zamları eleştirirken biraz gerçekçi olalım. ister devlet yönetin, ister bir iş yeri yönetin, ister bir ev, aile yönetin. belli bir işletme maliyeti, gelir-gider dengesini gözetmek zorundasınız (iş bilmezlik, israf, öngörü sahibi olmamak, atamalarda ki liyakatsizlik vs tartışmalarına girmeden) burada kalkıp işçi dar gelirli bir ailede büyüyen çocuğun okulda arkadaşlarının elinde gördüğü ipad miniye heves ederek "babam bana 23.694 lira verip en ucuz 64gb 2023 ipad mini wi-fi+cellular almıyor" diye ağlayacak zekada bilgi ve eğitim seviyesinde değilim. zaten ahlak ve etik değerlerim de buna izin vermez. körü körüne muhalefet ederek iktidarı veya süper zekalılar(!) gibi muhalefeti suçlamak aklı inkar etmektir. siyasetçiler (iktidar muhalefet) seçmenin istediğini verdiği ve seçmene göre davrandığı sürece siyaset sahnesinde yer alır. yaşadığımız durumun temelinde ekonomik nedenler yatmıyor, suçlu ise iktidar muhalefet değil. bu ülkenin bir tek sorunu var ve tüm sorunların kaynağı biziz, sen-ben-o herkes. tıpkı oturduğunuz sitede çevrenin pis olması, binaların boya yalıtımının dökülmesi, asansörlerin çalışmaması, bahçe aydınlatmalarının yanmaması, merdiven otomatiklerinin sensörlerinin algılamaması vs durumunda site insanlarının hala aynı yönetim altında yaşaması, site yönetimini onaylaması ve durumdan memnun olması gibi düşünün. çare mi? çare yok, bu iktidar gitse bile bu halk başka bir iktidar seçse bile bazı şeylerin değişeceğini mi sanıyorsunuz? ne bileyim, maaşıma 3-5 kuruş zam yaptı diye veya kaçak evime çürük evime tapu verdi diye artık oy atmayacağım mı sanıyorsunuz? allah vatan millet din iman bayrak kur'an vs söylemlerine veya ırk kimlik ideoloji saçmalığına kanmayacağımı mı sanıyorsunuz? soruna neden olan şeyle sorunu çözemezsiniz.
https://www.youtube.com/shorts/Z7CWjCX4Qgk bu seçilen (veya seçilmişleri atanmışları) insanları eleştirmek aptallıktır. demokrasilerde eleştirilmesi gereken halktır, bu insanları alkışlayanlardır. hiç kimse yapılan zamları ekonominin gerçekleri veya dünya enerji piyasası gereği vb diye savunamaz, sizleri bilmem ama bu zekama hakaret demektir. bir kez daha belirmekte fayda var, yaşadıklarınızın temelinde ekonomik neden yoktur. daha önceleri de yazmış uzun uzun anlatmıştım. örn: 28-06-2012 tarihinde ham petrolün varili 77.69 dolar ve benzinin litresi istanbul avrupa yakasında 4.18 lira. şu an petrolün varili 81.75 dolar ve istanbul avrupa yakasında benzinin litresi 36 lira. 2012 yılı mayıs ayında benzin 4.18 liraydı ve pahalıydı. şu an benzin 36 lira ve 2012 mayıs ayına göre çok ucuz. içinizden çüş diyen olabilir, açıklayayım efendim; 2012 yılı mayıs ayında benzinin litresine 4.18 lira ödeyen vatandaş dolar bazında benzinin litresine 2.32 dolar ödüyordu. şu an benzinin litresine 36 lira ödeyen vatandaş dolar bazında 1.33 dolar ödüyor. gelirler idaresi/ödemeler dengesi açısından şu an benzinde hükümet istediği geliri elde edemiyor. yerel yönetim seçimlerine kadar beklenecek ve sonra dolar bazında benzinin litresi en az 2 dolar ve üzerine çıkacak. unutmadan; 2012 yılları 2011 yılları 1 dolar 1 tl diye sayıklayanlar ve dünya'nın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğiz diye rüya görenlerin olduğu zamanda ben eyvah diyordum. satılan özel ve kamu şirketleri, alınan borçlar, düşük dolar faizi, finansman maliyetleri, dünya piyasalarında bol olan dolar, ülkeye gökten dolar yağarken amerika avrupa dolar bazında benzinin galonuna (3.78 litre) dolar bazında kalkıp 3.83/4 dolar öderken (litresine 1.05 dolar civarı) ülkemde benzinin litresine 2.32 dolar ödüyorduk. bu yoğurtun (doların) bolluğunda bu fiyatları öderken yarın olası kriz enflasyon riskine karşı doları piyasadan çekmeye faiz yükseltmeye giderlerse biz ne yaparız diye düşünerek endişeleniyor ve bu rüyadan uyanmayı diliyordum ama hala aynı uykudayız. iyi uykular türkiye.
