deniz baykalın o ilginç muhalefetinden hiç kimsenin kurtulamayacağının göstergesidir 1 mart tezkeresi. eğer tezkere çıksaydı rte amerikan uşağı olacaktı. herif tezkereyi çıkarmadı baykal efendi bu seferde rte için iran a yalakalık yapıyor dedi.
biraz ırak petrollerinden bizde pay alabilirmiyiz diye geçirtilmeye çalışılan,birazda kürt devleti kurulmasına engel olalım diye,ayrıca genelkurmayında açık destek verdiği tezkere..
barzani nin meclisteki bazı milletvekillerini etkilemesi ve deniz baykal her zamanki muhalefeti sonucunda meclisten geçmeyen tezkeredir.
tezkerenin içeriği özetle amerikan askerlerinin iskenderun ve mersinden türkiyeye çıkarak kuzey ırak a türkiye den girmesiydi ancak meclisten geçmeeyince amerika neye uğradığını şaşırmış, havadan paraşütle asker indirerek masraf yapmak zorunda kalmıştır.peki bu askerler nereye inmiştir? amerikaya barzani kucağını açmış kendi kontrolü altındaki topraklara konuşlanmalarına izin vermiştir. şu anda barzani nin bu kadar güçlü olmasının sebebi budur. ya ileride bağımsız kürt devleti kurulursa çıkacak olası savaşta ölenlerin sayısı, amerikayla müttefik olarak gireceğimiz ırak savaşında öleceklerden daha mı az olacaktır? bu düşünülmelidir...
birçok askeri yetkiliye göre (başta dayım var) türk siyasi tarihinin en kara günü. türkiye, abd tarafından tarihi boyunca alamayacağı imtiyazları tek bir tezkere ile sahip olabilecekken herşeyin en iyisini bilen aşmış solcular sağolsun başlattıkları karalama kampanyasıyla içine ettiler. akp'nin de bu furyadan etkilenip çok sayıda fire vermesi de etkili oldu tabi.
şimdi tezkere çıksın diye kıçını yırtanlar o gün tezkere çıkmasın diye kıçlarını yırtmakla meşgullerdi. bu tezkere vesileyle ırak'a girecek ordular pkk'nın da anasını şeyedecekti, olmadı. amerika'nın şu an türkiye'yi ırak'a sokmak istememesindeki baş bahane de budur. neyse skilmiş götün davası olmaz.
resmi kayıtlara göre en az 600 binden fazla sivilin ölümüne tetikçilik etmememizi sağlayan ve meclisten geçmeyen tezkeredir. hayır oyu için el kaldıran herkesin elini öpmek gerekir.
Türkiye'nin Irak konusundaki görüşü meselenin tamamen barışçıl yollardan çözülmesine ilişkindi. Türkiye uluslararası hukuka uygun düşmeyen, bu anlamda kabul görmeyen her türlü harekete elinden geldiğince engel olmak ve karşı durmak niyetindeydi. Bu da BM'nin onaylamadığı her türlü kararın karşısında olduğu anlamına gelmekteydi. Bu süreçteki diyaloglarını da bu çerçeve etrafında oluşturmaya gayret göstermiştir. Türkiye Irak'ın BM ile işbirliği içerisinde olmasına ve bu sayede güç kullanılmaması için gerekli işbirliğini yapmaya çalışmıştır.
1 Mart tezkeresinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Irak konusundaki gelişmelerin barışçıl yollardan çözümü için elinden geleni yaptığı ve gerekli kuruluşlara durumun bildirildiğinden bahsedilmektedir. Irak'a ilişkin gelişmelerin değişik boyutlara ulaşmasıyla birlikte TBMM hükümete güvenliğin sağlanması amacıyla yetki vermiştir.
Bununla birlikte Türkiye'deki güvenlik riski için NATO'dan da yardım talep edilmiştir. Tezkerede gelinen noktanın Türkiye'nin güvenliğini ciddi anlamda tehdit eder görüldüğü belirtilmektedir. 1 Mart tezkeresinde bu gibi ayrıntılar verildikten sonra tezkerenin asıl amacına ve niteliğine dair açıklamalar yapılmıştır.
Türk silahlı kuvvetlerinin gerekli olduğu koşullarda yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı askeri personel ve tesisatın 6 ay süreyle Türkiye'de konuşlandırılmasına ilişkindir.
1 Mart tezkeresinin oylamasına 533 milletvekili katılmıştır. 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oy kullanılmıştır. Ancak anayasa gereği öngörülen salt çoğunluğa ulaşılamadığı için tezkere kabul edilmemiştir. Bu tezkerenin oylanması esnasında AKP kendi bünyesinden 97 fire vermiştir. Oylamaya bu bilgi ışığında bakılacak olursa 1 Mart tezkeresi insani yönden değerlendirilmiş ve gruplar içinde dahi fikir ayrılığına sebebiyet vermiştir. Ancak tezkerenin meclisten geçmesini engelleyen bu ayrılığın insani yönle değil de AKP'nin kendi içinde bulunan çıkar çatışmalarından kaynaklandığına dair görüşlerde bulunmaktadır.
1 Mart tezkeresi ABD açısından tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Washington Hükümeti hiç beklemediği bir sonuçla karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca bu sonuç hayal kırıklığının ötesinde ABD'nin çok ağır mali kayıplar vermesine de sebep olmuştur. ABD'nin uğradığı hayal kırıklığının bir diğer nedeni ise 1 Mart tezkeresinden önce meclise sunulan 6 Şubat tarihli Başbakanlık tezkeresidir. 6 Şubat 2003'te mecliste 759 sayılı karar olarak kabul edilen tezkerede gelişmeler ışığında Türkiye'deki askeri üs, tesis ve limanların gerekli olan bakım ve yenileştirilmesi amacıyla ABD askeri personelinin 3 ay süreyle Türkiye'de bulunmasına gerekli düzenlemeler eşliğinde izin verilmiştir. Tabi yaşanan 1 Mart sürecinin ardından Amerikan askerleri Türkiye'yi terk etmek durumunda kalmışlardır.
Ancak 1 Mart tezkeresinin sadece ABD için değil Türkiye içinde oldukça ağır sonuçları olmuştur. 4 Temmuz 2003 tarihinde yaşanan ve kayıtlara çuval hadisesi olarak geçen üzücü olay da bu sürecin bir parçası olarak algılanmış ve tezkereye misilleme olarak kabul edilmiştir. *
1 Mart tezkeresi, Irak krizi konusunda Hükümet tarafından 25 Şubat 2003'de TBMM'ye sunulan ve tam adı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükümet'e yetki verilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi olan tezkere.
şimdi israil e numaradan laf sokanların geçmişte müslüman kardeşlerinin ülkesini yabancılarla işgal etmek için çıkarmak istediği tezkere. bu yüzden ırakta yaşanan rezaletlere ses çıkartmazlar ama filistin i savunurlar garip bir durum.
kabul edilmemesi ile beraber ergenekon olayı açığa çıkmıştır. bunun anlamı bilmem kaç yıldır yaşananların hep üzerinde örtüler vardı ve bu tezkerenin reddi o örtünün sahibini sinirlendirdi. örtü kalktı her şey ortaya çıktı.
ergenekon davası çerçevesinde tutuklanan ya da sorgulanan komutanlar söz konusu tezkereye karşı çıkanlardır. bu soruşturmanın tamamen dışında kalan Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt tezkerenin geçmesi için ellerinden geleni yapmışlardı. Tezkerenin reddinden sonra ABD savunma bakan yardımcısı "asker üzerine düşeni yapsaydı bu tezkere geçerdi gibi bir açıklama yapmıştı." Hilmi özkök ise tezkere tartışmaları döneminde "artık talabani aşiret reisi değil, bir cumhurbaşkanı. bakış açımızı buna göre yenilemeliyiz" demeci ile tezkere destekçisi olduğunu ortaya koymuştu.
2003 yılından beri verdiğimiz şehitlerin sebebi, bu tezkereye red oyu verenlerdir. bazı yazarlar, deniz bölükbaşı'nın kitabında, abd'nin pkk'ya saldırmama istekleri vardı ifadelerine yer veriyor: http://gundem.milliyet.co....2011/1408498/default.htm
ancak, daha sonra da keşke tezkereyi kabul etseydik diyor:
böyle insanlarla politika yapılır mı?
ayrıca güvenilir mi? yakın zaman da akp milletvekili burhan kuzu bile keşke tezkere geçseydi diyor. uzağı göremeyen insanlarla
ülke yönetilemez. atatürk'ün en önemli özelliklerinden biri uzağı görebilmesiydi.
o dönemde geçmesine birçok insan gibi benim de karşı olduğum tezkeredir. şimdi düşündüğümde, belki başka zararları olurdu ama pkk diye bir sorunumuz olmamasına sebep olacaktı o tezkere. kuzey ırakta tam hakim olacaktık vs.
ayrıca tezkere dakp milletvekillerinden tam oy alsaydı deniz baykal naparsa yapsın geçecekti o tezkere. akp milletvekillerinin birçoğu hayır oyu verdi. bunu açıkça da söylediler.
zamanında çok yaygara yaptılar göbeğimizden bağlı abd ye sayın önder sav düşman gemileri dedi. Muhalefetin böylesi işte. Neyse şuan şehitlerin yegane verilme nedenidir. K.ırakın kontrolü biyana musul ve kerkük teki haklarımızıda koruyacaktık. Olmadı oldurmadılar dönemin genelkurmay başkanlarından şimdi itirafları dinliyoruz. "Pkk yı bitirme fırsatını" 1 martta kaybettik diyorlar. Ozamanda muhtıra verseydiniz neden pasif davrandınız?! diye sorarlar adam olana.
hilmi özkök'ün mahkemede verdiği ifadeye göre, dönemin abd başkan yardımcısı paul wolfowitz, meclisten geçmesi için kendisine,hükümete baskı yapmasını söylediği tezkeredir.
--spoiler--
Özkök, ''Dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz benim baskı yapmamı istemiştir. Ben baskı yapmadım. Ben düşüncelerimi arz ettim. 'Tezkere geçsin - geçmesin diye' baskı yaparak siyasi kararı etkileme yoluna gitmedim'' dedi.
--spoiler--
türkiye nin terörle mücadelesinin kaderini kötü yönde etkileyen olay.
"savaşa hayıııırrr" şeklinde mitinglerden etkilenen bazı dönemin milletvekillerinin mantığını değil duygusal taraflarını kullandıkları ve oyları ile ülkenin terörle mücadelesinin kaderini etkiledikleri oylamadır.
eğer biz o gün kuzey ırak a girseydik bugün terör namına birşey kalmayacak ve kuzey ırak belki de türk toprağı olacaktı, ama "savaşa hayır" cılar yüzünde savaştan da beter bir duruma girdi ülke, binlerce şehit, onlarca olay ve bugün güneydoğu yu kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız.
amerika için savaşmaya meraklı insanlar tarafından desteklenen olaydı fakat halkımız bilinçli davranıp babasının abisinin kardeşinin akrabasının amerika için ölmesini engelledi.
amerika mandasına girsek rahatlayacak bazı ipneler. sanki o toprağı sana vereceklerdi girip alsan ki girip amerika zor ayakta kaldı sen nasıl kalacaktın orada.