taksim' de 20 okulun tatil olduğu gün. ayrıca anadolu yakasından özellikle beşiktaş 'a gitmenin imkansıza yakın olduğu gün. * (bkz: gidipte dönmemek dönüpte görememek var) *
Belediyenin yanlış kararları yüzünden yürümekten ayaklarımın kopmasına neden olan gün ama iyiki yürümüşüm diyorum çünkü 1 Mayıs'ı kutlayan insanların düşüncelerini, kendi aralarındaki konuşmalarını, amaçlarını öğrenmiş oldum. Dolmabahçe Sarayı önünde toplanan gruptan bir konuşma(bütün duyduklarımı burda yazarsam sözlükten atılabilirim):
-O.Ç.ları her yeri kapatmışlar
TÜRK POLiSi için söylüyolar bunu. Sen şimdi kimin hakkını savunduğu sanıyosun. benim ülkemin polisine bunu söyleyen zihniyetin bu ülkeye ne faydası olabilir. Bugün bütün polis teşkilatıyla gurur duyuyorum, olaylara anında müdahale ettiler, onlar oldukça türkiye cumhuriyeti evlatları kendilerini güvende hissediyorlar. Polise hakaret edenler, heryeri yakanlar, taş atanlar, bu ülkenin sahip olduğu değerlere gölge düşürünler hiçbir zaman türk bayrağının altında barınamayacaklar...
bir kapakta emekçi kardeşlerden gelmiştir dedirten ve emekçilerin taksim meydanına ulaştığı gün. bir spoiler atalım ;
--spoiler--
1 Mayıs işçi Bayramı'nı kutlayan işçiler, emniyet güçlerinin aşırı güç kullanmasına rağmen Taksim Meydanı'na ulaştı.
1 Mayıs 1977'de 37 kişinin öldürüldüğü Kazancı Yokuşu başına kırmızı karanfiller bırakan işçiler, "Biz barışçı işlem yapıyoruz, bu kadar aşırı önlem neden?" diye sordular.
DiSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, barışçı bir eylem yaptıkları, ancak polisin aşırı güç kullandığını ifade etti.
Dolmabahçe'ye gelen Çelebi, burada yaptığı açıklamada, DiSK'in 1 Mayıs Anma etkinliği çağrısını anımsatarak, sabah saatlerinde Dolmabahçe'ye gelmek isteyen ve aralarında DiSK Genel Sekreteri Musa Çam'ın da bulunduğu yöneticilerin gözaltına alındığını hatırlattı.
Dolmabahçe ve çevresinde her yerin ''sıkıyönetim gibi abluka altına alındığını'' savunan Çelebi, ''Sıkıyönetim süreçlerinde bile bu kadar baskı yoktu'' dedi.
Çelebi, her noktada otobüslerin önünün kesildiğini, toplanmak isteyenlere biber gazı sıkıldığını belirterek, ''Barışçı bir eylem yapıyoruz. O bile abluka altına alınıyor'' dedi.
--spoiler--
polislere resmen meydana yasak koyduk, yolları da kapadık daha ne istiyosunuz alın milleti ne yaparsanız yapın denilen gündür. bunları yapa yapa bu insanlar milyonlara dönüşerek geri dönecektir, artık herkesin canına tak etti, hala idrak edemeyenler var, hala bir gün öncesini bile hatırlamayanlar var, biraz katledilenlere, kendi insanınıza saygı, biraz..
lanet olsun hala bulunmak istenmeyen katillere, bulmayanlara, suçsuz halkı içeri tıkıp katillerin şov yapmasına izin verenlere, bugün yine saygısızlıklarını, çirkefliklerini gösterenlere!
30 sene önce olanlarin soft bir şekilde cerayan ettiği ve ülke olarak hala fikri, beyinsel olarak bir adim bile ilerleyemediğimizin göstergesi olan bir gündür bu gun.
evet sartlar 1970'lerin hatta 1917 yilinin sartlarindsan fersah fersah ileridedir, ammavelakin 'salim' arkadaslar hala bu receteceleri önümüze sürmektedeler, hala kitlelerden medet aramaktadirlar.
gerçi bu tip gösterileri adam yerine koyan yoktur.
iskelerde otobus duraklarinda imza toplayanlari, brosur dagitanlari en hafif deyimle kimse iplemez.
hadi onu gectim türkiye gercek anlamda işci sinifi olmadiğindan ve onun yerine bastaci edilen ezilen(!) lümpenler oldugunuda es geciyorsunuz.
sonra da aaa bunlar tepemize kuruldu sasiyorsunuz ondan sonra tenkit üzerine tenkit yap dur.
ne yazik ki bu ulkenin solcusu (sagciyi katmiyorum onlar ayri hikaye) binbir fraksiyona bölünmüs, diyalektik materyalizimi bilmeyen bir solcudur.
'maocu' garip yaratiklarada rastlanir o ayri hikaye.
aman atin sloganinizi bir kaç aniniz olsun, kiciniz kadayifa döndügü vakit iki saz tingirdatinci bugunu hatirliyip size güzel bir ani olsun bari.
Ülkemizde gerçek manasını hiç bulamamış proleter iş gücünün bayramı, artık ne kadar önemi olduğu da tartışılır, taksim de gösterilere de bazıları gerçekten saf bazıları ise fitne-fesat peşinde koşan bölücüler tarafından izin verilmedi. Verilmemeli. Orada gösteri izni isteyen kimilerine soruyorum, söz gelimi olaylar çıktı, üç kişi yaralandı, bir kişi öldü! bunu da işçi sınıfının hakkı olarak mı göreceksiniz, ..?
30 yıl önce ölen işçilerin manevi huzurunda saygı duruşunda bulunmak için taksimde toplanmaya çalışan işçilere, sanatçılara şiddet uygulanan gün. ayrıca istanbul barosu başkanına göre 20 'ye yakın avukat da gözaltına alınmıştır.
halkın belki de uyanmaya başlayıp tepkisini göstermeye başladığı şu günlerde, savaş çıkmışçasına önlemler alan ve "olası" saldırılar olmasın diye "saldıran" zihniyetin, emeğini, hakkını savunanları hedef gösterdiği gün olmuştur..
venezuelada chavez bugun bayram nedeniyle asgari ücrete yüzde yirmi zam yapmistir.kapilatizmin besigi amerika da,avrupada su anda isciler bayramlarini kutlamis evlerinde aileleriyle izgara yapiyorlar.türkiye de ise ajanslar bir polis memurunun bir mayis i kutlamak istiyen bir insana tüfekle saldirisini geciyor.sözün bittigi yer bu olsa gerek.
milletine hizmet etmeyen devlet devlet değildir. milletin hizmet almak için görevlendirdiği kişilerin görevlerini hiçe sayarak millete saldırmaları başkaldırıdır.. o zaman hangimiz suçluyuz?... millet mi devlet mi? türkiye nin önce millet ve devlet kavramlarını açıklığa kavuşturma ihtiyacı var...
türk polisinin 12 eylül 1980 yilindan beri milletin degil,devletin polisi oldugunu bir kez daha gözönüne getirmis gündür.yan sokaklardaki otopark mafyasini bile halledemiyen polisin yine masum insanlara siddet uyguladigi gündür.tek kelimeyle yaziklar olsundur.
işci ve bahar bayramıdır.sevgili valimizin taksimi 1 mayıs etkinliklerine kapatıp taksim miting alanı değil diyip taksime giden tüm yollarin kapatıldığı gündür.