar bir çerçevede yaşanması ne yazık ki üzüntü vericidir. ülkenin her tarafından uçaklarla dahi polisler istanbul'a taşınıyor. aynı şekilde bazı insanlar da ülkenin her tarafından istanbul'a geliyor. her sene aynı insanlar, aynı çatışmalar yaşanıyor. polis kaskını, gaz maskesini takıyor; diğerleri de yüzlerini kapatıyor. muhtemelen yayın arasında "iyi iş yaptık bugün hacı" diye ellerini sıvazlayan televizyonculara gün boyu, hatta birkaç gün boyu yetecek kadar malzeme çıkıyor. 75 milyonluk, uçsuz bucaksız türkiye'nin "1 mayıs"'ının afbuyurun kıçım kadar taksim meydanına indirgenmiş olması ne kadar garip, ne kadar saçma...
beceriksiz türk polisi betimlememi bana yedirecek olan gösteri günüdür. çünkü türk polisi kendi halkına karşı, suçsuzlar ve mazlumlara karşı gayet becerikli bir şekilde şiddet eylemlerini gerçekleştirmektedir. an itibarı ile ilk kanı dökmüşlerdir. polis, halkın özgürlük ifadelerini kısıtlamak ve baskı kurmak konusundaki becerisini büyük bir iştahla sergilemektedir.
sinir bozan gün. hayır o değil demek istediğim. herkes tatil yaparken çalışmak zorunda kalırsın, ve de bu bedavaya gelir. aptal gibi bakarsın. sinirin bozulur.
Türkiye özelinde, makul çoğunluk denen grubun bu barikatları nasıl aşacağının merak edildiği gündür.
Ayrıca, taksim civarındaki her küçük sokağı tutabilen, binlerce gaz bombasıyla personelini donatan ve 27,000 polisi oraya yığabilen istanbul emniyeti, tek bir kişiyi bile taksime sokmayabilecek kadar kudretli iken, taksimdeki olası geniş çaplı bir mitingde güvenliği sağlamaktan aciz olduğuna bizi ikna etmeye çalışmaktadır.
bu sene resmi tatil olmasından ötürü, bugün evde ayaklarımı uzatıp, meydanlardan canlı yayın yapan tv'lerde "kim hangi meydanda imiş", "kim ne diye bağırmış"," kim kimle kavga etmiş", "polis ne yapmış", "kim ne demiş", "kim ne slogan atmış", vs. hepsini izleyecem.
haaa bir de şöyle bir durum var;
(bkz: cuma namazından çıkanlar ile miting meydanlarındakilerin kavga etme ihtimali) **
iscilerin, emekcilerin mücadele günüdür bugün. Bugünü " bahar bayrami " olarak asilime
edenlere inat, yasasin 1 Mayis !
1 Mayis iscilerin, emekcilerin ulusarasi dayanisma ve mücadele günüdür. Kapitalizme, emperyalizme,
fasizme karsi yoldaslarin kol kola, omuz omuza mücadele ettigi gündür. Bu önemli günü
bahar bayrami senligi olarak kutlamaya calisanlarin hedefi, ülkedeki bilincli yoldaslari
sinrdimek istemeklerinden kaynaklanir. 1 Mayis'ta polislerlerin darbelerine maruz kalan,
yoldaslar isimlendirilip ( Terörist ) iskenceden gecilip, hapse atilmistir.
Ama unuttuklari birsey vardir. Fasistlerin devrimci mücadeleyi sindirme politikalari asla
gerceklesmeyecektir. 1 sehit veriririz, 1000 nefer ile omuz omuza mücadele ederiz.
1 Mayis 1977 katliaminda yoldaslarimizi öldüren fasistlerin cezalandirilmadiklarini hatta
ödüllendirildiklerini biliyoruz. Bu yüzdendir ki hala 1 Mayis'ta sehitlerimizi anmak icin
Taksim'e girmemize engel olur bu cuntaci zihniyeti. 1 Mayis katliamini bile anmamiza karsi
cikiyorlar, bunun üzerini örtmeye calisiyorlar. Karsi cikanlari ise sindirmeye calisiyorlar.
BU bile dikta rejiminde oldugumuzun bir göstergesidir. Fikir özgürlügüne karsi cikan,
demokrasiyi amac degil arac olarak gören, isci ve emekci halkini sömüren, insanlari asilime
edip, kültür yozlasmasi icerisine iten ve bu haksizliga karsi cikanlari iskenceden geciren
bir rejimdir.
Halbuki bu rejim karsisindaki mücadelemiz devrimi gerceklestirene dek devam edecektir.
Bizim hedefimiz yine Taksim'dir. Bunun mücadelesini verecegiz bu baski devam ettigi sürece.
Bizim mücadelemiz esitsizlige, isci sinifinin, emekcinin, köylünün sömürülmesine,
yobazliga, dini siyasete alet edenlere hatta dini ülke meselerinin üzerinde tutanlara,
fasistleredir. Herkesin esit haklara sahip olabilmesi icin, tam bagimsiz bir ülke icin,
insanlarin sömürülmedigi, emek haklarinin cignenmedigi, fasizmin olmadigi bir ülke de
yasamak icin mücadele ediyoruz ve bu mücadelemizin sonucunu alacagiz.
Bugün, yeniden 1 Mayis alanlarindayiz.
Bugün, ellerimizde esitlik, özgürlük ve adalet isteyen bayraklarimiz var.
Bugün sesimize ses katma, yüreklerimizi yüreklerimizle birlestirme zamani.
Bugün, neoliberal politikalara ve onlarin yaraticilarina daha güçlü karsi durma zamani.
Bugün, gericilige ve irkçiliga karsi daha fazla dik durma zamani.
Bugün, dünyadaki kardeslerimizle birlikte bize dayatilan açligi, yoksullugu,
sömürüyü, savasi, gözyasini ve aciyi yenmek için, kendi yasamimizi ve gelecegimizi savunmak
için, mücadele bayragini daha da yükseltme zamani.