işçinin ve emekçinin bayramıdır. birçok yerden katılım mevcuttur. şüphesiz ki en büyük kutlama türkiye'de yine taksim'de yapıldı. ben beşiktaştan yürüdüm. inanılmaz bir kalabalık vardı. güzel ve olaysız geçti. eğlenceliydi. esasında ne desem bilemedim. ama geçen senekine göre çok daha iyiydi, daha çok kalabalık vardı. ayrıca tkp neredeydi diyenleredir sözüm, en büyük kortej tkp'nindi kesinlikle. nereye baksam tkp bayrağı gördüm.
Sessiz sedasız yapılan elektrik ve doğalgaz zamlarını hırsızlık olarak görüyorsan, "al zammını başına çal" diyebilmeli, yeni zamları engellemek için sesini yükseltmelisin...
Suriye'den getirilen silahlı çetelere, Libya'yı kana boyayan paralı askerlere her tür hizmet götürülürken, Vanlı depremzedelere -20 derecede bir çadır bile çok görülmesini hazmedemiyorsan, "hesap vereceksiniz" diye haykırmalı ve gerçekten de hesap sormalısın...
işsiz bir vatandaşla "hadi takla at bakalım" diye eğlenen birinin içişleri bakanı koltuğunda oturduğu bir ülkede yaşamak onurunu kırıyorsa öfkeni açığa çıkarmalısın...
Önlem alınmadığı, işgüvenliğine bütçe ayrılmadığı, patronların ve hükümetin gözünü daha fazla kâr hırsı bürüdüğü için her gün çalışırken yaşamını yitiren emekçilerin "kaza" ya da "kader" kurbanı olarak gösterilmesine tahammül edemiyor, bu cinayetleri durdurmak gerektiğini düşünüyorsan, katillerin yakasına yapışmalısın...
"Ben çocuğumu 5 yaşında okula nasıl gönderirim" diye tasalanıyor, bir çare bulmaya çalışıyorsan öncelikle "kabul etmiyorum" demeli, gerici 4+4+4 yasasının bir an önce çöpe atılması için yürütülen mücadelenin parçası olmalısın...
Borçlu yaşamak, borcu borçla kapatmak yaşama isteğini azalttıysa, en temel insani gereksinimleri alınır-satılır hale getiren bu düzeni kanıksamaktan vazgeçmeli ve borçsuz, faturasız bir yaşamın hayal olmadığını bilerek hareket etmelisin...
işsiz kaldıysan, iş bulma ümidini yitirdiysen, iş aramak kadar hakkını da aramak durumunda olduğunu unutmamalı, işsizliğin bu düzen tarafından işçi sınıfını köleleştirmek için kullanıldığını bilerek, "çalışma temel bir haktır" diyebilmelisin...
Hastaneye gittiğinde her defasında daha fazla ücret ödemekten, doktorun ise 3 dakikada seni başından savmasından rahatsızsan, hıncını veznedeki çalışandan, yarış atına döndürülen hekimden çıkarmak yerine, "sağlıkta devrim yaptık" diyen tüccar hükümete kafa tutmalısın...
insanları uydurulmuş kanıtlarla tutuklayan, hükümete karşı her tür eleştiriyi ağır cezalarla tehdit eden yargı sistemi seni rahatsız ediyorsa, bir an önce gereğini yapmalı, haksız yere tutuklananlara insanlık borcun olduğunu bilerek "adalet" talep etmelisin...
"Ben bu harçları nasıl ödeyeceğim" diye dertlenen öğrencilerdensen, yıllardır "parasız, bilimsel eğitim" mücadelesi veren komünist öğrencilere daha fazla kulak kabartmalı, onlarla temas etmeli, onlarla birlikte "eğitim ticaret konusu olamaz" demelisin...
Kadının aşağılanması, taciz edilmesi, eve kapatılmak istenmesi seni isyan ettiriyorsa, kadına yer olmayan AKP düzeninin gerici zihniyetini kadına dönük büyük bir saldırı olarak algılıyorsan, ayağa kalkmalı ve "ben kendimi ezdirmem, yobaza boyun eğmem" diye haykırmalısın...
Mazot parasını bile karşılamıyorsa emeğin, ürettikçe zarar ediyorum noktasına gelmişsen, kredi borçların nefesini kesiyorsa, köyün HES'lerle, altıncı şirketlerle, balık çiftlikleriyle tehdit ediliyorsa, "iyi olur inşallah" demekten daha fazlasını yapabilir, "yetti gayri" diyebilirsin...
Ülkeyi ortaçağ karanlığına götüren, yaşamın her alanını dinselleştiren, Aleviler üzerinde büyük baskı kuran, haremlik-selamlık hazırlıklarına başlayan siyasi iktidar seni ülkeden soğutmuşsa, "nerelere gidelim" diye düşünmeye başlamışsan, bir yere gitmeyi kafandan atmalı, memleketine sahip çıkmalı, bu gerici güruhun sanıldığı kadar güçlü olmadığını bilerek sesini yükseltmelisin...
BUNLARı YAPMALısıN, ÇÜNKÜ SEN HALKSıN!
PADiŞAH BOZUNTUSUNA MÜCADELE EDEN iŞÇiNiN BAYRAMI 1 MAYıS'TA "BU HALK SANA BOYUN EĞMEZ" DEMEK iÇiN PARTi SAFLARINA...
bir işçi olarak katıldığım ve akabinde işime geri dönerek (an itibari ile) durumu değerlendirdiğim eylemimiz.
patron izin vermedi/vermiyor diyenleri anlıyorum aynını yaşadım ama izin verilmez alınır. o patronların biz işçilere ne kadar muhtaç olduğunu bilmek işçiyi daha da güçlü kılıyor. eğer biz işçiler patronun "senin yerine çalışmaya hazır onlarcası dışarda bekliyor" sözüne karşı dik durabiliyorsak sorunun büyük kısmı çözülmüş olacaktır.
biliyorum ki asgari ücretle evini geçindirmeye çalışanlar için bu riske girmek çok zordur. ama birgün mutlaka tüm işçi sınıfı haklarını kazanacak ve o zaman 1 mayıslar bayram olarak kutlanacaktır. o bayram günlerinde tüm sınıf bir arada patronların, sermayedarların, devlet erkanının, polisin ... tehditlerini ellerinin tersi ile itecek olması gereken yerde olacaktır.
türkiye işçi sınıfının yine marşlarıyla, türküleriyle, devrim ve sosyalizm isteyen sloganlarıyla meydanları dolduracağı gündür.
sözlüğün ilerici okur ve yazarları türkiye komünist partisi'nin ülkenin farklı bölgelerinde kitlesel olarak kutlayacağı 1 mayıs'lar için, saflara beklenir...
