Ecevit döneminde en büyük paranın 20 milyon olduğu, sıfır atılmasından sonra bugün 200 liralık yani 200 milyonluk banknot kullanıldığı ve bu kadar değer kaybının sadece 10-12 yılda olduğu düşünüldüğünde ne kadar parlak bir dönemde olduğumuz daha iyi anlaşılır.
kimsenin pek fazla kredi kartı ve bireysel kredi borcu olmadığı, insanların faiz gibi kuran'da "allah'a ve resulüne savaş açmak" olarak nitelenen bir günahtan uzak durdukları dönemdir.
malum ampulün aydınlattığı(!) şimdiki dönemde durum şöyledir: (bkz: faiz helaldir).
Ben sigaraya başladığım da Parliament 5 lira civarındaydı yaklaşık olarak 9 yıl önce şimdi 10 lira...
Kimin maaşında iki kat bir artış oldu?
Geçen yıl 100 lira ile neler alabiliyordunuz bu yıl geçen yıl alabildiklerinisi alabiliyor musunuz?
Ekonominin ne halde olduğunu evinizin ekonomisi ile anlayabilirsiniz. Ancak bunu plastik para kullanarak değil nakit kullanarak anlayabilirsiniz! O plastikler içlerinde bir manyetik taşıyor yani bir beyin, ancak ona esir olan insanımız sahteleşirken, beynini de kaybediyor ne acı...
Karanlık olduğu doğrudur, ancak unutulmamalıdır ki kayıp trilyondan bile daha büyük bir vurgun unutturulmaya çalışılmaktadır.
2001 krizinde 670000 olan doların bir gecede 1 milyon (rakamla ; 1000000) olduğu dönemdir.
bir de ergenler çıkıp o zömönlör körödö körtö börcö yoktu. ulan bankaların gecelik faizleri %3000 olmuştu avel , bilip bilmeden konuşmayın. o zaman kredi çekmek, eline silah alıp rus ruleti oynamakla eşdeğerdi. kredi faizleri kafasına estiği gibi değişiyordu.
ha ama marlboro konusuna katılıyorum, o zaman 1 milyon 750 bin tl idi, şimdi 9.50 tl . fiyat arttı mı azaldı mı benim kafa hala karışıyor o konuda.
Kırk yıllık tinerciyim böyle kafa görmedim. Sen asıl akepe gidince arkasından yazılacak gerçeklerde okuyacaksın nasıl bir yangının içinde olduğunu bugünlerde. Öyle tuik'in bi gecede formül değiştirip gsmh'nın artırılması gibi değil bazı şeyler gerizekalı.
Bu arada baban yaşındayım, o günleri iyi bilirim evladım.
abd'ye bağımlı bir ülke olduğumuzu çok net anlatan ve bülent ecevit döneminde türkiye'ye ambargo uygulandığını bilmeyen yazar başlığıdır.
islamın ışığından yolunu bulduğunu söyleyen iktidarların "refahı" milli üretime verdiği zararlar. iran gibi bir ülkenin yıllarca ambargo uygulanmasına rağmen ayakta kalıp milli üretime geçmesi.
sizin islamınızın insanlara yaşattıkları, iran islamının başarısı!
azıcık yakamızdan düşseniz türkiye'nin yapacaklarını geçmiş zamandan verilecek örneklerle nasılda gün yüzüne çıkıyor.
bi' durmadınız! dini kullanarak sömürmeleriniz bi' bitmedi. bari bilinçsizce saldırmayın.
kimi aptalın "efendim faizler %3000 idi" diye şimdiden kötü olduğunu iddia ettiği dönemdir.
gerçek şu: gecelik faizler 2001 şubat ayında başlayan krizde %2000'i buldu. ondan önce bir sorun yoktu...
diğer taraftan, borcun olmadıktan sonra faiz %300.000'i bulsa ne yazar?
ilginç olan bir mesele ise şu: yandaşlar faizin %3000'i bulmaması sebebiyle akp hükümeti dönemini pek bir savunuyorlar. sanki islam'a göre faiz %3000 olursa haram, daha az olunca helal (bkz: faiz helaldir)!... yahu "karanlık dönem" dediğiniz dönemde çok az kişinin borçla, harçla, faizle işi vardı. asr-ı saadete benzettiğiniz şu rezil dönemde ise faize batmadık insan kalmadı memlekette.
sorsan bunlar pek bir müslümandır!... artık nasıl müslümanlarsa, akılları fikirleri, faizin halkın içinde ne kadar yayıldığında filan değil, yüzde kaç olduğunda!...
sizi gidi islam'ın ferisileri sizi... sizi gidi engerek soyları sizi... sizi gidi mürailer sizi... sizi gidi münafıklar sizi...
bazı amına koduğum gerizekalılarının anlamadığı ve anlamayacağı dönemdir. çünkü bu orospu beyinliler , bir şeye eleştiri getirdiğinde seni hede hödö partili bu falan diye afişe etmeye kalkar.
be amına kodumun sikik kafalısı. bir de utanmadan borcun olmadıktan sonra falan diye yazmış. bunlar devletin o zaman dolarla borçlandığının falan farkında değil, hadi senin kişisel olarak borcun yok, ülke borçlandığında o para kimin cebinden çıkıyor.
en basitinden örnek vereyim ; biz o dönem ailecek borçsuzduk, yani borcumuz falan yoktu. kıt kanaat geçinen bir aileydik. ve abim öss yi kazanamadığı için, ve ticaret yapamayacağına inandığımız için , babam kıbrıs a özel üniversiteye gönderdi. dolar 480 bin türk lirasıydı. 480 bin tl olduğu zamana göre bir şekilde ücretini ödeyebiliyorduk.
sonra kriz çıktı. abim 3. sınıftaydı. okulu bırakıp gelse olmayacaktı. babam kiradaki evimizi sattı, üstüne arabayı sattı, abim okulu öyle bitirebildi. yani o krizde 1 ev 1 arabadan olduk biz.
bu ambitleri bilmez, bilse de konuşmaz. objektif eleştiriye kapalıdırlar bunlar. mesela o dönem , benzinin 58 bin tl den 1 milyon 800 bine çıktığını da bilmez. hem de 12 ay gibi bir süre içerisinde. o dönem okula giderdik sabahları, metin uca program yapardı , kahvaltı ederken babam sabah haberlerini izlerdi. bir gün benzine zam haberi gelmediğinde ''allah allah, bugün benzine zam yapmamışlar, hayret'' demişti de, akşam 19.30 da benzine zam haberi gelmişti.
işin özü, karanlık falan bir dönemdir, kimin olduğu mühim değildir. mevzu ağaç değil, odun da değil amına koduğum, bilmem anlatabildim mi ?
karanlık bir dönemin başlatılması için emperyal güçlerin ecevit hükümetini yıkma amacıyla giriştikleri operasyon dönemidir. ırak'a operasyon yapmak isteyen abd'ye türk topraklarını açmayan ecevit hükümetten düşürülüp, "bizim çocuklar"ın sivil takunyalı tipleri iktidara getirilmiştir.
12 mart tezkeresinin kazara reddi üzerine akp'nin attığı taklaları bir hatırlayınız veya açıp okuyunuz.
