Görevi değişmeyenler
Cemil Çiçek - Başbakan Yardımcısı
Mehmet Aydın - Devlet Bakanı
Egemen Bağış - Devlet Bakanı
Vecdi Gönül - Savunma Bakanı
Beşir Atalay - içişleri Bakanı
Recep Akdağ - Sağlık Bakanı
Binali Yıldırım - Ulaştırma Bakanı
Mehdi Eker - Tarım ve Köyişleri Bakanı
Ertuğrul Günay - Turizm ve Kültür Bakanı
Veysel Eroğlu - Çevre ve Orman Bakanı
Görevi Değişenler
Hayati Yazıcı - Başbakan Yardımcısı'ydı Devlet Bakanı oldu
Nimet Çubukçu - Devlet Bakanı'ydı Milli Eğitim Bakanı oldu
Mehmet Şimşek - Devlet Bakanı'ydı Maliye Bakanı oldu
Ali Babacan - Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı
Faruk Nafiz Özak - Bayındırlık ve iskan Bakanı'ydı Devlet Bakanı oldu
Mehmet Zafer Çağlayan - Devlet Bakanı
Faruk Çelik - Çalışma ve Güvenlik Bakanı'ydı Devlet Bakanı oldu
Gidenler
Nazım Ekren - Başbakan Yardımcısıydı
Murat Başesgioğlu - Devlet Bakanı
Kürşad Tüzmen - Devlet Bakanı
Sayid Yazıcıoğlu - Devlet Bakanı
Mehmet Ali Şahin - Adalet Bakanı
Kemal Unakıtan - MaliyeBakanı
Hüseyin Çelik - Milli Eğitim Bakanı
Hilmi Güler - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Gelenler
Bülent Arınç - Başbakan Yardımcısı oldu
Cevdet Yılmaz - Devlet Bakanı oldu
Sadullah Ergin - Adalet Bakanı oldu
Selma Aliye Kavaf - Devlet Bakanı oldu
Mustafa Demir - Bayındırlık ve iskan Bakanı
Ömer Dinçer - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Ahmet Davudoğlu - Dışişleri Bakanı
Taner Yıldız - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Nihat Ergün - Sanayi ve Ticaret Bakanı
Bülent Arınç'ın partide ikinci adam görevine gelmesi ve diğer değişen bakanlıklar içinde daha çok Milli Görüş temeli olan kişilerin seçilmesi Recep Tayyip Erdoğan'ın Milli Görüş'e doğru bir çekilme içinde olduğunu düşündürten değişikliktir. Bazı bakanların 29 Mart seçimlerinde RTE'nin beklediği oyun çok altında kalması da koltuklarını kaybetmelerine neden olmuştur. Adalet Bakanı'nın değişmesi de bu örnek olabilir. Gerçi başka bir ülkede olsa çoktan istifa edebilecek olaylara bakanlık yapmış Sayın Mehmet Ali Şahin'in Denizfeneri gibi kritik konularda partisini korumak için kendi kariyerini ve inandırıcılığını tehlikeye attığına hepimiz şahit olduk. Tüm bunlarla birlikte RTE'nin bu manevrası bir dengeleme hareketi olarak ta değerlendirilebilri. Şöyle ki, AKP'nin kuruluşu ile birlikte, kendisini Saadet Partisi ve siyasal islam kökenli diğer partilerle özdeşleştirmek istemeyen "Fethullah Gülen Cemaati" bütün gücüyle AKP'nin içinde ve yanında oldu. Bu cemaat, özellikle yayıncılık alanında gösterdiği ilerlemelerle ne neredeyse kayıtsız şartsız erdoğan'ın yanında yer almakla, giderek AKP'nin içinde ve Erdoğan'ın üzerinde daha etkin hale geldi. Bu son değişiklikle Erdoğan Fethullah'ın yakın olduğu isimlerin yerine Saadet partisi ve Milli görüş'ün yakın olduğu isimleri getirerek hem yeni bir denge oluşturdu hem de Saadet Partisi'nin gelecek seçimlerde ciddi bir tehdit olduğunu bir anlamda kabul etti.
RTE'nin bu "milli görüş" e dönüş atağına uygun bir dengeleme manevrası olarak görülüp Fethullah Gülen cemaatinden bir tepki gelmeyebilir; ama kendilerinin itildiğini düşünüp bir tepki de gelebilir. Belki de kapalı kapılar ardında Milli Görüşçüler ile Fethullaj Gülen cemaati ile çoktan bir çatışma başlamış olabilir, bunu zaman gösterecek.
Her ne kadar başbakanımızın ideolojisini beğenmesem de Fethullah Gülen cemaatine karşı bu manevrasını saygı ile karşılıyorum. Siz emek verecek bir parti kuracaksınız, onu Türk halkına öyle ya da böyle benimseteceksiniz sonra birileri size sanki bunu emanet etmiş gibi sahiplenecek. Guguk kuşları başka kuşların yuvalarına yumurta bırakıp o kuşların çıkan guguk kuşu civcivine ana babalık yapmalarını sağlarlar. Guguk kuşu civcivi yumurtadan çıktıktan sonra içgüdüsel olarak evsahibi civcivleri yuvadan atarak gelen yiyeceklerin bölünmesine olanak vermez. Zavallı kuşlar da durumu fark etmeyip günlerce bu kuşu besleme uğruna telef olurlar. Ama anlaşılan bu sefer guguk kuşu sobelendi.
(okay gönensin'in yazısından alıntılar yapılmıştır.03.05.09, Vatan)