türkiye'de olması imkansız bir takım. daha küçüklükten başlayarak kazanmak için her yolun mübah olduğunu, rakibe saygıyı bir kenara koymayı ve en önemlisi bunun sadece bir oyun olup sonucu ne olursa olsun zevk alınması gerektiğini unutmayı öğretirler.
öyle bir antrenör olsa bile en çok 5. maçta kapının öyle koyarlar. alışık değilizdir biz böyle şeylere ağır gelir kaldıramayız. çünkü daha 3. maçtan başlayarak takımla, oyuncularla ve antrenörlerle alay etmeye, küfretmeye başlanılır. hiçkimsenin aklına futbolun bir eğlence ve oyun olduğu ve oyunda kazanmanın yanında kaybetmenin, gol atmanın yanında yemenin de olduğu gelmez.
kısacası türkiye'de bu takım olamaz olsa bile fazla tutanamaz.
hayranı olunan takımdır. yenme gibi bir iddiaları yoktur. sırf şamata olsun diye hiç bir sebep olmadan çıkarlar sahaya ve eğlenirler. elemanların hepsi çok tatlı lan. olsalar da sevsek.
--spoiler--
bir gün kendi sahamıza gittim, orada kaleyi keşfettim ve kaleci oldum
--spoiler--
(bkz: mes que un club)
ulan bu adamlar da kesinlikle hak ediyor bu sloganı. atılan golden 50 kişi sevinmek fc barcelona için klişeleşmiş bir durumsa, bu ufaklıklar için de üzülmemek hep eğlenmek klişeleşmiş durumda.