şiir

entry942 galeri38 video6 ses1
    151.
  1. 152.
  2. duyguların bir düzen içerisinde sanatsal bir üslüpla dile getirilmesi.
    1 ...
  3. 153.
  4. niye hep kanar diye merak edilendir. çünkü şairler kalemleri kalplere batırırlarda ondan. hüzne durmaktır çünkü şiir.

    "kirlidir şiir, ve söz, atılmazsa zehirdir'' demiş şair cemal süreyya bir de zaten hepimiz birer şiir değilmiyizdir?
    2 ...
  5. 154.
  6. Artık hayatlarımız düşlerinden sökülüp monte ediliyorlar. Üstümüzde ne
    kuşlar ne dolunay... Böyle alkole batmış akşamlar, sersem sabahlar; gittikçe tuzak, sevdikçe ihanet, sevdikçe batak! Herkes kavramış da ötekini çaresiz- liğinden emeğinin tabutuna zar atıyorlar; sonra her gece alkolün esrik tadın- dan etin vahşi tadına sızıyorlar ve sokak çocukları her gece gökyüzüne eksik yatakların şarkısını söylüyorlar...

    Kirvem, buradan görünmüyor uzun koyaklar;
    yine o dağların ardı yâr,
    ama vuslat bir uzak diyar.
    Dağlar dağıldı, kentler yenildi diyorlar!

    Böyle geçip giderken uzun zamanlar,
    kimleri unuttuk kimler kalanlar?

    Y.Odabaşı
    1 ...
  7. 155.
  8. Alpha

    Nehirlere karışan zehirli atıklar gibi
    ağır ağır akarak kanıma karışmakta
    yokluğun!

    Hiç sormadım, neydi başka elbiseler içinde bulduğun
    aynı askıyla dolaba kaldırılan iki güzel yelektik biz
    güveye benzer bir şey oldu suskunluğun!.. anladım ki:

    aşk naftalinlenmiyormuş meğer, eğer kanıtlanmıyorsa suçun!

    Küçük iskender
    1 ...
  9. 156.
  10. içinde bulunmuş olduğum sanat.
    1 ...
  11. 157.
  12. Aydilge'nin fazlasıyla Cranberries'ten Dolores O'riordan'ı andıran yorumuyla söylediği güzel bir parçası.
    1 ...
  13. 158.
  14. 159.
  15. şairin ruhununun aynasıdır.
    herkes baktığında kendini görür.
    2 ...
  16. 160.
  17. ''baretsiz girme'' diyordu ''aşk sahası''na, levhadaki adam
    bu '' aşk sahası'' zaten
    bizim için hep deplasman...
    *
    1 ...
  18. 161.
  19. bir dilden başka bir dile çevirmenin, aynı duyguyu vermeyeceği için imkansız olduğu olay.

    ama çok güzel şiir çevirileri vardır; lakin sadece çevirisini değil, şiirin aslını da okuyun. çevirenin bambaşka bir şiir yazdığını, o şiirin şairinin aslında çevirmen olduğunu görmek zor olmayacaktır.

    (bkz: şiir çevirmenliği)
    3 ...
  20. 162.
  21. hayatı "şiir" gibi yaşamak gerek!
    1 ...
  22. 163.
  23. çok kişiye uzak bir kavram gibi gelse de, hayatın iç sesidir. aslında, hayatımın her döneminde, bir şekilde şiir olduğu için (tıpkı müzik gibi), onsuz nasıl yapılır bilmiyorum. ama zor olmalı. her derde devadır, kutsallığı farkedilmeyecek kadar şeffaftır.
    1 ...
  24. 164.
  25. --spoiler--
    şiir bir hikaye değil, sessiz bir şarkıdır.
    --spoiler--

    (bkz: ahmet haşim)
    1 ...
  26. 164.
  27. hayatın satırlarda anlam bulması..
    1 ...
  28. 165.
  29. kafasına pembe bıranda sarmış
    gerilmiş suratı pespeyade sararmış
    "uh ah dev adam
    on biri buçuk dev adam" şarkısında
    virgülden sonraki beşmiş

    ayakta resim çektirmezmiş
    çitin üzerinde oturur
    kısalığım bundandır dermiş
    yorgun argın süzülürken
    baygın baylar çöpteymiş
    gözleri fırlamışken yerlerinden
    parmak basıp patlatılasıymış

    ya da

    o bir parasit
    sen bir bağırsak
    gördüğüm en son tenya
    karnındaki derin sancı
    yeme dedim yedin çiğ çiğ* *

    sen yedin ben de yedim
    en sonunda sen zayıfladın
    şimdi doktora git bağırsak

    gibi birşeydir.

    (bkz: yazacak birşey bulamadığı halde yazmak istemek)
    2 ...
  30. 166.
  31. ...
    ben seni seviyordum sen bilmiyordun
    sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun
    sonra herhangi biri oldun,bütün sevinçlerim bittikten sonra
    yağmurlar yağdı serin haziran akşamlarına
    ...

    bir gün herhangi biri olur inşallah...
    1 ...
  32. 167.
  33. bir isim bulmaktı sevdamıza tek gayem
    belki bir yol aramak çığırından çıkan topraklarda
    bir nefes, bir heyecan ya da yaşanmamış bir roman
    küçük bir çocuğun elinde can çekişen bir arı kuşu gibi
    durduğu mahkumiyeti bozmaya yelteniyordu kalbim
    ve sevda bir dağ gibiydi hınca hınç
    yelkenlerini açmış bir gemi gibi süzülmek göklerde
    ve uzatmaktı elimi sensizliğe doğru
    ''dur'' dedim kalbime ama duymazdı ki serzenişlerimi
    belki isyanı banaydı onu hapsettiğim için
    belki koşmak istiyordu senin kollarına
    ve coşmaktı tek amacı
    küçük çocuğun elindeki arı kuşu gibi
    ağlamak..
    ağlamak yetmiyordu ki beni sana getirmeye
    çaresizliğimi, acizliğimi bile anlatamıyordum
    ya da dinlemek istemiyordu kalbim kim bilir
    koşuyordum umarsızca ve yalın ayak
    ama sana yaklaşmak istediğim her adım
    sanki beni daha uzak kılıyordu
    ve daha imkansız oluyordun gecelerimde
    şimdi ölüm vaktim gelmişti
    mezarımdaki kelebekler gibi
    ben de kanat çırpacaktım belli ki sana
    ve kırık bir aynadan baktığım solgun yüzüm
    biraz olsun şenlenmişti
    sana koştuğum çorak topraklarda
    ve ölmüştüm
    çünkü ölmek büyütecekti bu körpe bedenimi
    kalbimde kocaman bir kadın
    ve ruhum çocuklar misali hür ve şen
    ağlamak yoktu artık
    ''ağlamak çocuklara mahsus'' derdin ya her zaman
    şimdi gülmek ve heyecan vardı senin kollarında
    topraktın benim için
    sımsıkı saracaktın bedenimi
    ve ölmek
    ve sana kavuşmak yeniden doğar gibi
    ve...
    ve yine coşmak, yine sevdalanmak......
    1 ...
  34. 168.
  35. şekilden çok şekilci insanlar beni eden sinir
    kafiye kaygısındakiler eden şiiri kötü
    gören eden yok aslında önümüz açık
    hep geri duvara yaslanmış unutamayan dünü

    ağlamayanı yok insanlardan doğanı, kadar ölene
    belki bu yüzden kıskanılır gülene, birinin ölümü
    nasıldımcılardan çok neyimciler bizi eden sinir
    hep geri duvara yaslanmış unutamayan dünü.
    1 ...
  36. 169.
  37. hermann hesse'e göre; şiir, dünyanın benliğe yansıması, benliğin dünyaya cevabıdır. tamamiyle bilinen bir yalnızlaşmanın, bilinci, şikayeti ve oyunudur.
    1 ...
  38. 170.
  39. her satırda ölümü öldürmektir..
    1 ...
  40. 171.
  41. Hislerin kelimelere döküldüğü,iç sesin konuşturulabildiği edebi eserlerdir.
    1 ...
  42. 172.
  43. 173.
  44. söylersen deli, yazarsan şair dedirten düşüncelerin vücut bulmuş hali.
    1 ...
  45. 174.
  46. batıda da, bizde de, şiiri denemeden, öteki türlerde doğrudan tanınmış yazarlar göstermek hiç de güç değildir. ama şiir, sözcük kuyumculuğu olduğuna göre, bu deneyimden romanda, öyküde, oyunda yararlanılabileceği söylenebilir; ancak bu, romanın, öykünün, oyunun şiirden çıktığı, çıkacağı anlamını taşımaz hiç de. tam tersine, bütün yazınsal türler, ancak kendilerine özgü temeller üzerine kurulabilir. t s eliot'un koşuk oyun denemesi, geleneği yaşatmak kaygısından kaynaklanıyordu ve düz söze güvensizliğini yansıtıyordu. oysa ahmet muhip dıranas, oyunlarında, kişilerini kendi şiiri gibi konuşturmak hevesinden kendini alamaz. necip fazıl kısakürek de bu eğilimi taşır.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük