iki kişiyle masada oynanır. biri elini ortası açık yumruk yapar. diğer paraya fiske atıp döndürmeye başlar. dönen parayı takip eder. potaya en yakın yerde iki baş parmağı ile yakalar ve potaya smaç yapmaya çalışır.
ben alıyorum 1 liramı elime, gidiyorum bakkal yusuf'a "kaça abi limonun tanesi" diyorum. gözleri parlıyo pezevengin. "tanesi 1 lira" diyor. bak deyyusa, bak yezite, limonun tane 1 lira, sinirleniyorum.
ama bozuntuya vermiyorum, "o halde 1 tane limon almak istiyorum" diyorum, fırlıyor yerinden, hemen sandığın başına. eğlence o zaman başlıyor, "yok o büyük, yok o küçük, yok o buruşuk, yok o tam sarı değil" tam bir saat. limonun taneyi bir liraya satacak ya, ne dersem eyvallah çekiyor. yarım saat güzel eğlence. değiyor bir liraya. hele hele o limonun suyunu bakkal yusufun önünde sıkıp saçlara sürmek yok mu? paha biçilemez.
düz bir masa üzerinde işaret ve orta parmağını birbirinden uzaklaştıracak şekilde açıp masanın üzerine kale oluşturacak şekilde koyup belli bir mesafeden bu elimizdeki bir lirayı kaleye sokmaya çalışmak.