1 Haziran'da Kadıköyde
Barışın Sesini Yükselteceğiz
Buraya sizleri barışın sesini bir kez daha duymanız için çağırdık. Savaşın insanı tüketen, çürüten, bitiren cehennem karanlığı içinde barışın sesini.
Kürt sorununa demokratik, barışçıl çözüm isteyen bu ses 1 Haziranda istanbulda Kadıköy Meydanından yükselecek.
Türkiye Barış Meclisi, barışın sesini güçlendirmek, Kürt sorununun adil ve barışçıl çözümü için kulaklarını tıkayan siyasi aktörlere Türkiye'nin sesini duyurabilmek ve sorumluluklarını hatırlatmak için istanbul'da Kadıköy Meydanı'nda bir miting düzenliyor.
Mitingimiz Türkiye'de pek fazla örneği olmayan bir şekilde tek slogan altında yapılacak.
Mitinge destek veren ve katılan tüm siyasi partiler, emek örgütleri, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları tek bir sloganı haykıracak: Yeter, Kürt Sorununa Demokratik Çözüm istiyoruz.
Kürt sorununun barışçı yöntemlerle çözülmesi için adımlar atılacağı sözü verildi. Ancak siyasal iktidarın seçim sürecindeki bu sözüne rağmen yaşadığımız şey yine şiddet, yine ölüm ve tırmandırılan milliyetçilik...
Bu şiddet, kaygı, belirsizlik sarmalı ve bunu kuşatan militarist söylem ile bir arada yaşama isteği sistematik olarak aşındırılıyor.
Savaş ve çatışma herkesi dilsizleştirip sözü hükümsüz kılıyor.
Biz Türkiyenin dört bir yanında örgütlenen Barış Meclisi üyeleri ve barışa yandaş olanlar barış ve demokrasi konusunda siyasi kararlılık bekliyoruz...
Bu beklentimizin Türkiye'nin önde gelen emek örgütleri, sendikalar, meslek odaları, dernekler ve siyasi partiler tarafından da destek görüyor olması bize umut veriyor.
Şiddetle çözülemediği bunca acı pahasına görülen sorunları, barışçı yollarla çözmek mümkündür ve çözüm, bizim de sorumluluğumuzdadır. Bin yıldır bu topraklar üzerinde birlikte yaşayan bizler, çocuklarımıza kalıcı bir barış bırakmak istiyoruz.
Öncelikle, devlet kurumlarından, çatışmaları ve ölümü değil, yaşamı siyasetin merkezine alan bir açılım talep ediyoruz.
Kürt sorunu şiddet ve asayiş sorunu değildir. Kültürel, ekonomik, sosyal, psikolojik, insani ve siyasal boyutları olan bir sorundur.
Tüm kültürlerin olduğu gibi, Kürt kimliği, dili ve kültürünün, kamu yaşamının bütün alanlarına dahil olmasının önündeki yasal engeller kaldırılmalı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü eksiksiz sağlanmalıdır.
Derin yoksulluk ve yoksunlukla gelen umutsuzluk kıskacının kırılmasına, bölgeler arası ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin aşılmasına yönelik politikalar hayata geçirilmelidir.
Kürt kimliğine sahip olan insanların siyasal alanda bu kimlikle varolabilmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Özgürlük ve güven içinde yaşamak isteyen herkesi; şiddeti yaratan nedenler üzerine düşünmeye, yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla samimi bir şekilde yüzleşmeye davet ediyoruz.
Ortak bir geleceğe umutla sarılabilmek için, yazgılarımızın birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu görmek zorundayız.
Aynı acıları aynı kaygıları paylaşıyoruz. Birbirimizin gözlerinin içine utanmadan bakmak istiyoruz. Birbirimize sarıldığımızda korkmak istemiyoruz, kardeşçe yaşamak istiyoruz.
Umudu BARIŞ olan herkesi 1 Haziranda Kadıköy Meydanında bekliyoruz.
Barış için, Kürt sorununda demokratik, barışçıl çözüm istediğini bir kez daha duyurmak için!
(bkz: doğmamış çocuğa don biçmek)
uzak bir zaman yankısı gibi kapımı çalan edit:Kardeşim eksi oy verip,boş gündem yaratacağınıza gerçeklere dönün oğlum.
kürt sorununa demokratik çözüm isteyenlerin tek slogan ve tek pankartla kadıköy'de buluşacağı ve bir çok örgütün merkezi olarak katılacağı mitingdir. mitinge bir diğer başlık olarak barış mitingi kullanılmaktadır.
Öncelikle Kürt Sorununda aradaki sorunlar kalksın ondan sonra Kürt Halkı ile Türk Halkı kaynaşır. Ayrıca Kürtler de hakettikleri demokratik ve sosyal haklara emin olun daha kolay sahip olurlar. Bu tür reklam kokan hareketler aslında hem yandaşları hem de karşıtları tahrikten öteye gitmez. Şahinlerin ekmeğine yağ sürer.
1 HAZiRANDA KADIKÖYDEYiZ, ÇÜNKÜ:
'ÖLÜM DEĞiL ÇÖZÜM iSTiYORUZ!'
* Birlikte ağlayıp birlikte gülmek için;
* Türk, Kürt, Ermeni diye ayırmaksızın, ölen bütün çocuklarımızın yasını, bu son olsun talebiyle, birlikte tutmak için;
* Kim kullanırsa kullansın silaha, şiddete HAYIR demek için;
* Birlikte şarkı söylemek için;
* Birbirimize sarılıp dans etmek, halay çekmek için;
* Bakın, vurarak değil, sarılarak da yaşanabilir demek için,
1 HAZiRANDA KADIKÖYDEYiZ...
Sen de katıl aramıza...
Bu ülkenin sessiz çoğunluğu içinde olan, barış içinde yaşamak isteyen, sesi duyulmayan, yüzü hatırlanmayan insanları;
Yani erkeğin bir adım gerisinde durması istenen kadınlar;
Yani yoksul, türbanlı ya da parkalı olduğu için üniversiteye giremeyen gençler;
Yani emekli maaşına ancak ölürken layık görülen işçiler, emekçiler;
Yani doğru söyledikleri, haksızlıklara karşı çıktıkları için için dokuz köyden kovulan aydınlar, yazarlar, sanatçılar;
Yani ırkı, dili, dini, mezhebi, cinsel farklılığı/tercihi nedeniyle ayrımcılığa uğrayanlar;
Yani bu ülkenin ezilmiş, horlanmış insanlarından olmasalar da, onların eşit haklarla yaşama talebini sonuna kadar savunanlar;
Bizim de sözümüz var: BiZ 'ÖLÜM DEĞiL ÇÖZÜM iSTiYORUZ!' DEMEK iÇiN 1 HAZiRANDA KADIKÖYDE OLALIM... SEN DE KATIL ARAMIZA...
hani deniyor ya, ezilenler gelsin, büzülenler gelsin, düzülenler gelsin... barış olsun vs. vs.
anlamıyorum peki neden hep böyle mitinglerin adına kürt sorunu deniyor... gerçekten ama gerçekten bir durun bir bakın... sayılan kişiler kurumlar olaylar hep ülkemizin bu mozaik denen kültürünün ortak sorunları... yani türkün de sorunu ezilmek, lazın da kürtün de... ne kadar birbirimizden farklı göründüğümüz söylense de bize biz biliyoruz ki hepimiz aynıyız aslında... bu ülkenin büyük bölümü üzülüyor, bu da ülkemizin sosyo-politik-ekonomik aklınıza ne gelirse her türlü alanlarda geri kalmış olması, tartışmaya kapalı olmasıdır...
tamam diyoruz, tartışalım konuşalım, sesimizi duyuralım mitingler yapalım, ama bir bakıyoruz ismine kürt sorunu denmiş... sonra tabi ki pkk gelir damlar bu ortama... bu ülkede sadece kürtlerin mi sorunu var arkadaşım?
yok eğer tamam miting ezilen kürtleri toplayacak dersen, burada ırk ayrımını gözeten kim oluyor pardon? kim bunun adına kürt sorunu diyerek, olmayan sorunu yaratıyor? sorarım size kim ırkçı oluyor?
sonuç olarak, kusuru adında saklı... sonra olası molotof kokteyllerine karşı çıkacak olası çevik kuvvet copları, bu ülkenin ayıbı olarak algılanmamalı, bu ülkenin acı gerçeği bunlar ve maalesef çirkin ama doğru...
sınıra ve ötesine askerleri yığıp sürekli çatışmakla çözüme varamayacak meselenin mantıklı çözümü için haykırmak isteyenlerin orada olacağı mitingtir. omuz omuza halaylar çekilecek, birlikte türküler söylenecek ve kardeşlik çağrıları sloganlarla yapılacaktır. bu şekilde düşünen ve imkanı olan bütün yazarların katılması gereken mitingtir ayrıca.
finaller dönemine denk geldiği için gidemediğim mitingtir. aynı zamanda bir çok öğrencinin de bu tarihte katılayamacağını düşündüğüm, "keşke bir 15 gün sonra olsaymış" diye içerlediğim mitingtir aynı zamanda.
peki en önemlisi nedir? bu miting göstermiştir ki türkiye'de hala, 30 yılı da geçelim, 1925'den beri bir Kürt sorunu olduğunu idrak edemeyen bünyeler var. ha evet tüm insanlarda öyle ya da böyle akıl ve zeka var, ona itiraz etmiyorum, kesinlikle var. sadece 80 yılda anlaşılmamasına şaşırıyorum... gerçi şimdi hatırladım, 10 yıl öncesine kadar Kürtlerin varlığını da kabul etmiyorduk "yok öyle birşey diyorduk", şimdi Kürt sorununu kabul etmiyoruz. Biraz geriden takip etmek mutlu ediyor olabilir bazılarımızı...
Neyse, kürtlerin aydın zeybeği, efelerin kürt halayı çektiği; kürtçe'ye iğrenilmeden bakıldığı; zozan'la can'ın, xebat'la ceren'in aşık olup el ele yürüdüğü bir türkiye görmek istiyoruz artık. istiyoruz.
dtp, ödp, emep, sdp'yi anladık zaten teröre alkış tutan, sikim hıyar diyene bir avuç tuzla koşan zihniyet bunlar.
ama disk ve kesk gibi toplum tabanının da desteklediği oluşumların bu provakasyonun içinde yer alması kendi adlarına son derece yanlış.
kürt sorunu olmayan bir ülkede ısrarla kürt sorunu yaratmaya çalışan bu zavallıların da hesabı sorulur günün birinde...
her ne kadar iyimser ve örnek alınması gereken miting olsa da yıllardır çözüm bulunamayan bir sorun karşısında, aman siz miting yaptınız biz hemen bu sorunu çözelim denmeyeceği ve bu yolda bir adım bile atılmayacağı için, kadıköyü boşuna kilitleyecektir.
öncelikle eğer birileri sorun olduğunu iddia ediyorsa sorun yoktur deyip kestirip atma saçmalığından kurtulalım. şimdi sorunu anlatan bir açıklama yapayım:
ırkçılık:benim ırkımdan olmayan ne yaparsa yapsın yok olmalı.
miliiyetçilik: benim ırkımdan olmayan benim ırkımdan gibi davranıp, benim gibi yaşarsa kalabilir.
sorun tam da burdan başlar.
tanım: faydalı olması dilenen mitingtir. öyle bir sorun yok diyen kişilere bir şeyler anlatır mı diye düşündüren mitingtir.
''canımız sana feda olsun apo'' pankartlarının açıldığı, geçtiğimiz günlerde hakkari' de 3 şehit verilmesinin ardından bazı vatandaşların evlerine tepki olarak türk bayrağı astığı apartmanların giriş katındaki dükkanların camlarının kırıldığı ve bu evlerde oturan vatandaşlara küfürler edildiği, el hareketleri yapıldığı ve bir kamu binası önündeki sancak üzerindeki türk bayrağının indirilmeye çalışıldığı, roj tv canlı yayın aracında çok sayıda örgütsel döküman tesbit edilmesi üzerine polis tarafından el konulduğu gerek polis kamerası gerek basın kamerası tarafından tesbit edilmiş mitingdir.
8 kişi gözaltına alınmış 1 polis memuru kesici aletle yaralanmış ve ayakta tedavi edilmiştir.
görüldüğü üzere her zaman ki gibi kargaşaya neden olmuş , halkın yaşamını aksatmış toplantıdır. diğer bir yönden ise ; kürtler kendilerini ve düşüncelerini değiştirmediği sürece çözülemeyecek sorundur. ayrıca bu miting bir nevi barış mitingi değil de daha çok sanki dtp(pardon pkk) mitingi havası verdi bana nedense! halkların kardeşliği yaşamıyor , yaşayamaz , böyle bir şey mümkün değildir. hele ki bu toplum ile imkansızdır. bu sorun ancak kürt kişilerin ''kendi topraklarında'' doğu da ayaklanmaları ile çözülür.
'apo sana canımız feda' diyenlerin yanında 'hiç kimse asker doğmaz, herkes bebek doğar.', 'ölüm değil çözüm istiyoruz.', 'savaşa hayır, barış hemen şimdi.' diye bağıran ve umudu barış olan solcuların olduğu mitingdir. kürt sorununun çözümü için talepler dile getirilmiştir barış meclisi tarafından. ha keza görülmek istenen sadece dtp* nin orada olduğuysa zaten birşey anlatmanın gereği yoktur.
anekdot: miting sırasında şöyle bir laf duydum: 'ne sağcıyım, ne solcuyum, apocuyum.'. bu ulusalcılıktır fakat ezilen ulusun ulusalcılığında böyle şeyler olması normaldir. bir halkın kendi tercihidir apocu olup da solcu olmamak. ezen ulusun tek kaygısı bu mücadeleyi sosyalist bir çizgiye çekmek olmalıdır. milliyetçi sosyalist olamayacağı gibi bir ulusun kendi kaderini tayin etme hakkını göz ardı eden sosyalist de olmaz.
Propaganda mitingi.
Barış demokrasi laflarının altından terrorün reklamını yapmak hiç bu kadar kolay olmamıştı.
Terörist sempatizanı olmadığı halde terror bitsin diye katılan arkadaşların ''Barış demokrasi kardeşlik deyip neden bayrağa saldırıyorsun arkadaş'' diye kendilerine sorması gereken miting.
Hayır barış olunca bayrağıda mı değiştereceğiz.
cumhuriyet mitinglerinde trafiğin felç olması vb. konularda trafikten dem vurmayan, meydanların kullanılmasından rahatsız olmayanların, acayip derecede rahatsız olduğu miting olmuştur. bu bünyelerdeki tutarsızlıkları cıplak bir şekilde önümüze sermiştir.
bir de ne diyor kürtler, kürt sorununu anlamayan zihniyete "sen bir zemin yarat, pkk falanı ortaya çıkaran 12 eylül mantığından uzaklaş, yakılan yıkılan köylerimizi onar, dilimizi serbest bırak, ben de artık senin istemediğin şeyleri yapmayayım, yapma zeminim kalmasın". burasını anladık değil mi? "sorun mu var?" gibisinden demode, varolan soruna çözüm getirmeyen, türkiye'yi daha da çatışma ortamına sokan cümlecikleri bir an unutalım. şimdi kendimize bir soralım, bu kürtlerin "apo sana canım feda" sloganı atmaması için ne yaptık biz? mesela hakkari'de çocuğun kolunu büken polis, mesela şemdinli'de bomba atanlar, mesela uğur kaymaz'ı öldürenler alkışlanmadı mı? kusura bakmayın ama şemdinli bombacısına destek çıkmak, kürtlere "git apocu ol" demektir.
neyse, miting bitti. atılan sloganlar her ne olursa olsun, mitinge katılanlar barış meclisi'nin "demokratik çözüm" sloganlı mitingine katılmış oldular, bu yönde bir irade beyanında bulunmuş oldular. barış elini tekrar uzattılar. bana kalırsa, ABD'nin muhtaciyetinden kurtulmak için, savaşsız-çatışmasız-tabutsuz bir türkiye için, silaha değil eğitim ve sağlığa pay ayrılan bir ekonomi için bu el havada kalmamalıdır. yeter artık, daha fazla ölüm istemiyoruz.
ne zamandır bunun hakkında birşeyler yazmak istiyordum bugüne nasipmiş.
1 haziran'da bir arkadaşım ile buluşmak için geçtiğim meydanda bir tane bile türkçe konuşamayan ellerinde yeşil-sarı-kırmızı bir sürü zımbırtı olup diğer ellerinde abdullah öcalan bayraklı kartpostal tutan değişik tipler görmeme vesile olan miting. neymiş kürt halkı dışlanıyormuş, devlet yardım etmiyormuş.
lan benim memleketim olan eskişehirdeki köy okullarının (ki özellikle uluçayır köy okulunu ziyaret etmenizi isterim) neredeyse yıkılacak vaziyete geldiği, 5 yıldır bir öğretmenin köy girişinden içeriye gelmediği ülkemde kalkıp "bizi eziyolağğ , bizi orgörüyolağğ" mantığı gayet saçma. ben yıllardır kürtler arasında yaşamış bir insanım. hepsine karşı özel duygularım olmuş, tanıdıklarımın neredeyse hepsi iyi ve güvenilir insanlardır, bir tanesinin yamuğunu görmedim. ama kalkıp da bu adamlardan da birgün "bizi eziyosunuz, hede hödö" gibi bir laf da duymadım. yıllarca tıpkı zamanımızda babalarımızın yaptığı gibi kardeşçe yaşadık.
ama o gün mitingdeki gereksiz tiplere bakınca, uğruna can verilecek şekilde sevilen arkadaşların gözlerindeki o ışıktan çok yoksun; bir o kadar bölücü ve irrite edici bakışlar gördüm. türkiyenin en büyük şehirinin, en önemli bir kaç meydanından birinde türkçe konuşan 10'dan fazla insan göremedim. hadi bunu geçtim, yaşlı teyzelerin eline verdikleri o öcalan resimli bayrağı da kürt milletine, özellikle de bu ülkenin nimetlerini yiyen o teyzeye yakıştıramadım. yazıklar olsun...
olmayan ve kıçlarından uydurdukları bir sorunu çözmek için yapılmış akla ziyan mitingdir. iki ilmeği çözemeyeceklerin tertiplediği mitingdir aynı zamanda.
biji serok apo afişlerinin asıldığı kendi bebekleri kundakta öldüren bi piç kurusuna sahip çıkanı desteklemek kendi memleketlerindeki zülüm pardon toprak ağlarına g.tleri yemeyen zavalllı adamlar
