1 ağustos 2008 konya da öğrenci yurdunun çökmesi

    17.
  1. olay şu:
    "Sabah saatlerinde namaza kalktık. Ben abdest almaya aşağı indim. Zemin kattan kuvvetli bir hışırtı geliyordu. Yurttaki iki hocamızla birlikte mutfağa girdik. Hocalarımızdan biri, 'mutfakta gaz hortumu çıkmış' dedi. Ben mutfağın kapısında duruyordum. Hocalarımız 'kapıyı kapat' dediler. Ben de ikinci kata çıktım. Binada panik yoktu, hatta öğrenciler yataklarındaydı. Ben yukarı çıktıktan 5 dakika sonra aşağıdan yatakhanelere gaz kokusu gelmeye başladı ve hemen ardından çok şiddetli bir patlama meydana geldi. 5 arkadaşımla birlikte patlamadan sonra binanın ayakta kalan kısmındaydık. Zemin kattan yukarı doğru çıkan alevleri çok yakımızda hissettik. kapıyı açtığımızda binanın yarısının yıkıldığını ve sadece bizim bulunduğumuz bölümün ayakta kaldığını gördük. Üzerime iki tahta parçası devrilmişti. Bağırarak yardım istedim. Yardıma gelenler beni kurtardı. Önemli bir sağlık sorunum olmadığı için hastaneye götürülmedim."
    http://www.zaman.com.tr/h...-isigi-actim-patlama-oldu

    önce ölenlere allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı dileyerek şunları demek istiyorum:
    1.)Hocalarımızdan biri, 'mutfakta gaz hortumu çıkmış' dedi. bu dakikadan sonra yurt neden boşaltılmaz da sorun hocalar tarafından halledilmeye çalışılır.
    2.) "Ben yukarı çıktıktan 5 dakika sonra" bu 5 dakika hayat kurtarabilirdi.
    3.) karşılaştırma tehlikelidir ama bir karşılaştırma yapalım, bu olay Amerika'da olsa (Avrupayı görmediğim için bir şey diyemem) derhal mekan boşaltılır ve itfaye olay yerine doğru yola çıkar. bizde niye böyle olmaz da insanlar her şeyden anladıkları düşüncesiyle olaya dalarlar.
    4.) bu kadar masum çocuk ölmeyebilirdi. sanırım bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor, öncelik problemin ne olduğunu anlamak olmamalı, problemin etrafından problemle ilgili olmayanları uzaklaştırmak olmalı.
    19 ...
  2. 32.
  3. Ölenlere Allahtan rahmet dilerken "7.3 yetmedi mi?" diyen zihniyetide bir yandan tekrar düşünmeye sevk ediyoruz.
    edit:OO kimleri görüyoruz efendim 7.3çüler burdaymış, buyursunlar efendim.
    8 ...
  4. 16.
  5. ölenlere allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerken kendi kendime şu soruları sormadan edemiyorum...

    nasıl bir kuran kursu bu acaba? hemen heryerde cami ve bu camilerde de kuran kursu veren imamlar mevcutken, neden kuran kursu için yatılıya kalmak zorunda bırakılır ki şu küçücük çocuklar? bu kursun belirli saatleri yok mu acaba, neden bu kurs bitince çocuklar evlerine, ailelerinin yanlarına gitmiyorlar ki?

    düzelti: eksilemeye devam edin beyinden mahrum geri, örümcek kafalılar...
    12 ...
  6. 50.
  7. çok üzücü ve çok düşündürücü bir olay. sorumluları belli ama bu sorumlular tüm sorumsuzluklarıyla, sorumluluklarını üstlerinden atıverecekler yine.

    bu olay eleştirilebilecek bir olay, çünkü baştan sona cehalet, tedbirsizlik ve (yandaşlıkla)göz yumma kokuyor. bunca yavrucağın canına mal olan bu olayda bu noktaya nasıl gelindiğine bakacaksınız, bu noktaya nasıl gelindiğini sorgulayacaksınız, bunca yavrucağı canından eden karanlığı sorgulayacaksınız ki aynı cehalet ürünü facialar tekrar etmesin.

    bu kurs(yurt) bir beldede. bu beldenin bir belediye başkanı var, bu beldeden sorumlu bir mülki amir var, bu kursun(yurdun) bulunduğu mahallede bir muhtar var, bu beldenin bağlı olduğu taşkent ilçesinde bir müftü, bu beldenin bağlı olduğu taşkent ilçesinde bir ilçe milli eğitim müdürü var ama ne hikmetse hiç bir sorumlunun böyle bir kurstan haberi yok. haberleri var aslında ama bu adamlar yasal olmayan bir kursun varlığını üst makamlara bildirmiyor, bu kanunsuzluğa göz yumuyorlar. tüm beldenin rahatlıkla görebildiği bir noktada olan bu binaya yasal olmayan biçimde bir ek bina yapılırken nasılsa kimsenin bunu görmemesi, yasal olmayan biçimde yapılmış olan bu binaya nasılsa milli eğitim müdürlüğü tarafından "kız yurdu" ehliyetinin verilmiş olması gibi durumlarsa başlı başına bir garabet.

    ek binanın dikilmesinden haberi olmayan(!) belediyenin sitesinde de henüz bu faciayla ilgili bir haber yayımlanmamış: http://www.balcilar.bel.tr/?id=Basin

    bu kanunsuzluklara göz yumulduğu çok açık, zira haberleri izlerken yurdun, enkaz arasındaki tabelasına da yakın çekim yapıldı bir ara ve görüldüğü kadarıyla bu tabela milli eğitim bakanlığının tüm farklı eğitim kurumlarını farklı renklerle ifade eden tabelalarından birisiydi. yine haberlere göre, konya milli eğitim müdürlüğü yurt ve burslardan sorumlu şube müdürü sabit çalık, yurdun kendilerinin izniyle açıldığını söylüyor. meb'den yapılan açıklamada yurdun kayıtlarda olduğu ancak valiliğe gerekli belgeler gönderilmeden ek bina yapıldığı belirtiliyor... yasal olarak açılmış(!) bir "kız yurdu"na yasal olmayan biçimde ek bina yapılıyor, bu "kız yurdu" yine yasal olmayan bir biçimde yazları kuran kursuna çevriliyor ve bundan kimsenin -her nasılsa- haberi olmuyor!

    kaçak bir kuran kursunun olduğu muhafazakâr bir bölge... eğer bir vatandaş ya da bir yetkili bu kursu şikâyet ettiğinde halktan alacağı tepkilerden korkuyorsa, bu kursu şikâyet ettiğinde güç odağı olan hükümetin eli olan yerel yönetimlerden, güç odağı olan hükümetin kurumlarda kadrolaştırdığı bürokratlardan gelecek tepkilerden korkuyorsa, bu makam ve mevkilerin gözünden düşeceğinden korkuyorsa, şikâyet edemiyor, susuyorsa, şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekiyor demektir.

    bu yavrucakların cenazelerinin pek çoğu, yine yurdun içinde bulunduğu beldede toprağa veriliyor. yurt, balcılar beldesinin tam merkezinde değil ama merkezde; bu beldenin bir kenar mahallesinde:
    http://img294.imageshack....stos2008konyadaf6frh3.jpg
    http://img120.imageshack....stos2008konyadaf6fiw8.jpg

    yani aslında bu yavrucaklar yürüyerek gidip gelebilecekleri uzaklıktaki bir yurda yatılı verilmişler. evlerinde kalıp, gündüz vakti kursa gidip gelebilecekken, böylesine bir yurtta yatılı kalıyorlar. bu sahne bana çok uzak değil. zira of ilçesinde de bu manzaralarla aynen karşılaşıyorum. kendi öğrencilerimden de, okula hiç gelmeyen, daha doğrusu ailelerinin -annelerinin değil ama büyük ihtimalle babalarının- zoruyla okula gönderilmeyen ama bu süre zarfında kuran kursuna gittiği haberini aldığım kız çocukları da oldu. of ilçesinde de öğrencilerden pek çoğu yaz başlar başlamaz böylesi yurtlara gönderiliyor. ilk olarak öğrencilerimin bazılarından bu yurtlarda yatılı olarak kaldıklarını duyduğumda aklıma bu yurtların ilçe dışında olabileceği düşüncesi gelmişti ama daha sonra bu yurtların değil ilçe dışında kenar mahallede bile olmadığını, aksine ilçenin tam merkezinde olduğunu öğrendim. amaç belli. nasıl koşullarda kaldığı önemsenmiyor bu yavrucakların, amaç bu yatılı kursları açan cemaatlerin bu yavrucakların ailelerinden gelecek yardım paralarının üzerine konması, amaç evlerine yürüyerek gidip gelebilecekken bu yavrucakları yaz tatili boyunca bu binalara hapsetmek ve beyinlerini çok daha rahat yıkayabilmek...

    internette balcılar beldesiyle ilgili siteleri dolaşırken bir sitede yöre halkının kız çocuklarının eğitimine bakışını çok net ifade eden bir yazıya rastladım. bakın, balcılar beldesindeki halk kız çocuklarının eğitimi hakkında ne düşünüyor: "kız çocuklarını okula göndermeme durumlarına rastlanıyor. ilkokuldan çıkan kız çocuğu bir yıl da kuran kursuna gönderiliyor. ondan sonra öğrenim hayatı sona eriyor. kız çocuklarının çok az bir kısmı öğrenim hayatına devam edebiliyor. ailelerin kız çocuklarını okula göndermemelerinin en büyük sebebi okuyan kızların gelenek ve ahlak kurallarının dışına çıkması..." (bkz: http://www.balcilar.8m.com/alatam/kasaba.htm)

    hatırlarsınız, dingilin biri "ihl dışındaki okullarda fuhuş var!" buyurmuştu. rantını halkın dini duygularını sömürerek sağlayan cemaatler, halkın cahil kalıp ellerine muhtaç hale gelmesi için ellerinden geleni yapıyorlar, yapacaklar. gerekirse belli noktalardaki tetikçilerine "ihl dışındaki okullarda fuhuş var" da dedirtecekler. ama umuyorum ki, insanlar geç de olsa bazı gerçeklerin farkına varır, bazı durumları ve kavramları sorgulamaya başlarlar.

    son olarak, yine bu beldeyle ilgili sitelerde dolaşırken şöyle bir habere rastladım ki, bu içimi çok daha fazla sızlattı:

    "ilköğretim okulları arası bilgi yarışması yapıldı

    23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedeni ile ilçemizde taşkent kaymakamlığı ve taşkent ilçe milli eğitim müdürlüğünün ortaklaşa düzenlemiş olduğu, sponsorluğunu hemşehrimiz dr. oktay aydemir'in üstlendiği ilköğretim okulları arası bilgi yarışması yapıldı. yarışmaya merkez ve kasabalarımızdan toplam 7 okul katıldı. yarışma sonucunda birinci balcılar i.ö.o, ikinci avşar i.ö.o ve üçüncü muzaffer özlen i.ö.o oldu. birinci olan okul öğrencilerine birer cumhuriyet altını, ikinci olan öğrencilere birer yarım altın, üçüncü olan öğrencilere ise birer çeyrek altın hediye edildi."

    bu haberde sözü edilen birinci çocuklar, balcılar beldesindeki tek okul olan balcılar ilköğretim okulu'nun öğrencileri ve beldenin bağlı olduğu taşkent ilçesinde düzenlenen bilgi yarışmasında birinci olmuşlar. sitede, birincilik kazanan bu öğrencilerin isimleri hakkında bilgi yok. o yüzden hayatını kaybeden yavrucaklardan birileri var mı bu mutluluk fotoğrafında bilmiyoruz. belde küçük bir belde, okuldaki öğrenci sayısı az... birincilik kazananlar hayatını kaybedenlerden birileri değilse bile bu yavrucakların enkazda can verenlerden bazılarını tanıdıkları kesin. hayatını kaybeden yavrucaklar da, ileride böylesine bir mutluluk fotoğrafının içinde olabileceklerdi belki ama ne yazıktır ki "karanlıklar" onları aramızdan alıp götürdü.

    baştan sona, en başta geleninden en sonda gidenine, bu yavrucakların hayatına mal olan bu olayda sorumluluğu olan tüm sorumlu sorumsuzlara lanet olsun!

    aylar sonra başlığa tıklayıp, sonradan yazılanları gördükten sonra gelen edit: bize olayı örtbas etmeye çalışan bazı zevatı ve üstüne bir de bu şerefsiz, bu anası sikilmiş, bu orospu çocuğu, bu denyo zevatın kendi sıfatına bakmadan başkalarına hakaret edebildiğini göstermiştir.

    (Hakaret etmeyince kötü oluyoruz. Bazı orospu çocuklarının anasına, avradına, soyuna, sopuna, bacısına, karısına küfredeceksin ki iyi olasın. Adam bundan zevk alıyor.)
    5 ...
  8. 19.
  9. kur'an kursu'nun resmi kayıtlarda gözükmemesi olayın daha can sıkıcı bir boyutunu gözler önüne sermekte. denetimsizlik ve ihmakarlık 14 cana mal olmuştur. ölenlere allah'tan rahmet dilemekten başka bir şey gelmiyor elden.
    5 ...
  10. 37.
  11. Şuncacık çocukların ihmaller silsilesi dahilinde feci şekilde can verdigi hadise. pamuk ipliginde hayatlar yasadıgımız şu günlerde iç acıtan bir büyük günah daha sadece. ihmali olanları önce allah'a sonra yüce adaletimize teslim eder, acılı ailelere de başsaglıgı dilerim.
    4 ...
  12. 56.
  13. ölen kızlardan birinin babası şu sözleri söylerek beni dumura uğratmıştır.
    'bizim çocuklarımız deniz kenarında, barda diskoda eğlenirken ölmediler. sarhoş olup kaza yapıp ölmediler. sabah namazını kılmak için kalktıklarında öldüler. ölenler şehit olmuştur ; kalanlar gazi.' bu fikri ben yaşadıkları üzüntüye bağlamak istiyorum. bağlayamıyorum. *
    4 ...
  14. 51.
  15. kaçak kurs+kaçak bina= 18 ölü.
    4 ...
  16. 36.
  17. köy yerinde yapılmış iki katlı bir binanın mühendis tarafından yapıldığını düşünen ve bu nedenle de mühendisleri suçlayan insanlar olduğunu göstermiştir. ben de bir inşaat müh. olarak söyleyeyim yeri geldi madem; bu ülkenin mühendislerini bırakın müteahhitler, inşaat işçileri ve teknikerleri bile sallamamakta ve onlardan daha bilgili olduklarını iddia etmektedir bu kesimler. 600 ytl'ye çalışan müh.in yanında 2000
    ytl'den aşağı işçi çalışmamaktadır. ben yine de bunlara üzülmüyorum, asıl üzüldüğüm bu masum çocukların ölümleri. (bkz: welcome to turkey)
    4 ...
  18. 34.
  19. bu olaya çok benzeyen bir olay aynen kayseri'de 3 4 yıl önce yaşandı. araştırıp bakabilirsiniz, oradaki olayda da erkek öğrencilerin kaldığı diyanet yurdunda tüp patlaması olmuş, bina yıkılmıştı. Şimdi bu olayın nedenleri bilirkişi ile tespit ve rapor edilmeden önce bir kaç şey sıralamak istiyorum,
    1-) bu tür kalabalık yurtlarda kullanılan tüpler, sanayi tipi dediğimiz, kütük gibi uzun tüplerdir, bu tüplerde borunun klemensinin açılmış olması, borunun çatlamış olması, veya çok ama çok küçük hatta imkansız ihtimal, tüp cidarında bir sızıntı olması, tamamen o yurdun, aşçısı, mutfakçısı, tüp tedarikçisi gibilerinin sorumluluğu altındadır.
    2-) gelelim kendilerine belletmen diyen belleyememiş zır cahillere, o iki hoca o kokuyu aldıktan sonra elektrik düğmelerine bile dokunmamalıydı ve tüm öğrenciler uyarılmalıydı, öğrenciler statik bir elektrik kıvılcımına neden olacak şekilde üstlerini bile giymemeli çıkarmamalıydı ki en nihayetinde mutfakta en alt katta olan tüpü kontrol etmeye gidiyorlar (gaz yoğunluğunun max olduğu yere) o gazı tutuşturabilecek hiç bir harekette bulunmamalıydılar.
    3-) grizu gazı buna bir örnektir arkadaşlar, maden galerisinde sıkışan metan gazı içeriye dolan ve/veya pompalanan temiz havayla seyreldikçe (hacmen % 9 civarına ulaşınca) grizu gazı oluşur ve herhangi bir kıvılcımda o gaz büyük bir basınç etkisiyle küresel, karesel dolgu vs şekillerde etrafa yayılır,
    4-) yurdun göçük fotoğrafında binanın kesiti iyi kötü görülebiliyor, ben büyük ihtimal eminim ki (inşaat mühendisiyim) o bina temiz 15 yıllık bir binadır ve malzeme kesitleri 17 ağustos öncesi şartnamelere göre yapılmış bir bina olduğundan çok zayıftır ve yetersizdir. (depremden sonra bu işler çok ciddileşti arkadaşlar o kadar da kötü değil) hal böyleyken ve hatta denetimlerin daha yetersiz daha az olduğu kırsal kesimlerde bulunan bu binanın bir içsel basınç yükü ile çökmesi zaten kaçınılmazdır.
    5-) o yurdun ve bu tür içinde öğrenci barındıran tüm yurt yöneticilerine ve sahiplerine diyorum ki: (Bir b.k yiyecekseniz bile, adam gibi yiyin, binalarınızı sağlam yapın, orada insan evlatları kalıyor!)
    6-) en son olarak "Yazıktır. Günahtır.!" diyorum
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük