şu iğrenç barbar türkler

entry8 galeri0
    1.
  1. Önyargılarla dolu sözlüğümün saygıdeğer okuyucusu, öncelikle sana kendimi ve amacımı söylemek zorunluluğu hissediyorum ki zincirlerle bağlı olduğun önyargıların, seni bu yazıyı okumadan eksilemeye zorlamasın.

    ben milletini seven bir atatürk milliyetçisi olmakla beraber atatürk milliyetçiliğinin gerektirdiği üzere bütün milletlerden bir parçanın kendisinde olduğuna inanan bir fikir işçisiyim.

    türk milleti'nin barbar ya da barbar olmadığına dair söylenecek çok söz vardır. ancak ben böyle bir ortamda size belirli başlıkları sunacağım. o başlıklar:

    1- türk törelerinin barışa bakış açısı
    2- türk piramitleri
    3- atatürk'ün tarih kitaplarının dahi sansürlenmesi
    4- türklerin barbar olmadığına kanıtlar

    bu dört konuyu kısa ve keskin cümlelerle açıklama gereği duyuyorum ki sıkılıp da okumaktan vazgeçmeyesiniz.

    1- türk törelerinin barışa bakış açısı:

    türklere barbar diyenler öncelikle şunu öğrenmelilerdir ki türk törelerine göre türklerin temel amaçlarından birisi de dünyayı barışa ve huzura kavuşturmaktır. Türkler bu yüzdendir ki asla ama asla ele geçirdikleri bölgeleri birer sömürü bölgesi olarak görmemiş aksine vatan toprağı saymıştır. ele geçirdikleri bölgelerdeki halklara zulmetmemiş onlara kendi yaşam biçimlerinde hayatlarını sürdürmelerine izin vermiştir.
    Çünkü türk milli inanışı olan göktanrı inancı bunu gerektirir.

    Göktürk yazıtlarından dahi anlaşılacağı üzere türklere başka milletlere zulmetmek yasaklanmıştır. türkler çinliler ya da romalılar gibi dini inanışları da kendi istedikleri gibi şekillendirme yoluna gitmemişler ülkelerindeki dini propagandalara izin vermişlerdir. buna en büyük kanıt da hazar türkleridir veya hristiyanlığın bi mezhebi olan nasturilik misyonerleri orta asyaya geldiğinde onlara hoş görüyle karşılık vermişler ancak dinlerine itibar etmemişlerdir.

    ayrıca türkler törelerinde yer alan barış ilkesini gerçekleştirmek için düşmanlarıyla her zaman ticari anlaşmalar yapmışlardır.

    ilk çağda "türk sözü" adı verilen bir kavram vardı. bugünkü izci sözü gibi birşeydi bu söz anlayışı. çinliler dahi türklerden "asla sözlerinden dönmezler" diye bash etmişlerdi.
    ve bu yüzden barış güvencesi sağlamak için kendi oğullarını rehin olarak hunlara veya göktürklere gönderirlerdi aynı eylemi romalılar da göstermiştir. herhalde hiç bir kral barbarlara oğlunu teslim etmez hele ki bunu barış güvencesi olarak asla yapmaz. ve aynı şekilde türkler de kendi çocuklarını düşmanlarına göndermiştir.

    örneğin atilla çocukluğunu roma'da yaşamıştır.

    2- türk piramitleri:

    tarihte piramitleri yapan ilk millet türklerdir. evet belki şaşırdınız belki de bu bilginin bir uydurma olduğunu ya da türkleri yüce göstermek için uydurulan bir tarihsel bilgi olduğunu düşünüyorsunuz.

    ancak 1942 yılında bir ingiliz pilot savaştaki keşif uçuşu sırasında piramitler görür ve bunların çinlilere ait bir silah deposu olduğunu düşünüp fotoğraflarını çeker ve üsse götürür. tarihçilerin daha sonraları yapacakları tarihi araştırmalarla bu piramitlerin türklere ait olduğu ortaya çıkar. piramitlerde kurt başları ve ay yıldız simgeleri vardır. ayrıca en yükseği 400 metredir ki bugün dünyanın en yüksek binası 400 metredir. bu piramitlerin daha küçükleri bugün hazar'ın kuzeydoğusunda da vardır ancak onlar daha küçüktür ve mezar olarak kullanılmıştır.

    türk piramitleri gizlenmek için çin tarafından hızlı büyüyen ağaçlarla donatılmış ve üstleri traşlanmıştır. buradaki amaç gelecekte uygur türklerini asimile edip bölgenin kendisine ait olduğunu kanıtlamaktır. geçtiğimiz yıllardaki katliam haberleri de bunu doğrulamakta.

    görüntü: http://www.google.com.tr/...s:0&tx=130&ty=139

    söylesenize barbar bir millet nasıl piramitler inşaa edebilir? bu ana kadar belki düşünceleriniz değişmemiştir ancak lütfen 4. başlığa kadar bekleyiniz.

    3- atatürk'ün tarih kitaplarının sansürlenmesi:

    bugün hepiniz biliyorsunuz ki okullarımızda saçma sapan bomboş bir tarih anlayışıyla tarih öğretilmekte. önce antlaşma sonra savaş sonra gene antlaşma ve sonra gene savaş...

    ancak atatürk'ün emriyle hazırlatılan 4 ciltlik ve her cildi 500 sayfa olan kitaplarda tam tersi bir tarih anlayışı vardı. okullarda gençler atalarının nasıl bir medeniyet kurduklarını öğreniyorlardı. camiilerin yapılışından türk piramitlerinden atalar mağralarından türk sagu ve savlarından türk müziğine ve türk bilimadamlarına kadar pek çok şey bu kitaplarda yer alıyordu. hükümdarların yönetim anlayışı ve bugün kitaplarda anlatılmayan pek çok şey... atatürk bu 2000 sayfalık okul kitaplarında neredeyse sadece türk medeniyetini anlatıyordu, savaşlara ve antlaşmalara ise çok az yer verilmişti.
    bu tarih anlayışıyla dönemin sosyolojik yapısını gelenek görenek ve inançlarını öğrenen türk genci kendisini geliştiriyor ve güveniyordu. atalarını bomboş sadece savaşan bir millet olarak tanımlamıyordu...

    ancak atatürk'ün ölümünden sonra ismet inönü döneminde bir komisyon toplandı. komisyonda 2 amerikalı ve 2 türk vardı. eğer komisyon bir karar veremezse kararı verecek olan cumhurbaşkanımız ismet inönü değil amerikan ankara büyükelçisiydi.

    evet türkiyenin egemenliği böylece ayaklar altına alınmıştı. peki bu komisyonun alacağı karar neydi? tarih kitaplarının sadeleştirilmesi ve medeniyeti değil savaşları, antlaşmaları kısaca duygusuz soğuk boş bir tarih anlatılmasıydı. böylece ulu önderin hazırlattığı kitaplar yürürlükten kalkmış yerine bugünkü amerikalıların getirdiği ve atalarımızın sadece savaşan insanlar olduğunu anlatan sıkıcı tarih kitapları gelmişti.

    ve son başlık özellikle bu başlığı okumanızı tavsiye ederim.

    4- türklerin barbar olmadığına kanıtlar:

    öncelikle ayırt edilmelidir ki barbar bir kavim yağma yapar türk milletiyse her zaman vergi toplar. buna en büyük kanıt moğollardır. onlar yağmalarlarken verginin daha karlı olduğunu görüp imparatorluk parçalanınca vergi toplama yoluna gitmişlerdir. türkler ise her zaman vergi toplamıştır.

    türklerin bir alfabesi vardır. göktürk alfabesinden dahi önce hun alfabesinin olduğu "altın elbiseli adam"ın mezarından çıkan hun yazısıyla kesin olarak kanıtlanmıştır.

    barbar bir kavmin yazısı mı olur?

    türklerin takvimi vardır.

    barbar bir kavim nasıl olur da yıldızları gözetleyerek bir takvim yapabilirdi?

    türklerin hükümdarın dahi uymak zorunda olduğu töreleri vardır. barbar bir kavimde kanun üstünlüğü olur mu ?

    türklerin kurultayı ve yerel örgütlenmeleri, posta teşkilatları vardır.

    avrupalılar masada yemek yemeyi, pantolonu, ceketi, gömleği, onlu sistemi, üzengiyi, eğeri türklerden öğrenmişti.

    ayrıca türkler göçebe değil konar-göçer yaşayan bir milletti. bu da barbar olmadıklarına bir kanıttır.

    ancak unutulmamalıdır ki türklerin barbar olmadığına en büyük kanıt şudur:

    hiçbir şey okumadıysanız da şu bölümü okuyun

    avrupa hunlarının önünden kaçan bütün barbar kavimleri "radagais" adında bir barbar birleştirip roma'yı işgal edip yeryüzünden silme kararı almıştı. romalılar bu barbar ordusunu yenememiş ve onlardan çok daha güçlü olan türklerden yardım istemişti.

    hiç bir imparatorluk barbarlardan kurtulmak için çok daha güçlü bir barbardan yardım ister mi? tabii ki hayır. bu da gösterir ki türkler barbar değildi.

    ve dahası,

    atilla roma'yı feth etme kararı almıştı. çünkü romalılar hun mezarlarını soymuştu.

    söyleyin barbar olan biz isek mezarlarımızı soyanlar neden onlar?

    ve atilla roma'yı papanın po ovasına gelip af dilemesiyle bağışlayacaktı. normalde bir barbar kavim roma'yı yer yüzünden silerdi.

    bundan 5 yıl öncede atilla istanbul'u almak için büyük çekmeceye kadar gelmişti ancak batı roma imparatoru aetius'un doğu roma'nın imzalayıp da daha sonra bozduğu antlaşma şartlarına özür dileyerek uyacağını, oğlunu atilla'ya rehin olarak göndererek teminatlı şekilde söylemesi atilla'nın tekrar istanbul'u vergiye bağlamasına sebep olacaktı. atilla ve milleti barbar olsaydı istanbul'u vergiye bağlamak yerine yağmalardı.

    ayrıca aetius'un oğlunu hunalara güvenerek rehin vermesi de türklerin güvenilir ve misafirperver olduklarına barbar olmadıklarına ayrı bir kanıttır.

    ama bununla da kalmıyor tabii ki:

    aetius roma imparatoru olmadan önce imparatorluğun belki de en güçlü komutanı budafacius ile rekabet içindeydi. ve imparator olmak için avrupa hunlarından yardım istemişti. herhalde onları daha önce barbarlardan kurtaran onları bağışlayan ve onlara masada yemek yemeyi öğreten bu milletin onu koruyacağından emindi. ve öyle de oldu aetius söz verildiği gibi imparator yapıldı...

    peki neden türklere barbar diyorlar?

    bunu ünlü tarihçi herbert melzig şöyle açıklar:

    "avrupalılar, iranlılar, çinliler ve ruslar türklere barbar derler. derine indiğinizde görürsünüzkü bu milletlerin hepsi türklerden yüzyıllarca dayak yemiştir. türkler onlara napmış ki?"

    ünlü fransız komutan ve imparatoru napolyon bonaparte'nin de dediği gibi:

    "türk kadını namuslu erkeğiyse cesurdur. ancak bunlardan da öte hepsi vakti geldiğinde kendisini vatanı için feda eder. işte bu yüzdendir ki türkler öldürülebilir ancak mağlup edilemezler"

    yazımı çok büyük iki türk liderinin sözleriyle bitirmek istiyorum.

    ikisi de türk milletini yok olmaktan korumuştur.

    "ey türk titre ve kendine dön!"

    bilge kağan

    "ne mutlu türküm diyene!"

    mustafa kemal atatürk

    eğer okuduysanız ve saygı duyduysanız teşekkür ederim, okumadıysanız da lütfen okuyun ve öyle yorum yapın.
    26 ...
  2. 2.
  3. her gün en az 1 kadın cinayeti haberine bakarak görülebilecek türklerdir.
    2 ...
  4. 3.
  5. Valla şu an ne desek boş. Önceden öyleyse gurur duyarız. Ama şimdi bir bozulmadır gidiyor. Artık nedendir bilinmez, laik ülke olduğundan mı, çağın getirdiği mecburiyetlerler midir bilinmez ama şimdilerde Türklerin çoğunluğu sözünden dönen, sabah dediğini akşam yalanlayan, başkasının kızına, eşine sikecekmiş gibi bakan,(yakalasa hemen sikecek yani o kadar), ticarette kazıklayan bir millette dönüşmüştür.
    1 ...
  6. 4.
  7. ilk entrye yüzde 90 katılmakla beraber eksik olarak niteleyebileceğim bir noktayı tamamlamak istiyorum. barbarlık kavramının onlarca tanımı vardır, hangi açıdan bakarsanız ona göre yorumlarsınız. türkler, özellikle orta asya'da yağma akınları düzenleyerek yaşamlarını sürdürmelerinden dolayı diğer toplumlarca ''barbar'' olarak tanımlanmışlardır. ancak her çağın şartlarının farklı olduğunu düşünürsek, bunun anormal bir durum olmadığını düşünebiliriz. günümüzde bile farklı yöntemlerle ve daha vahşice bu eylemlerin sürdürüldüğü su götürmez gerçektir. dolayısıyla türkler'in barbarlığı, dünya genelinde yaşanan barbarlığın yanında devede kulaktır.
    1 ...
  8. 5.
  9. türkleri aydınlanma felsefesine göre tartanların görüşüdür.
    1 ...
  10. 6.
  11. (bkz: sazan avı). beyler türkler iğrenç olsaydı.şu anda içimizde etnik köken olmazdı emin olun.
    2 ...
  12. 7.
  13. başka ırklardan devşirme türk olan ya da başka ırkların göreneklerini benimseyip türklükten çıkmış kişilere verilen ad.
    0 ...
  14. 8.
  15. bu böyle denir, sonra ağızda türkçe. okula gitse 'türküm, doğruyum'.

    harbi harbi düşündüğünü savunanın arkasındayız da. bu şekilde komik oluyor be kardeşim.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük