istisnalarla bozulması gayet muhtemel bir kaide.evet genel durum pek iç açıcı olmasa da gerçekten "evlenilecek" kızların hala var olduğu da tartışılamaz bir gerçek.
doğru son derece yerinde bir tespittir efendim. şimdi ki kızların kız olarak kalacağını gösterir asla ve asla kadın olamayacak kadar salaktırlar kadınlık olgunluğunu taşıyamaz bunlar. ne ev işi ne annelik hiç birisi yok bunlarda. gerçi bunlar daha kendilerine bakamıyor biz nelerle karşılaştırıyoruz ki. hasta olduğunda nutella yiyen kızdan ne hayır gelir bizim analarımız, anadolu kadınları özel döneminde bile harıl harıl calısıyor yav yazık cok yazık.
sütçü hikayesi vardır biryerlerden dinlemiştim nerden hatırlamıyorum.
fakir bir adam varmış helal para kazanmak istemiş bir kaç inek almış bir köye yerleşmiş.
"süt satıp para kazanacak ama sütü satılmamış"! git gide fakirleşmiş
bir gün süte nasıl olduysa su karışmış o gün sütü satılmış, adamda suyu katmaya devam etmiş.
gel zaman git zaman zengin olmuş. kendini rahatsız hissetmiş gidip devrin bir alimine sormuş
devrin alimi ona senin helal sütünü alacak helal para kimsede yoktu demiş!
erkekleri onurlu toplumların kadını onurludur. hakaret ederken iyi bir düşün .
Kızlar düzgün erkeği bulduğu zaman evinde işde yapar kocasının annesinide sever erkeğinede hizmet eder evinin kadınıda olur sorunu erkekler biraz kendilerinde arasınlar .
evlilik gibi ciddi bir müesseseyi, ciddi ve doğru insanlar ile (bayan veya erkek) inşa etmek gerek. günümüzde doğru kişiyi bulmak geçmişe göre daha zorlaşmıştır. bunun nedeni ise insanların sürekli ben merkezli olmasıdır. kadının "kadın rolünü" erkeğin "erkek rolünü" yerine getirememesi aile içerisinde rollerin ve hiyerarşinin tam bir karmaşa olması günümüz evliliklerinin ya hiç yaşanmama yada yaşansa bile ömrünün kısa olma sebebidir. bu durumu sadece bir cinse yüklemek eşitlik açısından yanlış olsa da kanımca "yuvayı dişi kuş yapar" atasözünün boşa söylenmediği, bir ailenin en sağlam temel taşının kadın olduğu ve kadının bu ulvi görevi zamanımızda yerine getiremediği kanaatindeyim. tabi bu durum zamanımız bayanlarının evlenmeyi hak etmemesi değil, evliliğin ciddiyet istediğini ve evliliğin temel taşının kendileri olduğunu idrak edememeleridir.
Doğru bir tespittir fakat erkeklerin de hak ettiği söylenemez.
sen Nasıl bir insansan karşına da öyle birisi çıkar. Bir çok kızı kirletmiş bir erkek temiz bir kızı hak etmez, kendisi de kirlidir.
Bir çok erkeğin canını yakmış kız da mutlu olmayı hak etmez, bulamaz mutluluğu. Bu ilâhi adalettir vesselam.
şimdi ki kızlar her şeylerinin dört dörtlük olmasını istiyorlar. bu sebeple aşkı sevgiyi 2. plana atıyorlar. eskiden anne babalarımız bir yatak bir somye ile ev kuruyorlarmış. şimdi ise böyle bir teklif yapsan anında terk ederler bir daha yüzüne bile bakmaz kızlar. amaçları mutlu bir yuva kurmak değilde etrafa gösteriş peşinde olduklarından evlenmeyi hak etmiyorlar...
kim hak eder dört duvar arasında iki ağlak bebeyi çekmeyi?
biri annööeeğ diye ağlar, diğeri yemööeek diye.
bu yüzden hak etmiyoruz ve mutluyuz gençler, sakin.*
ah şimdiler, ah şimdiler, hep böyle geçmişi bir polyanna gösterme telaşı. eskiden daha iyiydi. kadınlar daha temizdi. hepsi çiçekti, şimdi artık olmuyor. bunları geçin eskiden ne pislikler vardı kimbilir. kişiler bunları gizliden yaşıyordu. şimdi en azından göstererek yaşıyorlar. aile içi ilişki mi dersin, akraba arası ilişki mi dersin hepsi eskiden daha yaygındı. sadece bunları gizleyebiliyordular çünkü gizlemek zorundaydılar. eskiye özlem duymak bu yüzden saçma.
kendisini kişilik olarak sevmemekle birlikte yılmaz erdoğanın çok beğendiğim bir lafı vardır;
"her erkek zeki, güzel, anlayışlı ve onu çok sevecek bir kadın ister. iyi güzelde adama sormazlar mı, bunları hak edecek ne yaptın?"
yani demem o ki çuvaldızı batıracaksanız iğneniz de olmalı kendinize batıracak..