Gecenin bir vakti davulcular çıkıyor sokaklara. Sonra ışıklar yanıyor bir bir evlerde. Anneler gece vakti börekler yapıyor. Herkes kalkıp başkalarının ancak hayretle bakabileceği bir şekilde güzelce yiyip içiyor. Çılgın Müslümanların çılgın çocukları beni de kaldırmazsanız küserim diyor kuşaklardır. Çılgın Müslümanların televizyonları da canlı yayına geçiyor gece gece.. sonra çılgın yapılı bir binadan çılgın bir adam içli bir şarkı söylemeye başlayınca herkes bırakıyor yemeyi içmeyi.
Gün boyu aç duruyorlar çılgın Müslümanlar. Ellerine milyarlarca kez okudukları kitabı alıp milyonlarca kez daha okuyorlar. Birileri parasını durduk yere birilerine dağıtıyor. Tam bir çılgınlık
Derken akşam yaklaşıyor.anneler yine mükellef sofralar donatıyor.konu komşu ile birlikte sıkışa sıkışa oturdukları kalabalık sofraların başında yine o çılgın adamın şarkısını bekliyorlar. Bu kez şarkı hızlı ve neşeli. Şarkı başlar başlamaz çılgınca yiyip içmeye başlıyorlar. Sonra şen muhabbetler kahkahalar...
Sonra herkes sokaklara dökülüp yüksek yerlerinde ışıklar yanan o çılgın yapılı binalara doğru öbek öbek yürüyorlar. Binanın içinde ip gibi sıralara dizilip şu şarkı söyleyen çılgın adamın önderliğinde ilginç hareketler yapıyorlar. Oluşturdukları mahşeri kalabalık tek yürek olmuş taraftar ruhuyla dünyanın en büyük Meksika dalgasını yapıyor. Sonuna doğru ise ipe dizilmiş bir takım boncukları sayıyorlar sayma öğrenen çocuklar gibi. En sonunda da avuçlarını açıp birinin bir şey koymasını beklercesine sessizce bir müddet duruyorlar ve avuçlarına dolan görünmez şeyi yüzlerine sürüyorlar. Çılgın adam paydos ediyor ve biribiriyle tokalaşıp kucaklaşmaya başlıyor şu çılgın Müslümanlar...
allah çıldırmayı nasip etsindir.