1 mayısta evinde olanların sözü.
ben de
evimdeydim.
tıpkı evinde olan binlerce işci gibi.
evimdeydim,
tıpkı evinde olan milyonlarca memur gibi.
evinde olamayan doktorların yerine evimdeydim,
mesaiye kalan çalışanlar için, işportacılar için,
tatil yapamayan
sokak satıcıları için evimdeydim.
taksim efnafı için evimdeydim, dükkanlarına zarar vermeyeceğimi biliyorlardı,
lakin, zarar verenlerle yan yana yürümek istemedim açıkcası.
açıkcası,
ne yaptıklarını bilmeyen, yapmak istediklerini bilmeyen, yapacaklarını kestiremeyen,
fikirlerini tam olarak özümseyememiş, ülkesini daha tanıyamamış insanlarla yan yana yürümek
bana çok uzak geliyor.
en azından provakatif faliyetlerin gerçekleştirilebileceği bir ortama uzak olmam gerekli.
ben evimdeydim 1 mayıs tatili boyunca,
tatil diyorum ve altını çiziyorum. herkes gibi evimdeydim,
esnaflar gibi, vatandaşlar gibi.
görev başında olan polisler gibi değil ama, onlar için 1 mayıs tatil değil.
çünkü, şenlik kisvesi altına gizlenmiş militanlarla mücade etmeliler.
vatandaşın malını korumalılar.
bireysel fakat toplu bir orgazm alanı olan taksimden bir süre uzak durmalıyım,
o kokmuş akılların boşaldığı meydan, kesinlikle midemi bulandıracaktır.
meydanlar savaşlar için, ara sokaklar militanlar için vardır.
kitleyle hareket edenler, birey olarak işe yaramayan yarım akıllı insanlardır.
fikirleri ham, düşünceleri haram olan insanlar,
görev ve onur adına kendilerinden geçerek, öfkelerini besler ve içlerindeki kini akıtırlar.
1 mayıs günü, film izledim, nette takıldım, su içtim.
ve orgazm olmak adına kendimi yormadım.
1 mayıs 2009'u evinde geçirmeyi tercih etmiş kişi söylemidir. ben de evimdeydim evet. proletarya adına sabah geç saate kadar uyudum, sonra kalkıp bilgisayar oynadım.
herhangi biri için değil sadece bireyin kendi keyfi için yapacağı bir eylemdir.
"Eğitim ve ahlak söz konusu olduğunda durum daha da vahimdir. Kapitalizm, insanın toplumsal bir varlık olma özelliğini tahrip ederek, insanı başkalaştırmakta ve apayrı bir varlığa dönüştürmektedir. Bunun ahlaki gerekçesi ise, son yıllarda bizde de çok moda olan, birey olmak, bireyselleşmek, bireyin özgürleşmesi, bireyin dünyasının dokunulmazlığı gibi kavramlarla ifade ediliyor. Öyle ki, kapitalizmin üretim çarkında, üretimin toplumsallığı sonucu gelişen kolektif bilinç, bu gerekçelerle parçalanmak üzeredir.
Yanındaki üretim bandında veya üst katındaki büroda çalışan arkadaşın, işten atıldığı zaman, onunla hiçbir vicdani dayanışma duygusu hissetmemen gerekiyor. Sen bir bireysin ve senin yeteneklerin çok farklı, hatta moda deyimle "sen özelsin" bırak o, ne hali varsa görsün. Ama aynı şey yarın senin de başına gelebilir, olsun an'ı yaşa, günü kurtar. Artık böyle eğitiliyoruz."
hafızamda her 1 mayıs günü suçu olmayan insanların camını çerçevesini indiren azgın insanlar kaldığından benimde zikrettiğim cümledir. benim için anlamsızdır, sendikalar beni bilinçlendirmeye (?) çalışsada, ben bilirim ki sendika ağaları benim hayatta göremeyeceğim paralarla oynamaktadırlar. ben bilirim ki etrafa zarar vererek vahşetle bir hak savunulmaz. ben bilirim ki 1 mayıs birileri tarafından sürekli gündeme getirilmeye çalışılsada benim gibileri çoktur ve 1 mayıs onlar içinde evde olmak dışında bir şey ifade etmemektedir.